İki gün önce Bodrum'da sahile vuran, minicik bir Suriyeli çocuk değildi aslında... İnsanlığımızın ta kendisiydi. Savaşın, terörün dünyaya yaraşmadığını göstermek için Allah başka nasıl bir işaret gönderebilirdi ki? Filler tepişirken, çimenlerin ezildiğini gösteren daha etkili bir mesaj ne olabilirdi ki?
Suriye'de sırf kişisel çıkarları için kendi insanını topa tutan, sürgün eden, Ege'nin sularında boğan Esad için bu fotoğraf hiçbir anlam ifade etmiyor, biliyorum. Çünkü kafasını sarayından çıkarıp dışarıya baktığında onlarcasını görecek nasıl olsa... O fotoğrafı asıl göstermemiz gereken; hâlâ Şam'da, Halep'te, Ceylanpınar'da, Ayvacık'ta, Bodrum'da büyük bir insanlık dramı yaşandığından habersiz olan ya da göz ucuyla bakıp 'Bana ne canım' diyen Batı toplumu... Belli ki, onlar harekete geçmezse daha çok çocuk ölecek. Bu fotoğraf çoğaltılıp Berlin'in caddelerindeki billboard'lara, Londra'daki pub'ların duvarlarına, Paris'in kafelerinin girişlerine, New York'taki 5. Cadde'nin ışıklı panolarına asılmalı... Çünkü o fotoğrafın kullanıldığı dünkü gazeteler, ertesi gün kuş kafeslerinin altına serilecek ya da sahilde demlenen bir şarapçının şişesini sarıp sarmalayacak...
Devamı için: http://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/aytug/2015/09/04/deniz-yildizi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.