Medya Pazarında Defolu Türkçe - 64

C.Yakup ŞİMŞEK

Bekir COŞKUN

(Yemin – 13 Temmuz 2011 – Cumhuriyet)


“Sayın Başkan, kürsü masumiyeti…”


Demek “kürsü masuniyeti” değil de “kürsü masumiyeti...”
Bekir Bey CHP’li mebusların TBMM kürsüsünde yemin etmeleri hakkında fantastik ve komik bir senaryo yazmış:

CHP’li bir mebus kanun ve teamüllere aykırı bir tarzda (TBMM kürsüsünün altına saklanarak ve normal metni değiştirerek) yemin ediyor; bu yüzden TBMM reisi bu CHP’li mebusu sık sık uyarmak zorunda kalıyor.

Reisin vekile ikazları, vekilin reise itirazları...
Sonunda mebus dayanamayıp meclis reisine haykırıyor:
“Sayın Başkan, kürsü masumiyeti…”
Şimdi bu “masumiyet / masuniyet” meselesine dönelim:
Birinci kelime “masumluk, suçsuz olma hâli”ni ifade eder; ikinci kelimeyse – Bekir Bey’in cümlesinde – “dokunulmaz, ilişilmez, karışılmaz olma hâli”nin ismidir.
(Bu "masuniyet" kelimesine TDK tarafından öldürücü bir darbeyle dokunulmuş ve yerine kimsenin dokunamadığı "dokunulmazlık" konulmuştur.)
“Kürsü masuniyeti” milletvekillerine tanınan bir imtiyazdır ve şöyle açıklanabilir:
Bir mebusun TBMM kürsüsünde fikirlerini serbestçe dile getirebilmesi, bu hakkına müdahale ve tecavüz edilmemesi…
Türkçesi bozuk nice vatandaşlar TBMM’ye mebus olarak gelebiliyor. Bunların bir kısmı önlerindeki metni doğru okumaktan bile aciz olabiliyor... Onlar “masumiyet / masuniyet” gibi kelimeleri birbirine karıştırabilir.
Benimse içinden çıkamadığım mesele şu:
Bozuk Türkçe acaba nerede daha masum görünür / görülür?
A) TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) kürsülerinde  
B) Tbmm (Türkçesi bozuk medya muharrirleri) köşelerinde


***


(Ce Ha Pes Yani – 12 Temmuz 2011 – Cumhuriyet)


“Ce Ha Pe’nin ‘yemin etmeme’ kararı ile ‘yemin etme’ kararı arasında aklınızda kalan tek cümleyi söyleyin…”


“Tek cümle”nin de lafı mı olur COŞKUN Bey?
Aklımızda kalan tek cümleyi değil, sizin hatırınız için her cümleyi söylerdik.
Ama bizden ne hakkında tek cümle istiyorsunuz?
İşte bunu anlamanın imkânı yok…
Olsaydı – ne tek cümlesi – dükkân sizindi...
Elâzığlı Hafız Osman’ın dediği gibi:
“Efsâneler yazardım meclis zabıtlarından;
Lâkin şu cümlenizden bir şeyler anlasaydım…”

Yine de cümlenizin bana ilham ettiklerinden kırık dökük bir şeyler karaladım:

A) Ce Ha Pe’nin ‘yemin etmeme’ kararı ile ‘yemin etme’ kararı arasındaki farkı ifade eden tek cümleyi söyleyin…
B) Ce Ha Pe’nin ‘yemin etmeme’ kararı ile ‘yemin etme’ kararı arasında bocaladığını belirten tek cümleyi söyleyin…
C) Ce Ha Pe’nin ‘yemin etmeme’ kararı ile ‘yemin etme’ kararı arasında geçen günlerden aklınızda kalan tek cümleyi söyleyin…

Bendenizden bu kadar...
Hadi, siz de Bekir COŞKUN’un yukarıdaki sözünde ne demek istediğine dair aklınızda kalan tek cümleyi söyleyin…”
Ha, yok mu?
E, pes yani!..
Bu yazı toplam 1425 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim