Osmanlı'nın tasfiyesinden sonra şu veya bu şekilde çözümlenemeyen, tarihin derin dondurucusuna emanet edilen konulardan biri Ermeni meselesidir. Başbakan'ın yaptığı insani içerikli açıklamanın bile bu kadar gecikmeyle gelmesinin ardında tarihin derin dondurucusuna havale edilen meselenin buzlarının hemen çözüleceği anlamını çıkarmak zor.
Yaklaşık yüzyıldır bir tür unutulmaya bırakılan bu meselenin siyasi ve ekonomik boyutu bir yana insani boyutunun bile dillendirilememiş olmasındaki gerekçenin ne olduğu anlaşılmadan Ermeni diasporasının talep ettiği adımın neden atılamayacağını anlamak imkansız.
Zira mesele ne salt tarihçilere bırakılacak kadar bilimsel, ne insan hakları savunucularının söylemlerine emanet edilecek kadar hümanist ne de siyasilerin tek başına karar verecekleri kadar steril ve soğuk bir mevzu...
En başta, sorunu adlandırma düzeyinde yapılacak her girişim siyasi ve ideolojik bir arkaplana sahip. Alacağınız tavır, yapacağınız adlandırma ne olursa olsun yaşanmış müşterek acıların hiç birinin üstünü örtmeye yetmiyor.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/taziye-dileyen-devlet-yuzlesebilir-mi/51462
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.