• İstanbul 16 °C
  • Ankara 23 °C

Medya Pazarında Defolu Türkçe - 69

C.Yakup ŞİMŞEK

Cüneyt ARCAYÜREK
(Güncelleşen Sorular – 2 Ağustos 2011 – Cumhuriyet)

 

“Darbelere sessiz kalan kalemler, istifaların demokrasimizin güçlenmesine neden olduğunu yazıyor.
Öyleleri var ki içlerinde biri, yurt gezisinde Kenan Evren’e yakınlığını kanıtlamak için enginarın konservesini sevmediğini, o nedenle o gece menüye konulan zeytinyağlı enginarı yemek istemeyeceğini söyledi.”

 

Cüneyt ARCAYÜREK’in bu ifadesi yabani enginara mı, yoksa sakız enginarına mı daha çok benzer, bilmem. Fakat dikenli ve çetrefil olduğu belli: Düğüm düğüm, boğum boğum… Çözülmesi, düzelmesi zor görünüyor.
Kim bu zeytinyağlı enginarı yemek istemeyen? 


İsterseniz soralım, cevabını verelim, ondan sonra görelim:
Cümlede “…enginarın konservesini sevmediğini, o nedenle o gece menüye konulan zeytinyağlı enginarı yemek istemeyeceğini” söyleyen kişinin kim olduğu hangi sözle açıklanmış?
A) Öyleleri var ki
B) içlerinde biri
C) Kenan Evren

Eğer cevap “Kenan Evren” değilse başka bir tuhaflık var:
Biri kendisinin “enginarın konservesini sevmediğini, o nedenle o gece menüye konulan zeytinyağlı enginarı yemeyeceğini” söyleyebilir, fakat “zeytinyağlı enginarı yemek istemeyeceğini” söyler mi?.. Enginarı sevmiyorsanız “Ben enginar yemeyeceğim…” dersiniz; peki, “Ben enginar yemek istemeyeceğim…” der misiniz?


***


(Düşler ve Gerçekler – 17 Temmuz 2011 – Cumhuriyet)


“Aldığı önlemleri niçinini ve nedenini açıklama gereğini duymadan -önceleri olduğu gibi- kimi olası önlemleri onaylayın diye yine muhalefetin önüne koyacak olursa hükümet; deklarasyondaki desteğin hiçbir anlamı kalmayacak.”


Bu cümle enginara benzemese de bol sulu ve yavan bir çorba gibi…
Bu çorbadan bol sulu ve yavan birkaç kaşık buyrun:
1. Cümlenin başında “Aldığı önlemleri” denmiş, ortasına bir “önlemleri” daha getirilmiş ve her iki unsur aynı fiile (koyacak olursa) bağlanmış.
2. Aynı manaya gelen “niçinini ve nedenini” yan yana kullanılmış. Niçin ve neden acaba? (Benimki nasıl yanlış olduysa Cüneyt ARCAYÜREK’inki de öyle yanlış…)
Bir de düğüm var: ARCAYÜREK’in “olası önlemleri” ne demektir? “Alınması muhtemel olan önlemler” mi, yoksa “alınması mümkün olan önlemler” mi? TDK’ye göre “olası” kelimesi hem “muhtemel” hem de “mümkün” demek…
ARCAYÜREK “olası” yerine “muhtemel” veya “mümkün” kelimelerinden birini tercih etseydi meramını daha sağlıklı anlatırdı. Ayrıca bir tek “sebep”e sarılsaydı “niçin ve neden” karışıklığına da herhâlde düşmezdi…
Ama o zaman da “öz Türkçe” değil “Osmanlıca” kelimeler kullanmış olurdu belki. Osmanlıcadan uzak durmalı ve “olası oldukça” öz Türkçe cümleler kurmalı, değil mi? Varsın düşük olsun…
Peki, aynı yazıda ARCAYÜREK’in öz Türkçe “bildiri”yi ağzına hiç almayıp tam dört kere “deklarasyon” demesine ne demeli? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Haa, şey… Bu "deklarasyon" Osmanlıca değil Fransızcaydı, değil mi?
Pardon!
Bu yazı toplam 1471 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim