Deprem, sel, volkan patlamaları, kasırgalar, kuraklık, salgın hastalıklar ve artan teknolojik felaketler, insanlığı zorlu durumlar ve acı içinde bırakmaktadır. Bu nedenle tarih boyunca insanlar maruz kaldıkları felaketleri bilim dışı nedenlere bağlamış, mitik açıklamalardan dini inançlara kadar çeşitli olumsuz yorumlarda bulunmuşlardır. Oysa ki bilim doğal afetleri genellikle yerküre ve canlı dünyası için kaçınılmaz doğal olaylar olarak kabul eder ve canlıların yeniden üretim süreci olarak yorumlar. Üstelik doğal afetlerle ilgili inançların, düşüncelerin ve davranışların hala mitoloji, din ve geleneğin etkiler taşımaya devam etmekte, insanlar felaketlerle başa çıkarken hala inançlarına ve geleneksel ritüellere başvurmaktadır (Cashman & Cronin 2008: 407; Appleby-Arnold et al., 2018:157-159).
Felaketle ilgili duygu, düşünce ve davranış biçiminin temel kaynağı kültürdür. Çünkü kültür, özellikle kriz dönemlerinde savunma mekanizması olarak ortaya çıkar ve felaketle ilgili olayları gerçek dışı kurgulara da besler. Gizli bir şekilde işleyen bu mekanizma, özellikle bilim okuryazarlığı olmayan toplum ve bireyler için felaketi anlamlandırmada gelenekten gelen anlatılara dönüştürür. Bellek, felaket sürecindeki deneyimleri günlük yaşama da yansıtır. (Ögel, 1998: 433-441; Eliade, 2003:179; Barber & Barber 2012).
Araştırmalar kültürün, toplumun felaketle başa çıkma kalıplarını ve yaşamını değiştirdiğini göstermektedir (Oliver-Smith & Hoffman 2019: 29-300; Pfefferbaum et al., 2019) Halkın felaket yorumları ise sosyal ve kültür kimliğine ve duruma göre büyük farklılıklar gösterir. Felaketi anlamlandırma, risk ve kırılganlık algısı, etkileşim, bireylerin ve grupların dil, sosyal ve kültür çerçeveleri bir kültür metnine dönüşebilir. Bu nedenle sosyoloji ve psikolojik çerçevede gerçekleştirilen araştırmalar, depremin toplumu uzun vadede önemli ölçüde etkileyen kültür dokusuna yönelik tahribatları açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Çünkü travmatik olaylar ve bu olaylara verilen tepkilerin bileşenlerini ele alsalar da travmatik olayların, kültürel belleği bozabildiğini ve kimliği inşa edilen mekanizmaları etkilediğini göz ardı edebilir. Bu değişiklikler ise gelecek kuşaklara aktarılacak olan bilginin de değişmesi anlamına gelmektedir. Bu tür değişimlerin boyutlarını anlamak için kültür belleğinin, kolektif bilincinin bu tür aksaklıklara nasıl tepki verdiğine bakmak gereklidir.
Günümüzde afet araştırmaları üzerine yapılan çalışmalar kültür üzerinde yoğunlaşmaya başlamıştır. Afet riski sadece sosyal, ekonomik, politik değil, aynı zamanda kültüreldir (Ergünay et al., 2009). Afet kültürlerine ilginin artmasının nedenlerinden birisi, kültürel yönlerini nasıl etkilediğine dair farkındalığı artırmak, halkı bu bağlamda eğitmek, toplumların bu tür krizlerle baş etme biçimlerinden yararlanarak süreci yönetmede kolaylık sağlamaktır. Toplumların afetlere ilişkin krizleri nasıl yönettiğinin kültürel kalıpları, felaketlerin nasıl hayal edildiğinden tutun da onlarla nasıl başa çıktıklarının yapısı belirlediği söylenmektedir.
Doğal afet sürecinde halkın nasıl düşündüğü ve hangi davranışları sergilediğini, neye inandığını belirleyen bu alt kültürün bilinmesi, felaket sürecini olumlu veya olumsuz yönden etkileyebilir. Örneğin, halkın bilime uygun olmayan kültürel düşünce ve davranışları ile bilime uygun bakış açısının diyaloğu, depremle baş etmede afet yöneticileri ile halk arasında olumlu iletişimi sağlayabilir. Afet yönetimi, kültürel anlam ve değerleri, nedenlerin analizini ve sonuçların haritalanmasını içeren bir dizi unsuru içerir. Kültürel ve sosyal organizasyon kalıpları, acil ve uzun vadeli iyileşme çalışmalarının temelini oluşturur. Bu bağlamda, afetlerin etkilerini değerlendirmek ve anlamak, toplumların bu zorlu süreçlerle başa çıkmasına ve daha sağlam bir şekilde yeniden inşa etmesine yardımcı olabilir. (Solnit, 2009; Hastrup, 2011; Kirmayer, Lemelson & Barad, 2007: 1057-1067).
Türkiye’de afetlerin kültür boyutu üzerine yapılan çalışmalar özellikle 2019 yılından sonra dikkate değer bir artış göstermiştir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı felaketler; deprem, Covid- 19, orman yangınları ve sel gibi afetler birçok sosyal bilimi çalışmaya zorlamış, özellikle eğitim çalışmaları hızlanmıştır. Yapılan araştırmalar ise felaketlerin kültürel arka planı pek de hesaba katmamıştır (Karancı & Rüstemli, 1995; Çapar, 2016). Bu araştırmalarda kültür sözcüğü geçmiş ancak sadece felaketle ilgili düşünce ve davranışların kültürle ilişkili olabileceği ifade edilmiş kültürün tüm tanımları ve içeriği üzerine bir afet kültürü kavramı tam olarak düşünülmemiştir. Çünkü kültür sadece afet olgusunu anlamak için gerekli bilgi ve beceriye sahip olmaktan daha geniş bir kavramdır. Kültür hem sosyal yaşamın tüm yönlerini kapsar hem de eğitimli insan ve toplumları kastederek; eğitim, bilim ve sanat yoluyla kazanılan ilerleme olarak tanımlanır. Kültür; bir toplumu ya da sosyal bir grubu tanımlayan veya diğerinden farklı kılan maddi ve manevi özelliklerin bir araya gelmesinden oluşan yaşam tarzı, değer yargıları, gelenek ve inanç, bilim ve sanatı da içine alarak genişler ve afet kültürünü de kapsar. Öyleyse afet kültürünü de kültürün bu geniş çerçevesinde yeniden düşünmek gerekebilir.
Amaç ve Yöntem
Bu araştırmanın temel amacı Türkiye’de 2019-2023 yılları arasında sosyal bilimler alanında yazılmış makalelerde afetlerin kültürle nasıl ilişkilendirildiğini incelemektir. Çalışma amacına uygun olarak sosyoloji, eğitim ve folklor gibi disiplinlerin de kullandığı, Literatür tarama yöntemi tercih edilmiştir. Bu yöntem, özel ve kamusal doküman verisinin birincil veya ikincil kaynak olarak kullanılmasını içerir ve belirli bir amaca yönelik olarak kaynakları bulma, okuma, not alma ve değerlendirme süreçlerini içerir (Karasar, 2005: 183-184). Çalışmanın amacına uygun olarak afet ve kültür kavramları anahtar kelime olarak belirlenmiş ve seçilen tarihi aralıkta Google Akademik taranmış, tarama sonucu afet ve kültür kelimelerinin geçtiği sosyal bilimler alanında random 35 makaleye ulaşılmıştır. Tarihi aralığın seçiminde ise literatür taraması sonucunda afetlerle ilgili çalışmaların son yıllarda nicel olarak artış göstermesidir. Elde edilen veriler tematik içerik analizi ile yorumlanmıştır. Tematik içerik analizi, çalışmaların farklı ve ortak noktalarının belirlenmesine katkı sağlar ve zengin ve sentez verilerin ortaya çıkarılmasına yardımcı olur (Çalık & Sözbilir, 2014).
Bulgular
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre 2019- 2023 tarihleri arasında Türkiye’de sosyal bilimler alanında afet ve kültür anahtar kelimeleri daha çok folklor, kültür çalışmaları, sosyoloji, iletişim, çevre ve afet dergilerinde geçmektedir. Bu makalelerin içeriği tematik olarak incelendiğinde ise folklorun afet ve kültür kavramlarını; afet belleğinin derlenmesi ve kültür mirasının korunması, elektronik kültür ortamının genişlemesi, halk anlatılarının çoğalması, halk hekimliği gibi temalarla ele aldığı görülmektedir. Diğer makalelerin ise göç, kültürel mirasın korunması, yerleşim kültürü, dezavantajlı durumlar/cinsiyet eşitsizliği, değerler: yardımlaşma ve dayanışma, iletişim, etik ve ekoloji, eğitim ve afet kültürü gibi temalarla afet ve kültürü ilişkilendirdiği görülmektedir. Bu temalar şu başlıklarda yorumlanabilir:
- Afet Belleğinin Derlenmesi ve Kültür Mirasının Korunması
Folklor araştırmaları; afetlerin toplumsal etkisini, afet belleğinin derlenmesi; inançlar, gelenek, görenek, kültürel davranış kalıpları ve halk edebiyatına yansımaları gibi soyut veya somut kültürel miras olarak ele almış ve incelemişlerdir. Son yıllarda Türkiye’deki felaketlerle ilgili inanmalar, memorat, efsane, türkü ve ağıtlar derlenmeye başlanmış kitap ve makale çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmaların özellikle elektronik kültür ortamlarından derlenmesi ise folklor çalışmalarına yeni bir boyut getirmiştir. Aşağıdaki başlıkta bu yeni kültür ortamında yapılan çalışmalar değerlendirilmiştir.
- Elektronik Kültür Ortamı
Bir Çağdaş Mit Örneği Olarak COVID-19’a Dönük Elektronik Kültür Ortamındaki Komplolar, Söylentiler ve İddialar (Çelebi, 2022) ve Âşık Tarzı Şiir Geleneğinde Deprem Destanları (Özdemir, 2023) adlı iki makale Covid-19 salgını döneminde sosyal medyada yapılan paylaşımlara odaklanmış araştırılmıştır. Bu iki çalışma, doğal afetlerin her zaman halk arasında mit, efsane gibi anlatıların üretilmesine yol açtığını günümüzde ise bu anlatıların sosyal medya aracılığıyla çok daha büyük kitlelere yayıldığına işaret etmektedir. Bu araştırmalara göre; doğal olsun olmasın bir felaketin, kökeni, nedeni ve sürecinde olanlar hakkındaki iddialar medya aracılığıyla büyük oranda taraftar toplamaktadır. Afet hakkındaki iddialar; ideali sunma, belirsizlikleri ortadan kaldırma gibi işlevleriyle mitlerle, efsanelerle eşdeğerde çağdaş örnekler olarak görülebilir. Özdemir (2022) ise Covid-19 Salgın Sürecinde Geleneksel Oyunların Dijitalde Aktarımı: Evde Oyun Var! adlı makalesinde gelenekteki Mangala oyununu dijital oyuna dönüştürmüş ve yeni şekliyle oyunun kültürünün sürekliliğini sağladığını savunmuştur. Bu üç makaleye göre elektronik kültür ortamı afet sürecinde yeni kültür ürünlerinin ve ortamlarının ortaya çıkarılmasında oldukça etkilidir.
- Halk anlatılarının Çoğalması
Çevirme (2020), “A Cultural approach to Earthquake Coping Strategıes: Examples of Turkısh Folk Poems and Memorates” (Depremle Başa Çıkma Stratejilerine Kültürel Bir Yaklaşım: Türk Halk Şiirleri ve Memoratlar Örneği) adlı çalışmasında yazılı ve elektronik kaynaklarda bulunan halk şiiri ve memoratları incelemiş ve Türk halk anlatılarının depremle ilgili doğaüstü, mistik, inanç ve düşünceler barındırdığını, memorat ve şiirlerde depremin nedeninin Allah ve kader olduğu inancının olduğunu, özellikle halk şiirlerinin deprem sürecinde birlik ve beraberlik mesajları verdiğini ve dayanışma geleneğinin desteklediğini belirtmiştir. Diğer açıdan ise depremin din, gelenek ve göreneği çiğneyenler yüzünden bir ceza olduğu inancını ve deprem sürecinde oluşan toplumsal ve politik ayrışmaları ise da olumsuz kültür boyutu olarak yorumlamıştır. Bu alışmada ayrıca depremle başa çıkma stratejilerine bakılmış ve sosyal destek arayışı, suçlayıcı/çaresizlik ve kaderci başa çıkma stratejilerinin Türk halk anlatılarında bulunduğu görülmüştür. Bu verilerden hareketle Çevirme, Bu sonuçtan hareketle depremin kültürel boyutunu bir strateji olarak kabul edilmesini sağlayacak “kültürel bellek stratejisi” tanımlanmasını önermiştir. Bu strateji içinse afetlerle ilgili kültürün derlenmesi gerektiğini belirtmiştir.
- Âşık Tarzı Şiir Geleneğinin Gelişmesi
Türkiye’de Covid-19 salgını ve Kahramanmaraş merkezli deprem sürecinde halk şiiri geleneği yeniden canlanmış, farklı kültür ortamında, video paylaşım araçlarında; YouTube'da âşıklar doğal felaketle ilgili destanlar, türküler ve ağıtlar icra etmiş, afetlerin neden olduğu maddi ve manevi yıkımlar ve acıları anlatılmıştır (Özdal, 2023: 390-406; Özdemir, 2023: 230-254). Bakırcı (2023) tarafından yazılan "Âşıkların Dilinde Kahramanmaraş Merkezli Depremler" adlı makalede Kahramanmaraş deprem içerikli 31 destanı incelemiş, Türkan (2023) ise "Ozanların Dilinden Kahramanmaraş Merkezli Depremler: Hatay Örneği" adlı makalesinde Hataylı âşıklardan derlediği deprem konulu 32 şiiri derlemiş ve incelemiştir. Bu şiirlerde depreme ait tüm bilgiler; tarihi, yeri vb., insanların tutum ve davranışları, acı ve kayıplar, maddi ve manevi zararlar dile getirilmiştir. Kul Nuri, Ozan Dündar, Âşık Rahmi Sağlam, Âşık Maksut Feryadi, Âşık Yüksel Nihal gibi kişiler, ikincil sözlü kültür ortamını etkin bir biçimde kullanarak sosyal medyanın çabuk erişilebilir ve ekonomik olmasından faydalanmışlardır (Özmen, 2023: 1950-1960).
- Halk Hekimliği
Öte yandan, inanç ve uygulamalar bağlamında, felaketle ilgili olarak halkın şifa arayışının, halk hekimliğini gündeme taşıdığı ve dini mekanlara yapılan ziyaretleri artırdığı belirlenmiştir. Örneğin, Yuşa Türbesini ziyaret etme sebepleri, türbenin hastalıklara şifa arayışları, COVID-19 salgını sırasında türbeyi ziyarete gelenler ve salgın sırasında şifa arayan ziyaretçiler konularında yapılan araştırmalar, bu bağlamda ilgi çekici bulgular ortaya koymuştur (Aydın & Harmancı; 2023: 533-551). Doğal felaketin oluşturduğu mizahi ürünler üzerine yapılan çalışmalarda, mizah teorileri kullanılarak bu ürünler yorumlanmıştır. Bu yorumlamaya göre, mizah aracılığıyla belirsizlik, üzüntü ve kaygıyla başa çıkma çabası gösterilmiştir. Karikatürlerde, geleneğin izlerinin sıkça yer aldığına vurgu yapılmıştır. Ayrıca, halk hekimliğinin temelini oluşturan "koca karı ilaçları" olarak bilinen sağaltma yöntemleri ile Ramazan gelenekleri arasında yer alan mahya ışıklarının, coronavirus ile ilişkilendirilerek mizahi bir dille paylaşıldığı gözlemlenmiştir. Bu tür mizahi içerikler, Facebook, Twitter gibi sosyal medya platformlarında ve bloglarda paylaşılmış ve güncel mizahın bir parçası olmuştur (Yıldız, 2020: 150-172).
Bu çalışmaların sonuçlarına göre, sözlü kültür ortamı elektronik ortama taşınarak kültür sürekliliği devam etmiş, halk ve halk ozanları duygu, düşünce ve davranışlarının kültür kalıplarını belleklerinden güne taşımış ve güne uyarlamışlardır. Anlatma geleneği, halk hekimliği, afetlerle ilgili ritüel ve uygulamaların sürdürüldüğü görülmüştür.
2. Göç
Afet sürecinde olumsuz kültürel gelişme olarak; göç genellikle önemli bir sorun olarak yorumlanmıştır. Afet Sonrası İç Göç ve Eğitimde Zincirleme Reaksiyonlar adlı makalede; İç göç sonucu öğrencilerin yeni ortama uyum sağlamada güçlük çektikleri; kültür çatışması yaşadıkları belirtilmiş, çok kültürlü sınıf ortamlarının oluşturulması gerektiği önerilmiştir. Diğer açıdan ise iç göçün olumlu tarafının öğrenci profilinde kültür çeşitliliği oluşturması olarak belirlenmiş, bu çeşitliliğin okuldaki kültürel etkinlik ve uygulamalara yansıtılması halinde öğrenciler için yeni bakış açıları ve farklılıklara saygıyı esas almada, okuldan tüm ülkeye yayılabileceği savunulmuştur (Atalay, 2023: 1716-1734). Afetlerle ilgili oluşan popüler kültürün kimi olumlu olumsuz yaşama biçimleri geliştirdiği üzerinde de durulmuş, ölüm, doğum, düğün vb. geleneklerin bu süreçte değişim yaşadığı ve kültür mirasının korunmadığı belirtilmiştir. Tüm bunların sorun olarak yansıdığı; yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan afetzedelerin kültür açısından uyum sorunları yaşadıkları, yetişkin ve çocukların gittikleri yerlerde dil, din, yaşama alışkanlıklarına bağlı nedenlerle sorun yaşadıkları ifade edilmiştir (Karabulut & Bekler 2019: 368-376).
3. Kültürel Mirasının Korunması
Kültürel miras alanlarına yönelik kayıplar ve riskler tartışılmış ve bu konuda afetler sonucu kültürel miras alanlarının, bütünlüğünü, taşıdığı değer, turizm değerin kaybolmasına karşı önlemler alınması gerektiği belirtilmiştir. Oluşabilecek olası kayıp ve zararları önlemek için disiplinler ve sektörler arası iletişim ve iş birliği sağlanarak yapılacak afet risk yönetimi ile kültürel miras korunarak belirlenen önceliklerle kaynak planlaması yapılması gerektiği önerilmiştir (Oktay & Murat 2020:305-320).
4. Yerleşim Kültürü
Doğaner’in (2022) Sürdürülebilir Ekonomik Kalkınma İçin Türkiye'de Dirençli Şehirler adlı makaleye göre bir afet sonrasında yerleşim alanlarının belirlenmesinde toplumun ve kültürün kabullerinin önemsenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada afet sonrası aşırı müdahaleci bir planlama yaklaşımı yerine, yerleşim kültürü ve geleneğinin “yere bağlılık” ve “yer kimliği” kavramlarına göre düşünülmesi gerektiği önerilmiştir.
5. Dezavantajlı gruplar/ Cinsiyet Eşitsizliği
Bu temadaki makaleler afete maruz kalan bazı insanları ve topluluklar sosyal, ekonomik ve kültür haklar açısından dezavantajlı gruplar içinde değerlendirilmektedir. Dezavantajlı gruplar içinde değerlendirilen engelli veya yaşlı kişilerin, bazı kadın ve çocukların, yoksulların, göçmen ve mültecilerin, farklı etnik grupların hem sivil toplum hem de devlet kurumları açısından desteklenmesi gerektiğini belirtmişlerdir (Arıca, Çakır & Kağnıcı, 2023: 179). Afet sürecinde dezavantajlı durumlardan biri de cinsiyet eşitsizliğidir. Afet sürecinde ortaya çıkabilecek cinsiyete dayalı şiddet türleri şu şekilde sıralanmıştır; psikolojik, fiziksel ve duygusal istismar, tecavüz ve cinsel saldırı, zorla kaçakçılık ve fuhuş, erken yaşta ve zorla evlilik, Aile içi şiddet (Ünür, 2021: 351-375; Düger & Yaman 2022: 931-952).
4. Değerlerin Gelişimi: Yardımlaşma/ Dayanışma
Bu temayı içeren makalelerin hepsinde kültürün toplumların afet sürecinde birbirlerine yardım etme ve dayanışma düzeyini belirlediği düşüncesi desteklenmektedir. Dayanışma kültürünün afet yardımını ve destek sağlama süreçlerini iyileştirerek afet yönetimi kolaylaştırdığını belirtilmişlerdir. Örneğin, Türkiye'de 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen büyük depremlerde Türk toplumunun kültürüne uygun olarak büyük bir yardımlaşma ve dayanışma deneyimi sergilemiştir. Ancak bu deneyimlerin düzenli olması için tüm kurumlardan destek görmesi gerekir. Devlet kurumları ile sivil toplum kurumları arasındaki uyum yardımlaşmanın daha da büyütür. Üstelik Türkiye kültüründe, sadece askerlere değil aynı zamanda AFAD personeli gibi doğal afetlerde görev yapan diğer yetkililere de hürmet ve saygı gösterilmektedir. Bu nedenle, bu görevliler toplumda kültürel değerlere dayalı kahramanlar olarak algılanmaktadır. (Umunç, 2022:44; Kayıran, 2023: 635). Afet sürecinde sivil toplum ve örgütlerin uyum içinde hareket etmeleri için tedbirler alınmalıdır. Aksi takdirde, bireylerin gösterdiği özveri ve yardımın anlamlı kalamayabilir. Çünkü bu süreçte afeti kazanca dönüştüren kişi ve kurumlar dayanışma ve yardımlaşmayı nasıl etkilediği de gözlemlenmiştir (Erdoğan, 2023: 721-725).
5. Etik ve Ekoloji
Doğal afetlere karşı dayanıklı kültür oluşturmaya geleneksel ekoloji bilgisinin nesiller arası aktarımının; yerli halk kültürünü ve kimliklerinin korunması açısından bakılmış, bu amaçla uluslararası düzeyde gelenekli ekoloji bilgisini korumaya yönelik yasal araçlar oluşturulmaya başlanmıştır (Karabaşa, 2022; Göktaş & Celal, 2022: 66-81). Afetlerde sosyal medya kullanımının etik sorumlulukları (Şahin & Demirbilek, 2023), afet haberciliğinin etik boyutu Öymez (2023), afet çalışanlarının etik ilkelere uyumu ve afet yönetiminde sorumluluk gibi konularda çalışmalar yapılmıştır (Özbilgin, et al., 2023:71-112).
6. İletişim
Afet sürecinde yazılı/basılı veya elektronik kaynaklardaki haberler halkın yönlendirme gücüne sahip olduklarından olumlu veya olumsuz etkilerle bellek inşasında kültürü etkileyebilmekte, günlük yaşama ve siyasete yön verebilmektedir. Sosyal medya, özellikle hız ve etkileşim özellikleri ile kriz iletişiminde önemli bir rol oynar. Geleneksel yöntemlere göre avantajlı olan sosyal medya, özellikle Twitter gibi platformlar aracılığıyla siyasetçilerin anlık bilgi aktarımı ve doğrudan halka seslenme imkânı sunarak kriz durumlarında etkili iletişimi sağlar. Bu, siyasi liderlerin terör, savaş, çatışma, doğal afet gibi olağanüstü durumlarda halkı etkileme ve ikna etme amacıyla yeni bir söylem biçimi geliştirmelerine olanak tanır (Umunç, 2022: 24; Fırat, 2023: 606-629).
7. Eğitim
Eğitim alanında afet konusunda oldukça çok çalışma yapılmıştır. Örgün ve yaygın eğitimle genç kuşakların ve halkın eğitimi üzerine yoğunlaşan eğitim çalışmaları daha çok afet algısı, afet sürecindeki davranış ve düşünceler, afet kültürü ve afetlerle mücadele bilincinin kazandırılması üzerinde yoğunlaşmış; afet eğitiminin öğretim programlarına yansımaları, afete yönelik planlama ve müdahalenin öğretilmesi, afet eğitimi hakkında öğretmen ve öğrenci görüşleri üzerine makaleler yazılmıştır (Varol, 2019: 193-204; Gerdan, 2019: 101-110; Ertuğ, 2020: 11-53; Koç et al.; 2020: 633-655). Örneğin çocuklarda doğal afetlere karşı farkındalık oluşturmak amacıyla Gümüşhane ilindeki ilçe ve köylerde yaşanan doğal afetlere dair bulgulardan yararlanarak çığ, deprem, sel, heyelan, kaya düşmesi ve kuraklık gibi konularda altı adet orijinal Karagöz Hacivat oyunu metni oluşturdu. Oyun metinlerinde doğal afetlere ve alınacak önlemlere vurgu yapılırken, farkındalık içeren mesajlar ve afetle mücadele bilinci öne çıkarıldı. Oyun metinleri, hareketlendirilmeleri, seslendirilmeleri ve resimleri Scratch yazılım programında gerekli kodlar oluşturularak hazırlandı. Oyunlar ilk olarak uzaktan eğitim yoluyla okuldaki öğrencilere izletildi ve öğrencilere oyunları izledikten sonra görüşleri soruldu. Öğrenciler, oyunların eğlenceli, eğitici ve öğretici olduğunu belirterek bilinçlendiklerini ifade ettiler. Scratch programında oluşturulan kodlarla yapılan oyunlar, daha sonra video formatına aktarılarak bir YouTube kanalında paylaşıldı. Ayrıca, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne başvurularak hazırlanan oyunların tüm il genelinde ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yüz yüze veya uzaktan eğitim yoluyla hayat bilgisi ve sosyal bilgiler derslerinde kullanılması talep edildi (Köksal & Yücel, 2023).
Ayrıca Covid- 19 salgını sürecinden sonra pandemiler ve KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer) sonucunda oluşabilecek afetlerle ilgili yeni araştırma konuları ele alınmaya başlandı. Sokağa çıkma, maske takma, sosyo-kültürel aktivitelere katılmama, evde çalışma veya işsiz kalma, beslenme ve uyku alışkanlıklarının değişmesi gibi günlük davranışların değişmesi de çalışılmaya başlaşandı (Adanalı, Yıyın & Özenel, 2022: 56-81).
8. Afet Kültürü
Bu temada son üç yılda yapılan iki makalede afet kültürü tanımlanmıştır, bu Afet kültürü, bireylerin doğal ve insana bağlı afetlerin nedenlerini ve etkilerini anlama amacını taşıyan bir kavramdır. Bu perspektif, afetlere dönüşen olayların kökenlerini, afet öncesi, sırası ve sonrasındaki bilimsel çalışmaları içermektedir. Afetlerin etkilerini minimize etmek için alınabilecek tedbirler, afetlerin önceden tahmin edilmesi ve afet anında müdahale stratejilerini içeren bilimsel bir disiplin olarak ele alınabilir. Toplumların doğal afetlere karşı hazırlıklı olma, müdahalede bulunma ve iyileşme sürecini etkileyen değerler, inançlar ve davranışları içeren bir kavram olan afet kültürü, literatürde afet bilinci, güvenli toplum kültürü, gönüllülük sistemi ve afet eğitimleri gibi konuları kapsayan makalelerle açıklanmaktadır (Varol, 2019: 193-204). Afet bilincinin benimsenmesi ve davranışa dönüşmesi, güvenli bir toplum kültürünün temelini oluşturur. Resmi kültür, yerel afetlere ve ihtiyaçlara odaklanarak güvenli toplum kültürünü inşa etmeyi amaçlar. Afet süreçlerinde, afet bilincinin eksikliği, bilgisizlik, deneyimsizlik, sorumsuzluk, denetim eksikliği ve afet gerçeğine inançsızlık gibi temalar üzerinde çalışılmıştır. Afet kültürü oluşturulması için ise erken uyarı sistemlerinin kurulması, tedbirlerin alınması, gönüllülük sisteminin yaygınlaştırılması, afet eğitimlerinin düzenlenmesi ve afet senaryoları aracılığıyla tatbikatların sıklaştırılması gibi önerilere vurgu yapılmıştır (Görkem, 2023: 84-90).
Sonuç
Bu çalışmanın amacına yönelik olarak literatür taramasından elde edilen verilere göre 2019-2023 yılları arasında, sosyal bilimler alanında folklor, kültür çalışmaları, sosyal bilimler, sosyoloji, iletişim, eğitim, çevre ve afet dergilerinde yayınlanmış toplam 35 makale afet ve kültür arasındaki ilişkiye atıfta bulunmuştur.
Bu alanlardan doğrudan kültürle ilişkili olan folklor ve kültür araştırmaları özellikle Türkiye’deki 2019 ve sonrası yaşanan afetlere odaklanmıştır. Folklor afet ve kültür arasındaki ilişki, incelenen makalelere göre; afet belleğinin derlenmesi ve kültür mirasının korunması, elektronik kültür ortamının genişlemesi, halk anlatılarının çoğalması, halk hekimliği gibi temalarla incelemiştir. Folklor araştırmaları; afetlerin toplumsal etkisini, inançlar, gelenek, görenek, kültürel davranış kalıpları ve halk edebiyatına yansımaları gibi soyut veya somut kültürel miras olarak ele almış ve son yıllarda Türkiye’deki felaketlerle ilgili inanmalar, memorat, efsane, türkü ve ağıtlar hızla derlenmiştir. Özellikle bu ürünlerin elektronik kültür ortamlarından derlenmesi ise folklor çalışmalarına yeni bir boyut getirmiştir. Bu araştırmaların sonucuna göre; afetler her zaman mit, efsane gibi anlatıların üretilmesine yol açmaktadır. Bugün ise bu anlatıla sosyal medya aracılığıyla çok daha büyük kitlelere ulaşmakta, afet hakkındaki bilgiler, iddialar medya aracılığıyla büyük oranda taraftar toplamaktadır.
Folklorla ilgili diğer çalışmalar ise Türk halk anlatılarının depremle ilgili doğaüstü, mistik, inanç ve düşünceler barındırdığını, memorat ve şiirlerde depremin nedeninin Allah ve kader olduğu inancının olduğunu, özellikle halk şiirlerinin deprem sürecinde birlik ve beraberlik mesajları verdiğini ve dayanışma geleneğinin desteklediğini belirtmiştir. Diğer açıdan ise depremin din, gelenek ve göreneği çiğneyenler yüzünden bir ceza olduğu inancını ve deprem sürecinde oluşan toplumsal ve politik ayrışmaları ise da olumsuz kültür boyutu olarak yorumlamıştır. Ayrıca depremle başa çıkma stratejilerinden ve sosyal destek arayışı, suçlayıcı/çaresizlik ve kaderci başa çıkma stratejilerinin Türk halk anlatılarında bulunduğu görülmüştür. Bu sonuçtan hareketle depremin kültür boyutunu bir strateji olarak kabul edilmesini sağlayacak “kültürel bellek stratejisi”nin tanımlanmasını önerilmiştir.
Türkiye’de Covid-19 salgını ve Kahramanmaraş merkezli deprem sürecinde halk şiiri geleneği yeniden canlanmış, farklı kültür ortamında, video paylaşım araçlarında; YouTube'da âşıklar doğal felaketle ilgili destanlar, türküler ve ağıtlar icra etmiş, afetlerin neden olduğu maddi ve manevi yıkımlar ve acılar dile getirilmiştir. Bu şiirlerde depreme ait tüm bilgiler; tarihi, yeri vb., insanların tutum ve davranışları, acı ve kayıplar, maddi ve manevi zararlar dile getirilmiştir. İkincil sözlü kültür ortamını etkin bir biçimde kullanarak sosyal medyanın çabuk erişilebilir ve ekonomik olması etkili olmuştur.
Bu çalışmalarda ayrıca afetle ilgili olarak halkın şifa arayışının, halk hekimliğini gündeme taşıdığı ve dini mekanlara yapılan ziyaretleri artırdığı belirlenmiştir. Doğal felaketin oluşturduğu mizahi ürünler üzerine yapılan çalışmalarda, mizah teorileri kullanılarak bu ürünler yorumlanmıştır. Bu yorumlamaya göre, mizah aracılığıyla belirsizlik, üzüntü ve kaygıyla başa çıkma çabası gösterilmiştir. Bu tür mizahi içerikler, Facebook, Twitter gibi sosyal medya platformlarında ve bloglarda paylaşılmış ve güncel mizahın, popüler kültürün bir parçası olmuştur.
Bu çalışmaların sonuçlarına göre, sözlü kültür ortamı elektronik ortama taşınarak kültür sürekliliği devam etmiş, halk ve halk ozanları duygu, düşünce ve davranışlarının kültür kalıplarını belleklerinden güne taşımış ve güne uyarlamışlardır. Anlatma geleneği, halk hekimliği, afetlerle ilgili ritüel ve uygulamaların sürdürüldüğü görülmüştür.
Folklor ve kültürel çalışmalar dışındaki Sosyal bilimler; sosyoloji, iletişim, eğitim, çevre ve afet makaleleri ise afet ve kültürü göç, kültür mirasın korunması, yerleşim kültürü, dezavantajlı durumlar/cinsiyet eşitsizliği, değerler: yardımlaşma ve dayanışma, iletişim, etik ve ekoloji, eğitim ve afet kültürü gibi temalarla ilişkilendirmişlerdir ancak hiç biri doğrudan kültür kavramını doğrudan hedeflememiş sadece makalenin içeriğinde afet sürecindeki bir değişken olarak kültür kavramından bahsedilmiştir.
Maddi veya manevi kültür mirasının korunması teması folklor, kültür araştırmaları için doğrudan konu edilmiştir. Diğer sosyal bilimlerde afetlerde kültür mirasının korunmasını desteklemişlerdir. Örneğin göç temasında kültür bir değişken olarak afet sürecinde ve sonrasında kimi olumlu olumsuz yaşama biçimleri geliştirdiği üzerinde de durulmuş, ölüm, doğum, düğün vb. geleneklerin bu süreçte değişim yaşadığı ve kültür mirasının korunmadığı belirtilmiştir. Afet bölgesinden göç edenlerin kültür açısından uyum sorunları yaşadıkları, yetişkin ve çocukların gittikleri yerlerde dil, din, yaşama alışkanlıkları ve eğitime bağlı nedenlerle sorun yaşadıkları ifade edilmiştir. Göçün olumlu etkisi ise farklı kültürlerin bir araya gelmesi, kültürlere karşı hoş görü geliştirmesidir.
Folklor dışındaki diğer alanlar dezavantajlı gruplar içinde değerlendirilen kişi ve toplumların; engelli veya yaşlı kişilerin, kadın ve çocukların, yoksulların, göçmen ve mültecilerin, farklı etnik grupların hem sivil toplum hem de devlet kurumları açısından desteklenmesi gerektiği görüşünde birleşmişlerdir.
İncelenen makalelerde kültürün toplumların afet sürecinde birbirlerine yardım etme ve dayanışma düzeyini belirlediği düşüncesi desteklenmektedir. Dayanışma kültürünün afet yardımını ve destek sağlama süreçlerini iyileştirerek afet yönetimi kolaylaştırdığını belirtilmişlerdir. Ancak bu dayanışmada devlet kurumları ile sivil toplum kurumları arasında uyumlu bir iletişimin gerektiği belirtilmiştir.
Etik ve ekoloji temasıyla ilgili çalışmalar, afetlere karşı dayanıklı kültür oluşturmada geleneksel ekoloji bilginin aktarılmasının gerektiğini belirtmişlerdir. Bu aktarımın hem coğrafyayı, halk kültürünü ve kimliğini koruyacağını ifade etmişlerdir. Afet haberciliğinin etik boyutu, sosyal medya kullanımının etik sorumlulukları ve afet çalışanlarının etik ilkelere uyumu üzerine yapılan çalışmalarda afet yönetiminde sorumluluğu tartışmışlardır. Bu tema iletişim çalışmalarında da sürdürülmüştür. Basın ve medyanın halkın yönlendirme gücüne sahip olması nedeniyle olumlu veya olumsuz etkileriyle tartışılmıştır. İletişim ortamlarının günlük yaşama ve siyasete yön verebildiğini bu açıdan kişilerin ve toplumun belek inşasındaki rolüne dikkat çekilmiştir.
Afet konusunda en çok eğitim alanında çalışma yapılmıştır. Örgün ve yaygın eğitimle genç kuşakların ve halkın eğitimi üzerine yoğunlaşan eğitim çalışmaları daha çok afet algısı, afet sürecindeki davranış ve düşünceler, afet kültürü ve afetlerle mücadele bilincinin kazandırılması üzerinde yoğunlaşmış; afet eğitiminin öğretim programlarına yansımaları, afete yönelik planlama ve müdahalenin öğretilmesi, afet eğitimi hakkında öğretmen ve öğrenci görüşleri üzerine makaleler yazılmıştır. Çocuklarda doğal afetlere karşı farkındalık oluşturmak afetle mücadele bilinci öne çıkarıldı.
Ayrıca Covid-19 salgını sürecinden sonra pandemiler ve KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer) sonucunda oluşabilecek afetlerle ilgili yeni araştırma konuları ele alınmaya başlanmış; sokağa çıkma, maske takma, sosyo-kültürel aktivitelere katılmama, evde çalışma veya işsiz kalma, beslenme ve uyku alışkanlıklarının değişmesi gibi günlük davranışlar incelenmiştir (Adanalı, Yıyın & Özenel, 2022).
Afet çalışmaları ise kişilerin ve toplumun afetlere karşı direncini artırmak, afetle baş etme kapasitelerini ortaya çıkarmak ve geliştirmek için eğitimin zorunlu olduğunu belirtmişlerdir. Bu konuda farklı yaş gruplarının düşünce, duygu ve davranışları incelenmiş, sistemli, sürekli ve sürdürülebilir eğitim programlarının oluşturulması ve etkin bir şekilde uygulanması gerektiği vurgulanmıştır. Afet bilinci ve kültürü oluşturmak için yapılması gerekli olanların devlet ve sivil topluma düşen sorumluluklar belirtilmiş, geliştirilmiş ve uygulanmış eğitimler hakkında bilgi verilmiştir.
Folklor ve kültür araştırmaları dışındaki diğer çalışmalar afet ve kültür ilişkisini daha çok kültür kavramının içeriğinden bağımsız olarak; afet bilgisi ve deneyiminin kişi ve toplumlarda oluşturduğu, biriktirdiği bilgi, bilinç, düşünce, tutum ve davranış olarak kavramsallaştırmış ve adına afet kültürü, afete hazırlık kültürü vb. isimlendirmelerle kullanmışlardır. Kültürü daha çok bazı sosyolojik terimlere göre yorumlamış, kültürün folklor boyutunu dikkate almamışlardır. Oysaki günümüzde bile insanlar afetlerle baş ederken inançlarına ve geleneksel ritüellerine başvuruyorlar. Afet sürecinde insanların nasıl düşündüğünü, hangi davranışları sergilediğini, neye inandığını belirleyen kültürü bilmek, afet sürecini olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Kişi ve toplumun kaotik refleksleri kültür boyutunda, günlük yaşamında, yazılı ve sözlü halk anlatılarında da karşımıza çıkmaktadır. Halkın kolektif bilincinde saklı yaşanmışlıklar ve ürünleri folklorun çalışma alanıdır. Bu kültür verilerinde nesnel algı, bilgi ve tutumdan ziyade afete ilişkin duygusal ve mitik düşüncelerin görülmesi afet kültürü çalışmalarında dikkate alınmalıdır. İncelenen makalelerin genelinde felaketlerin toplumsal dokuyu önemli ölçüde etkilediğini belirtmiş, bu nedenle, devlet ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışması gerektiğini önermişlerdir. Çünkü afet kültürde derinde yatan yanlış inançları, davranışları ve bilgileri de ortaya çıkarmaktadır. Afet kültürünün içeriği, folklor ve kültür araştırmalarındaki kültürün anlamlarıyla birlikte yeniden düşünülebilir. Çünkü iletişim, eğitim, sosyoloji çerçevesinde yapılan araştırmalar, uzun vadede afetin kültür dokusunu açıklamak için yetersiz kalabilir.
Kaynakça
Adanalı, R., Yıyın, F. T., & Özenel, N. (2022). Ortaokul öğrencilerinin afet bilinci. International Journal of Geography and Geography Education, (47), 56-81.
Appleby-Arnold, S., & diğerleri. (2018). Social capital and resilience in women in the aftermath of the 2010 and 2011 Canterbury earthquakes. International Journal of Disaster Risk Reduction, 31, 152-159.
Arıca, F., Çakır, C., & Kağnıcı, D. (2023). Kırılgan Gruplar Özelinde Afetlerde Psikososyal Hizmetler. Afet ve Risk Dergisi, 6(1), 176-187.
Atalay, A. (2023). Afet Sonrası İç Göç ve Eğitimde Zincirleme Reaksiyonlar. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Dergisi, (57), 1716-1734.
Aydın, H. O., & Harmancı, M. (2023). Visiting Sacred Sites as Seeking an Alternative Healing Method During the COVID-19 Pandemic: The Example of Joshua’s Tomb. Folklor/Edebiyat, 29(114), 533-551.
Bakırcı, N. (2023). Âşıkların Dilinde Kahramanmaraş Merkezli Depremler. TÜRKAV Kamu Yönetimi Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, 3(4), 25-74.
Barber, E. W., & Barber, P. T. (2012). When they severed earth from sky: How the human mind shapes myth. Princeton University Press.
Bermen, R. A. (2020). The impact of unexpected traumatic events on cultural memory and identity construction mechanisms. Journal of Cultural Psychology, 15(3), 45-62.
Cashman, K. V., & Cronin, S. J. (2008). Welcoming a monster to the world: Myths, oral tradition, and modern societal response to volcanic disasters. In Volcanic hazards, risks, and disasters, Journal of volcanology and geothermal research, 176(3), 407-418.
Çalık, T., & Sözbilir, M. (2014). Qualitative content analysis: A guide to path and rigour. Forum: Qualitative Social Research, 15(1), Art. 9.
Çelebi, F. A. (2022). Bir Çağdaş Mit Örneği Olarak COVID-19’a Dönük Elektronik Kültür Ortamındaki Komplolar, Söylentiler ve İddialar. Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 15(37), 114-128.
Çevirme, H. (2020). Depremle Başa Çıkma Stratejilerine Kültürel Bir Yaklaşım: Türk Halk Şiirleri ve Anıtlaşmış Anlatı Örnekleri. Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 13(31), 1073-1087.
Doğaner, (2022). Sürdürülebilir ekonomik kalkınma için Türkiye’de dirençli şehirler. Çevre, Şehir ve İklim Dergisi, 1(2), 59-80).
Düger, Y., & Yaman, M. (2022). Doğal Afetler Bağlamında Kadına Yönelik Cinsiyet Temelli İnsan Hakları İhlalleri. Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 24(43), 931-952.
Eliade, Mircea (2003). Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi. Ali Berktay (çev.) Kabalcı, İstanbul. s.179. ISBN: 9789758240838
Erdoğan, B. (2023). Depremin Sosyolojisi: 6 Şubat Felaketinin Toplumsal ve Kültürel Boyutları. TRT Akademi, 8(18), 718-725.
Ergünay, O., & diğerleri. (2009). Doğal Afetler ve Sürdürülebilir Kalkınma. Deprem sempozyumu, 11, 12, s. 9-12.
Ertuğ, C. A. N. (2020). Coronavirüs (Covid-19) pandemisi ve pedagojik yansımaları: Türkiye’de açık ve uzaktan eğitim uygulamaları. Açıköğretim Uygulamaları ve Araştırmaları Dergisi, 6(2), 11-53.
Fırat, A. T. A. (2023). Afet Haberciliği: Kahramanmaraş Merkezli Depremler Sürecinde Sosyal Medyaya Yönelik Bir Değerlendirme. TRT Akademi, 8(18), 606-629.
Göktaş, N., & Celal, İ. N. C. E. (2022). Risk, belirsizlik ve korku toplumunda afetler: COVID-19 örneği. Nosyon: Uluslararası Toplum ve Kültür Çalışmaları Dergisi, (10), 66-81.
Gerdan, S. (2019). Bir sosyal sorumluluk projesi olarak afet eğitimleri. International Journal of Management and Administration, 3 (5), 101-110. https://doi.org/10.29064/ijma.523265
Gordon, L. (2007). The long-term economic and psychological effects of earthquakes: A comprehensive review. Journal of Traumatic Stress, 10(2), 87-105.
Görkem, A. (2023). Afet Eğitiminde Afetlere Hazırlık: Üniversite Öğrencileriyle Tehlike Avı. Afet ve Risk Dergisi, 6(1), 84-100.
Hastrup, K. (2011). Weather experiments: The role of jökulhlaups in the Anthropocene. Anthropological Quarterly, 84(3), 623-646.
Hobfoll, S. E., et al. (2007). Economic and psychological consequences of natural disasters: A multidisciplinary perspective. American Psychologist, 62(4), 1-15.
Karabaşa, S. (2022). Geleneksel bilginin kültürel bütün içindeki yeri ve yaşamsal önemi. Kaz Dağları ve Geleneksel Ekolojik Bilgi, 59. https://d1wqtxts1xzle7.cloudfront.net/86524824/C3.10_Kaz_Daglar%C4%B1_ve_GEB_2022_-libre.pdf?1653614331=&response-content- [27. 10.2023].
Kayıran, D. (2023). UNESCO ve UNICEF Tarafından Geliştirilen Okul Müfredatına Afet Risk Azaltımının Entegrasyonu İçin Teknik Rehberi’nin Değerler Bağlamında İncelenmesi. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(2), 628-637.
Karakuş, U., & Önger, S. (2017). 8. sınıf öğrencilerinin doğal afet ve afet eğitimi kavramını anlama düzeyleri/The understanding levels on natural disasters and disasters education concepts for 8th-grade students. Journal of History Culture and Art Research, 6(6), 482-491.
Kuzey, M., & Göçgen, S. (2021). Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri. Afet ve Risk Dergisi, 4(2), 331-350
Karasar, N. (2005). Bilimsel araştırma yöntemi: Kavramlar, ilkeler, teknikler. Nobel Yayın Dağıtım Yayınları. Ankara.
Karabulut, D., & Bekler, T. (2019). Doğal afetlerin çocuklar ve ergenler üzerindeki etkileri. Doğal Afetler ve Çevre Dergisi, 5(2), 368-376.
Koç, H., Şeker, G., Evci, Nagihan,, & Doğan, M. (2020). Afet eğitimi konulu araştırmaların içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmesi. Cumhuriyet Uluslararası Eğitim Dergisi, 9(2), 637-655.
Köksal, F., & Yücel, İ. C. (2023). Doğal Afetlere Genel Bir Bakış: Gümüşhane İl Örneği. https://mdag.com.tr/files/76/manuscript/manuscript_3775/mdag-3775-manuscript-215310.pdf [27. 10.2023].
Oliver-Smith, A., & Hoffman, S. M. (2019). Climate change as social drama: Global and local discourses on vulnerability and blame. Journal of Political Ecology, 26(1), 298-314.
Solnit, R. (2009). A paradise built in hell: The extraordinary communities that arise in disaster. Penguin. A Paradise Built in Hell - Google Books [25. 11.2023].
Ögel, B., (1998). Türk Mitolojisi I. Türk Tarih Kurumu. Ankara
Özbilgin, M., Erbil, C., Demirbağ, K. Ş., Demirbağ, O., & Tanriverdi, V. (2023). Afet Yönetiminde Sorumluluğun Yeniden İnşası: Deprem, Sosyal Dramalar, Sosyal Politikalar. Sosyal Mucit Academic Review, 4(1), 71-112.
Özdemir, C. (2023). Âşık Tarzı Şiir Geleneğinde Deprem Destanları. Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, (10), 230-254.
Özdal, A. (2023). 06 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremi Ağıt-Destanlarının İşlevsel Analizi. Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 11(11), 390-406.
Özdemir, M. (2022). Covid-19 Salgın Sürecinde Geleneksel Oyunların Dijitalde Aktarımı: Evde Oyun Var! Folklor/Edebiyat, 28(111), 661-680.
Öymez, H. (2023). Haberciliğin Etik ve Evrensel İlkeleri Olağanüstü Dönemlerde de Geçerlidir. TRT Akademi, 8(18), 669-678.
Özmen, F. (2023). Depremlerin Âşık Tarzı Türk Şiirindeki Görünümü: Kahramanmaraş Merkezli 11 İli Etkileyen 2023 Depremi Örneği. Turkish Studies-Language & Literature, 18(3). 1950-1960.
Türkan, H. K. (2023). Ozanların Dilinden Kahramanmaraş Merkezli Depremler: Hatay Örneği. Asya Studies, 7(24), 153-180.
Oktay, S., Nilüfer, T. A. Ş., & Murat, T. A. Ş. (2020). Kültürel Miras Alanlarının Korunması ve Afet Yönetimi İlişkisi. Resilience, 4(2), 305-321.
Pfefferbaum, B., Nitiéma, P., & Newman, E. (2019). A meta-analysis of intervention effects on depression and/or anxiety in youth exposed to political violence or natural disasters. In Child & Youth Care Forum (48) 449-477.
Şahin, D., & Demirbilek, E. Z. (2023). Doğal afet ve kriz yönetiminde sosyal medyanın etkisi: kahramanmaraş merkezli deprem felaketi üzerine bir inceleme. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (51), 322-333)
Umunç, C. (2022). Doğal afetlerde siyasi liderlerin kriz iletişimi ve sosyal medya söylemi: Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun Twitter paylaşımları. NOSYON: Uluslararası Toplum ve Kültür Çalışmaları Dergisi, (9), 24-51.
Ünür, E. (2021). Afet yönetiminde toplumsal cinsiyet eşitsizliği: doğal afetlerde cinsiyete dayalı zarar görebilirlik farkı. Istanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 13(2). 351-375.
Varol, A. (2019). Afet yönetimi, afet eğitimi ve afet farkındalığı: Amerika örneği. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 29(1), 193-204.
Yıldız, İ. (2020). Sosyal medya salgını: Türkiye'de kornanın mizahi yönü. Kültür Araştırmaları Dergisi, (6), 150-172.
TYB Akademi 40, Ocak 2024
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.