Bulgaristan’da 45 yıl süren Sosyalizm döneminde, sadece Müslümanlar için değil, diğer dinlere mensup kişiler için de, din yasaklanmış bir kelimeydi. 1989’de duvarlar yıkıldı, yasaklar kalktı, insanlar, dini, dini duyguları ve dini ibadetleri de yeniden keşfetti diyebiliriz.
1989'da sona eren Komünist rejimin ardından ülke Müslümanlarına kısmi haklar tanındı. İbadet etme, Türkçe isim alma ve konuşma özgürlüğü verildi. 2011 sayımlarına göre, nüfusu 7.2 milyon olan Bulgaristan’da, Türkler nüfusun yüzde 9’unu oluşturuyor.
Kuzey Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, nüfusun yüzde 10’uysa İslam dinine mensup, ancak ülke Müslümanları farklı sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Şumnu, Mestanlı ve Rusçuk'taki İmam Hatip Liseleri dışında ülkede eğitim bakanlığı nezdindeki okullarda, din eğitimi verilmiyor.
Başkent Sofya’da bulunan Yüksek İslam Enstitüsüyse, Bulgar hükümetinden yüksek okul lisansı alamıyor. İlkokullarda halen anadilde eğitim sorunu sürüyor. Yoğunluğunu Türkler'in oluşturduğu Filibe, Kırcaali, Razgrad, Şumnu, Eski Cuma, Silistre, Dobriç, Burgaz ve Rusçuk gibi kentlerde de bu durum değişmiyor.
DEVLET VAKIF MÜLKLERİNE EL KOYMUŞTU
Ülke Müslümanlarının geleneklerini sürdürme konusundaki hakları, başmüftülük tarafından savunuluyor. Başmüftülük, sosyalist dönemde devletin el koyduğu vakıf mülkleri, cami, imaret ve dini ibadet yerlerinin iadesi için yargı mücadelesini sürdürüyor.
Devamı için: http://www.dunyabulteni.net/manset/334635/bulgaristanda-bazi-camiler-hala-kapali
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.