• İstanbul 18 °C
  • Ankara 27 °C

Kullanışlı bir iktidar aracı olarak hayat tarzı tartışmaları

Kullanışlı bir iktidar aracı olarak hayat tarzı tartışmaları
Bugün “Hayat tarzımıza müdahale var” diyenlerin gerçekte geniş halk kitlelerinin hayat tarzına en fazla müdahale edenler olması ilginçtir.Tarkan Zengin/Çalışma Hayatı Uzmanı

Yıllarca kadına karşı ayrımcılığın en belirgin göstergesi olan başörtüsü sorunu bizzat bugün yaşam tarzlarının tehdit altında olduğunu söyleyen insanlar eliyle yürütülmüştür.

Türkiye ne zaman önemli bir değişiklik yapsa provakasyonlar, terör olayları ve hayat tarzı tartışmalarıyla toplum ayrıştırılmaya çalışılıyor. Son bir ayda yaşadığımız Beşiktaş, Kayseri, Reina ve İzmir terör saldırıları ile Büyükelçi suikastının faili olan DAEŞ, FETÖ ve PKK terör örgütleri ittifak halinde ülkemizi ve Anayasa değişikliklerini durdurmaya çalışıyor. Bugün muhalefetin TBMM’de ve sokaklarda yapmaya çalıştığı toplumsal gerilimleri artırmaktır. 15 Temmuz işgal girişiminde farklı görüşlerden ve farklı yaşam tarzlarından insanların bir araya gelerek darbecilere karşı durması birlik ve beraberliğimizi pekiştirmişti. Bundan rahatsızlık duyanların birleşen milleti ayrıştırma mesaisi başlamış görünüyor. Toplumu ayrıştırmaya kafa yoranlar için öteden beri çok kullanışlı olan laiklik ve yaşam tarzı tartışmaları yeniden tedavüle sokuluyor. Bu mesele Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar çeşitli yöntemlerle sağ/muhafazakar kitleyi baskılamak için kullanılmıştır. Bugün “Hayat tarzımıza müdahale var” diyenlerin gerçekte geniş halk kitlelerinin hayat tarzına en fazla müdahale edenler olması ilginçtir. Yıllarca kadına karşı ayrımcılığın en belirgin göstergesi olan başörtüsü sorunu bizzat bugün yaşam tarzlarının tehdit altında olduğunu söyleyen insanlar eliyle yürütülmüştür.

Son 14 yılda atlattığımız badireleri hatırlayalım. Yargı mensuplarının sürekli olarak seçilmiş hükümetlere ayar verdiği, çıkarılan yasaların birçoğunun Anayasa Mahkemesi’nden döndüğü, üniversite senatolarının ve rektörlerin olur olmaz gerekçelerle seçilmiş hükümete karşı bildiriler yayınladığı dönemleri yaşadık. 27 Nisan 2007’de Genelkurmay muhtırası, Cumhuriyet mitingleri, darbe girişimleri, üniversite öğrenci olayları, 1 Mayıs olayları, Gezi kalkışması, 17/25 Aralık darbe girişimi, Kobani eylemleri, çukur siyaseti, Terör olayları ve nihayet FETÖ’nün 15 Temmuz işgal girişimini yaşadık. Bize sürekli yeni ve toplumsal hareket olarak sunulan tepkiler aslında geçmişten beri tekrarlanan ve profesyonel hazırlıklarla toplumsallaştırılmaya çalışılan olaylar. AK Parti’nin iktidar mücadelesinde karşısında bürokratik oligarşiyle birlikte adları sivil ancak kendileri apoletli olan partiler, dernekler, sendikalar ve meslek örgütleri de vardı. 25 Ekim 2003’te Ankara Tandoğan Meydanı’nda Atatürkçü Düşünce Derneği’nin organize ettiği mitingde “Ordu Göreve” pankartının arkasında da Cumhuriyet mitinglerinde de Gezi kalkışmasında da hayat tarzı tartışmalarında da aynı örgütlü yapılar karşımızda.

Devamı: http://www.star.com.tr/acik-gorus/kullanisli-bir-iktidar-araci-olarak-hayat-tarzi-tartismalari-haber-1178640/

Bu haber toplam 698 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim