• İstanbul 18 °C
  • Ankara 13 °C

Medya Pazarında Defolu Türkçe - 50

C.Yakup ŞİMŞEK


Cümlenin kuruluş tekniğine bakılırsa doğru cevap A olur.
Aslında cümlenin birinci kısmında gördüğümüz “nasıl etkilerse” sözü, ikinci kısmında da benzer bir hükmün (sağlığa zararlı olmak) geleceğine işaret ediyor.
Ama bakıyoruz, işarete uygun değil aykırı bir hüküm verilmiş…
Bu arada belirtmeli ki cümlenin virgül (,) öncesi de sağlam sayılmaz: “İnsan sağlığını etkilemek” sözü illaki “insan sağlığına zarar vermek” demek değildir. Çünkü etkilemek kelimesi “zarar vermek” yerine kullanıldığı gibi “faydalı olmak” manasına da gelebilir…
Ben olsaydım cümleyi şöyle kurardım:

“Çevre kirliliği insan sağlığının, çevre krizi de ülke sağlığının bozulmasında başlıca faktördür.”


***


Cüneyt ARCAYÜREK
(Cumhuriyet 29 Mayıs 2011)


“Siz, siz olun; ülkemize ileri demokrasi geldi diye Batılı kimi kuralların bizde de uygulanacağı gibi düşsel olasılıklara kapılmayın.”


Öz Türkçe olduğu üstünden başından akan şu “düşsel olasılık” lafı ne demek oluyor acaba?
(Bu derece öz Türkçe bir lafı anlayamamış olmaktan utandım. Ama siz beni hoş görün! Biraz eski, biraz da kalın kafalıyımdır belki… Neyse, laga luganın lüzumu yok. Bir an önce cehaletimi gidereyim… Bugüne bugün TDK’nin lügatleri sadece birkaç tık ötemde…)

Güncel Türkçe Sözlük’te TDK “düşsel” kelimesini şöyle açıklamış:“Düş ile ilgili, hayalî.”
Herkes bilir ki “olasılık” sözü de “ihtimal” kelimesinin yerine kullanılıyor.
O hâlde “düşsel olasılık” lafının karşılığı öz Türkçe olmasa da “hayalî ihtimal” oluyor…
Bir şey “hayalî” ise gerçek değildir. Eğer gerçek olursa o şey “hayalî” olmaktan çıkmış demektir.
Bir şey gerçek ise ona da “hayalî” diyemeyiz.
Bazen bir şey gerçekleşmez, hayalde kalır; kimi zaman da bir gerçek (hakikat), geçmiş bir zamanda kalır, yani hayal olur. Her iki hâlde de o “hayalî” bir şeydir.
Peki, bir şey “ihtimal” ise “gerçek” mi, yoksa “hayalî” midir; mefhum olarak bunlardan hangisine girer?
Tabii ki o da henüz “hayal” sınırları içindedir. Ta ki gerçekleşene kadar…
Uzun lafın kısası şu:
Cüneyt abimiz belki öz Türkçe bir lakırtı etmiş ama özlü bir söz edememiştir. Nitekim “düşlere kapılmayın...” gibi kısa ve net bir ifade varken düşsel olasılıklara kapılmayın...” şeklinde acayip, uzun ve hatalı bir laf etmiştir.
“Benim öz Türkçe sözcüklerimden sana ne kardeşim!” deyip de kızma ihtimaline karşı ona saygılarımla bol kepçeli öz Türkçeli bir “olasılık” tarifi salatası sunuyorum:
“Bir olayın belli bir biçimde gerçekleşme kazanışı ya da payı gerçekleşmesi beklenen olaylardan, paydası tüm olanaklı durumlardan oluşmuş bir oranla ya da bölümle dile getirilebilen beklenti düzeyi…”

İşte “olasılık” diye buna derim ben!
Estağfurullah, bu salatayı ben yapmadım, TDK Usta’mız yapmış. Hem de yeni yetme olanı değil, onun babası…
Cüneyt abimiz bu öz Türkçe lezzet ve nefaseti üstünde tatlı tatlı “düşsel olasılıklar” hayal etsin artık…

01.06.2011

Bu yazı toplam 1419 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim