15 Eylül 1954 günü The New York Times Gazetesi’nin birinci sayfasındaki haberin başlığı şöyleydi: “Sürgünler, Mekke’deki anti-kızıl eylemi anlattılar”
Haber üç yıldır Soyvetler Birliği’nin hac için Mekke’ye Moskova’nın İslam’la ne kadar barışık olduğu propagandası yapmaları için gönderdiği 21 kişilik heyete karşı düzenlenen şok protestolar hakkındaydı.
Suudi Arabistan’da yaşayan 20 bin Rusya göçmeni Müslüman o yıl Sovyetlerden gelen propaganda heyetini domates yağmuruna tutmuş, “siz gerçek hacı değilsiniz” diye sloganlar ve küfürlerle karşılamıştı. Sovyetler aleyhine, kutsal şehrin duvarlarına sloganlar yazılmış, hacılara “kızılların” İslam’a ve Müslümanlara karşı tahammülsüzlüklerini, kapattıkları camileri anlatan 250 bin bildiri dağıtılmıştı.
New York Times’a eylemi, “Mekke’ye gelerek” (Nereden geldikleri hakkında en ufak ayrıntı vermeden) organize eden Tatar ve Özbek asıllı iki hacı anlatmıştı. Birlikte çekilmiş takım elbiseli, gülümseyen fotoğrafları da gazetenin birinci sayfasında büyükçe yer almış iki eylemci hacının adları: Hamid Raşid ve Rusi Nasar’dı.
Habere göre bu iki genç eylemci hacı, sadece eylem yapmakla kalmamış, Kral Suud, o yıl hacda olan Mısır’ın lideri Nasır, Pakistan, Afgan liderleri tarafından da kabul edilmiş, Sovyet heyetine, onların bu eylemleri ve temasları sayesinde bu yıl bütün kapılar kapanmıştı.
Genç eylemci sürgün hacılardan birinin adı ertesi yıl yine New York Times gazetesinde yer aldı. Bu kez yer Endonezya’nın üçüncü büyük şehri Bandung’da düzenlenen ünlü Bağlantısızlar Zirvesi’ydi. Sovyet ve Batı blokunda yer almayan yeni bağımsızlığını kazanmış ülkelerin zirvesinden gazeteye geçilen haberde Nehru ile birlikte konferansa mektup sunan Türkistan Lejyonları eski subayından bahsedilmekteydi. Adı: Rusi Nasar. Habere göre Nasar, bağlantısız ülkeleri şöyle uyarmıştı: “İnsanlık tarihinin en tehlikeli kolonyal emperyalizmi Moskova’nın komünist emperyalizmidir”
Ne tuhaf tesadüf, A Mosque in Munich kitabının yazarı Ian Johnson’a göre Rusi Nasar, Bandung Konferansı’na 1850’lerde Marx’ın da muhabirliğini yaptığı New York Herald Tribune gazetesinin muhabiri olarak sızmıştı.
Enver Altaylı’nın kitabına göre ise mazlum Türkistan halklarının sesi olarak konferansa gitmek için Manila’ya uçarken uçağın birinci sınıfında yol arkadaşlarından biri 23 yaşında genç bir yıldız olan Elizabeth Taylor’dı. Hatta Nazar hosteslere “Yataklarımızı öyle hazırlayın ki en azından bayan Elizabeth’le ayaklarımız birbirine dokunsun” diye espri yapmıştı.
Rusi Nasar’la Ruzi Nazar aynı kişiyse, “Komunistler Bandung’ya hezimete uğradı” başlıklı 29 Nisan 1955 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin birinci sayfasındaki haberdeki de aynı adam olmalı:
“Dün şehrimize geçen Asya Afrika milletleri konferansında Türkistan Temsilcisi Ruzi Nazar intibalarını anlattı.” İmzasız habere göre Nazar, Singapur’dan İstanbul’a gelmiş, akşamında da Münih’e uçmuş oradan da Amerika’ya geçecekmiş.
Neden?
Gazetecilerin o zamanlar şüphe edip ya da komplo teorilerine ne gerek var diyerek sormadığı o sorunun cevabı aslında 20. Yüzyılın hikâyesi de sayılabilir.
Ekim 1917 devrimi sırasında Sovyetler’de doğan Ruzi Nazar, akrabalarını Stalin’in öldürdüğü bir Özbek olarak 2. Dünya Savaşı’na Kızıl Ordu subayı olarak giriyor. Savaşı ise Türkistan Lejyonları içinde Nazi saflarında tamamlıyor. Savaştan hemen sonra ise CIA’ye katılıp 11 yılı Türkiye’de olmak üzere 45 yılını soğuk savaşın en büyük istihbarat örgütünde geçiriyor.
20. yüzyılın bütün cephelerinde bulunmuş başka bir kişi daha var mıdır acaba?
Devamı için: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/586014.aspx
Yıldıray Oğur'dan: Yirminci yüzyılın 98 yılının hikâyesi…
15 Eylül 1954 günü The New York Times Gazetesi’nin birinci sayfasındaki haberin başlığı şöyleydi: “Sürgünler, Mekke’deki anti-kızıl eylemi anlattılar”
Bu haber toplam 339 defa okunmuştur
- Yorumlar 0
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Erbay Kücet: Siyasette yeniden yapılanmaDünya genelinde son yıllarda siyaset sahnesinde önemli değişimlere hep birlikte tanık oluyoruz.
Hasan Öztürk: Bugünden tezi yok müdahale edilmezse, Ortadoğu’da büyük savaş an meselesiSüleyman Seyfi Öğün geçtiğimiz günlerde, “Büyük bir savaş ortamının hazırlandığını” söylemişti Yeni Şafak’taki köşesinde. Silahlanmaya özel başlık açmış, silah endüstrisine atıf yapmıştı.
Salih Cenap Baydar: Yapay zeka çağına hazır mıyız?Sanayi çağı, bilgi çağı, internet çağı derken yapay zeka çağının kapısını açmış bulunuyoruz.
- 14:27 - Mesut BİLGİNER: MARAŞ’TA GÜZEL İŞLER
- 14:03 - Prof. Dr. İsmail Şahin: İsrail neden durdurulamıyor?
- 11:20 - Erbay Kücet: Siyasette yeniden yapılanma
- 11:17 - Hasan Öztürk: Bugünden tezi yok müdahale edilmezse, Ortadoğu’da büyük savaş an meselesi
- 11:14 - Salih Cenap Baydar: Yapay zeka çağına hazır mıyız?
- 11:10 - Okan Müderrisoğlu: Osman Kavala ve diğerleri meselesi...
- 11:07 - Ergün Diler: Pa'parola
- 11:05 - Altan Çetin: Kendime dürtüler
- 11:02 - Abdullah Muradoğlu: Gölge oyunu...
- 10:59 - Hüseyin Öztürk: Erdoğan-Özel görüşmesinde kafası karışıklar
- 10:58 - Ali Karahasanoğlu: Kariye’den Boğaziçi’ne, 28 Şubat’tan Deniz Gezmiş’e!
- 18:45 - Dursun Ali Taşçı TYB’de Dualarla Yad Edildi
- 17:38 - Mustafa Kara: Cami Avlusuna Bırakılan İncil ve İbretlik Bir Ders
- 15:26 - Yunus Emre Altuntaş: Emine Işınsu’nun dünyası
- 14:59 - “Soykırıma Karşı Gazze’nin Çığlığı” Kısa Film Yarışması
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.