Son yılların en sıcak yaz aylarını yaşıyoruz. Dereceler yükseldikçe rehavet eden ağırlık gelip üzerimize yerleşiyor. Fakat ne olursa olsun hayat akmaya, olması gerekenler yaşanmaya devam ediyor.
İki binli yılların başlarında edebiyat dergilerinin bazıları yaz aylarında ya hiç çıkmazdı ya da yaz başında toplu bir sayı çıkararak derginin yaz rehavetine kurban gitmesini bir nebze olsun savuşturmaya çalışırlardı. Artık hayat dergiler için de hiçbir şeye aldırmadan yaşanmaya devam ediyor. Dergiler ağustos sayılarını yine dopdolu içeriklerle okuyucularına ulaştırdı.
İstanbul Bir Nokta; Sayı: 187
Mürsel Sönmez derginin giriş yazısında edebiyat dünyasına “sinâmeki” tadında dokunuşlar yapıyor. Her zaman gizliden ya da açıktan bir rahatsızlık edebiyat dünyamızda ve hayatın birçok alanında zihinleri kurcalamaya devam ediyor. “Kendinden başkasını görmeyen, saygı nedir bilmeyen, huzursuz, rahatsız tipler” ellerindeki kalem ile kurmaya çalıştıkları tahakkümün altında kalıyorlar ama ne yazık ki bunu görebilecek ne akıl ne de izan var. “Sinâmekinin teki” dedikten sonra sinâmekinin TDK sözlük anlamını da paylaşıyor okuyucu ile Mürsel Sönmez. 4. anlamı yazının özeti; “Mızmız, sevimsiz, başkalarıyla ilişki kurmayan kimse.” Sönmez bir de ekleme yapıyor parantez içinde: (Ve dahi kıl uyuz.”
Kâmil Yeşil ile açılıyor derginin sayfaları. Eski zamanlar tadında “Fotoğraflarda Yaşamak” öyküsü fotoğraflara bıraktığımız hüzünlü bakışların öyküsü.
Devamı: http://www.dunyabizim.com/dergi/26850/dergilerin-agustos-2017-sayilarina-toplu-bir-bakis-1
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.