• İstanbul 15 °C
  • Ankara 21 °C

İnsandan Değere Değerden İnsana

İnsandan Değere Değerden İnsana
Dr. Muhammed Enes Kala, 2018 yılı içinde iki önemli kitaba birden imza attı. “Erdem ve Ödev- Batı Ahlak Tarihinin Serencamı” ve “İnsandan Değere Değerden İnsana” kitapları peş peşe yayımladı.

Dr. Kala’nın, Eski Yeni Yayınları arasından çıkan “İnsandan Değere Değerden İnsana”, eserinde; insan ve değer ilişkisi ve buna bağlı problemler, ünlü düşünürlerin olaya yaklaşımı, çok geniş kapsamlı ve çeşitli açılardan ele alınmış.

“Usûle Dair, İnsana Dair, Hürriyete Dair, Değere Dair” ana başlıklar altında toplanan makalelerin her biri ayrı değer yargısını açıklamakla birlikte özünde yazılanlar birbirini tamamlayan bir nitelikte sıraya konulmuş.

İnsan değerle tamamlanmalı, değer insanla anlaşılmalı

Dr. Kala, eserinde insanın ve değerin birbirlerinin mütemmimleri olduğunu ve onların birbirinden ayrılmaması gerektiğini ifade ediyor. “İnsandan değeri alırsan geriye et kalır. Değerden de insanı alırsan kocaman bir boşluk ve anlamsızlık. O halde insan değerle tamamlanmalı, değer insanla anlaşılmalı. Bu çalışma insanı, değeri ve hürriyeti anlamaya hasredilmiştir.” diyor, Dr. Muhammed Enes Kala.

Dr. Kala’nın çalışmasında hem birbirinden ayrı ama hem de birbirini nitelikli şekilde tamamlayan on makale yer almaktadır. Usûl, İnsan, Hürriyet ve Değer bölümlerine ayrılmış olan çalışmada her bir makale kendi içinde bir bütünlüğü haiz olmanın yanında, kitabın bütününe ilişkin önemli bir parça işlevini görmektedir.

Çalışmanın Usûle Dair bölümünün ilk makalesi olan,  “Pratik Felsefede Geçerli Bir Metodoloji Bulma Denemesi: Tevhidi İlkenin İmkânı”  başlıklı yazıda özellikle pratik felsefeye ilişkin bütüncül bir usul belirleme denemesinde bulunulmaktadır. Söz konusu usûl, tevhidi ilke olarak ifade edilmekte ve tüm çalışmada aslında gerekçelendirilmesi yapılmaya çalışılmaktadır.

Çalışmanın Usûle Dair bölümünde yer alan, “Immanuel Kant’ta ‘Etik Alan’ın Bilim Olarak Konumlandırılması Üzerine ya da “Etik”e İlişkin Bir Prolegomena” başlıklı çalışmada, insana ilişkin yaklaşımın bir bakıma fenomenolojisinin değerlendirilmesi yapılmaktadır.  Kant’ın insana dair öne sürdüğü birbiriyle uzlaşmaz, telif edilemez iki boyutun neliğini anlamaya çalışmanın yanında, bunların dönemin ivme kazanmış bilimsellik yaklaşımının bir uzantısının olup olamayacağı tartışılmaktadır. Usûle Dair bölümünde yer alan “Pratik Felsefede Rastlaşmak -Erol Güngör, Immanuel Kant-Martin Heidegger-” başlıklı son makalede ise Erol Güngör’ün hassaten ahlâka ilişkin eserleri anlaşılmaya çalışılırken satır aralarında rastlanıldığı düşünülen Immanuel Kant ve Martin Heidegger’in, Erol Güngör ile ortak temalarda tebarüz eden ortaklıklarını veya benzerlikleri değerlendirilmeye çalışılmaktadır.

Eserin İnsana Dair bölümünün “Descartes ile Roger Verneaux’da Ruh-Beden Münasebeti -İnsan Felsefesinde Beden-Ruh Dikotomosine Nesf Anlayışı Üzerinden Bir Yorum Denemesi-” başlıklı makalede, Descartes’in ruh ve beden kavramlarına ilişkin anlayışı kısaca olsa da ortaya konulmakta, özellikle ruh ve bedenin birbiriyle ilişkisi noktasında Descartes’in görüşleri mercek altına alınmaktadır. Bununla birlikte Roger Verneaux’un, Descartes’in ruh ve beden ilişkisine dair fikirlerini nasıl değerlendirdiği üzerinde durulmakta ve söz konusu yaklaşımın eleştirel zeminde ortaya çıkardığı eksikliklere ilişkin teklifinin değerlendirilmesi yapılmaktadır. Son olarak ruh-beden ilişkisine felsefe tarihinde de tartışılmış olan nefs kavramı üzerinden tamamlayıcı bir pencere açmak suretiyle söz konusu ilişkinin ele farklı bir tarzda nasıl alınabileceğine ilişkin bir yorumlama denemesinde bulunulmaktadır.

Aynı bölümünün “Hegel’in İnsana Bakışı ya da Tensel ve Tinsel Arasında İnsan” başlıklı ikinci makalesinde ise, Hegel’in felsefesi özelinde, onun anlayışı bir pencere yapılmak suretiyle insana bakılmakta ve bir tür insan felsefesi anlayışı geliştirilmeye çalışılmaktadır. İnsanın tinsel ve tensel yönü arasındaki münasebet, tinin insana doğru ve insandan da kendisine doğru kendisini gerçekleştirme yolundaki serencamı çerçevesinde değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Bunun yanında Hegel’in insan telakkisinde bireysel ve toplumsal olarak insanın yeri, tinsel varlığı, insan-Tanrı, insan-insan, insan-tarih, insan-doğa ilişkileri, insanın özbilinci ve insan-insan ilişkisi bağlamında Efendi-Köle diyalektiği Hegel’in insan anlayışına yön veren kavram ve konu başlıkları makalede değerlendirilmektedir.

degerden1.jpg

Yine İnsana Dair bölümünün “İnsanın İnşa İmkânı Olarak Varoluşçu İletişim -Karl Jaspers Üzerinden Bir Değerlendirme-” başlıklı son makalesinde, merkeze Karl Jaspers’in varoluş felsefesi alınmak suretiyle insanın var olan ve varlık arasında cereyan eden varoluşu değerlendirilmektedir.

Çalışmanın Hürriyete Dair bölümünün “İzzetbegoviç Ve Sarte’da Tek Kavram İki Pergel: İki Farklı Hürriyet Tasarımı” başlıklı ilk makalesinde, Sartre’ın varoluşçu felsefesinde hürriyet kavramının yeri değerlendirildikten sonra İzzetbegoviç’in hürriyet kavramsallaştırması ve bu uğraşının varoluşçuluk içerisinde olası değeri tartışılmaktadır. Her iki düşünürün hürriyet tasarımı ortaya konduktan sonra esas almayı tercih ettiğimiz felsefi çerçeve içerisinde söz konusu anlayışlar mukayese edilmektedir. 

İnsan hürriyetinin bir sınırı var mıdır?

Bu sınırın alanı ne kadardır ve nasıl tespit edilebilmektedir?

Aynı bölümü “İnsan Hürriyeti ve Sınırı -Necati Öner’e Özel Referansla Bir Değerlendirme” başlıklı ikinci makalesinde hürriyete ilişkin bir takım soruların cevapları Necati Öner’in hürriyet tasarımı ekseninde tartışılmaktadır. Bu sorulardan bazıları, insan olmanın en belirgin vasıflarından biri olan hürriyet tanımlanabilir mi? İnsan dışında hür olan başka varlıklar var mıdır? İnsan hürriyetinin bir sınırı var mıdır? Bu sınırın alanı ne kadardır ve nasıl tespit edilebilmektedir? şeklinde makalede yer almaktadır.

Ayrıca, Öner’in, hürriyeti sınırlandırma hakkına sahip gördüğü devlet, kollektif şuur ve Tanrı’nın yatay ve dikey anlamda hürriyet sınırlandırıcıları olduğu ifade edilmekte, bunların arasına yatay zeminde kişinin kendisinin de bir vicdan sahibi olarak girebileceği önerilmektedir. Bununla birlikte devletin kişiye müdahalesi noktasında minimalist devlet anlayışını savunanların müdafaası sonucunda sermaye temerküzü ile tekelleşme imkânına sahip büyük şirketlerin de aslına bakılırsa insanların hürriyetlerini doğrudan değil ama dolaylı engellediğinin de dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır.

Eserin son bölümü olarak kurgulanan Değere Dair bölümünün “Yunus Emre Ve Paul Tillich’te Bir Ahlâk Kavramı Olarak Sevgi/Aşk/Işk’ın Onto-Aksiyolojik Değeri” başlıklı ilk makalesinde, biri doğudan diğeri batıdan olmak üzere iki mütefekkirin akıl, sevgi, aşk kavramlarına bakışları ifade edilmekte ve ön plana çıkan özgünlükler öne çıkarılmaktadır. İnsanın, âlemin ve Tanrının birbirinden ayrılamadığı bir varlık telakkisiyle bunları birbiriyle irtibatlandıran ontik bağ olarak görülen akıl ve sevginin bir bakıma fenomenolojisi ve uzanımları Yunus Emre ve Paul Tillich üzerinden ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Aynı bölümün “Platon’un Diyaloglarında Merkezi Etik Vurguların Değeri” başlıklı son makalenin başında Platon’un ahlâk anlayışı kısaca kalın çizgilerle ortaya konulmakta, ilk ve son dönemlerinin benzerlikleri ve farklılıklarına da değinmek suretiyle değişen içinde değişmeyenin temellerinin açığa çıkarılması hedeflenmektedir. Platon’un seçtiğimiz diyaloglarından hareket ederek ve aynı zamanda onlarla da kendimizi sınırlandırarak Platon tarafından öne çıkarıldığı düşünülen etik vurgular değerlendirilmektedir.  Bu bağlamda etik vurgular, eserlerden ilkeler halinde çıkarılmakta ve böylece Platon’un ahlâk anlayışında tebarüz eden esasların keşfedilmesine dönük bir giriş denemesinde bulunulmaktadır.

İnsandan Değere Değerden İnsana: Eski Yeni Yayınları / 1. Baskı / Basım Yeri ve Yılı: Ankara, Ekim 2018/ Sayfa:267/  ISBN: 978-605-5978-55-6

Mahmut Erdemir

Bu haber toplam 1601 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim