Giriş
Kâşgarlı Mahmud tarafından1074 yılında yazılması tamamlanmış Türkçe bir eser olan Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün (DLT) birçok çevirisi (Atalay, 1939-1943, Dankoff ve Kelly 1982, Ercilasun ve Akkoyunlu 2014, Kaçalin, 2016 vb.) yapılmıştır. Eserin birçok tercümesi (Atalay, 1940; Ercilasun ve Akkoyunlu, 2014; Kelly, 1982; Kelly, 1984; Kelly, 1985; Kaçalin, 2016; Kaçalin 2019) yapılmıştır.
Eserde madde başlarının bazılarının altında örnek vermek amacıyla şiirler yer almaktadır. Bu şiirlerin tercümesine bakıldığında -Ip ekinin geçtiği şiirlerin birçok farklı şekilde tercüme edildiği görülmektedir. Örneğin -Ip ekinin -ArAk ekiyle, -IncA ekiyle veya ek kullanmadan iki ayrı cümle olarak olarak tercüme edildiği görülmektedir. Eski dilden günümüze tercüme yapılırken anlamlı, anlaşılır bir metin sunmak amacıyla kelime ekleme çıkarma, dil bilgisi yapısını değiştirme vb. değişiklikler yapılabilmektedir. Bu değişiklikler şiirlerde geçen bir ekin farklı tercümelerde farklı şekilde yorumlanmasına sebep olabilmektedir. Tercüme için doğru olan bu usul, ekin fonksiyonları belirlenirken doğru sonuçlar vermeyebilir. Örneğin -Ip ekiyle yazılan bir fiil, -ArAk eki kullanılarak tercüme edilebilmekte veya “Askeri görüp aşağı koştu.” şeklinde bir cümle “Askeri görünce aşağı koştu.” şeklinde tercüme edilebilmektedir. Bu sebeple bir ekin fonksiyonu incelenirken ekin cümleye kattığı anlanmın incelenmesi ve günümüzde hangi ekin bu anlamı karşıladığının belirlenmesi ekin fonksiyonlarını ortaya çıkarmaktadır.
Bu çalışmada şiirlerin terücemis yapılırken Kaçalin (2016) tarafından yapılan tercüme incelenmiştir. Doğrudan kelime kelime çevrilmeyen, anlamın yorumlanarak yapıldığı tercümelerde ekin geçtiği cümleler yeniden tercüme edilmiştir. Bulgular bölümünde başlıkların altında yer alan tablolarda, şiirlerin yanına verilen tercümelerde yalnızca ekin geçtiği cümlenin tercümesi verilmiştir. Eğer ekin anlamının anlaşılması bağlamdan hareketle olabiliyorsa bütün dörtlüğün çevirisi verilmiştir. Tabloda tercüme verilirken Kaçalin (2016)’dan olduğu gibi alınan tercümeler tırnak işareti içerisinde kaynak gösterilerek sunulmuştur. Kaynak gösterilmeyenler ekin cümledeki işlevinin anlaşılması için yeniden yapılan tercümelerdir. -Ip ekinin aynı şiirde birden fazla geçtiği görülmektedir. Ek aynı şiirde yer alan farklı mısralarda farklı anlamlara gelebilmektedir. Bu nedenle ilgili başlık altında anlamı incelenen mısrada ek koyu yazı tipi ile gösterilmiştir. Aynı şiir farklı başlık altında tekrar geçtiğinde farklı bir mısradaki -Ip eki incelenmiş ve koyu yazı tipi ile gösterilmiştir.
-Ip Eki
Gabain’e (2007) göre “-Ip zarf fiili, şahıs ve teklik çokluk bakımından bağlı olduğu fiilin fonksiyonlarına sahiptir; iş ve hareketin, kendisinden sonra gelen fiilden önce olup bittiğini gösterir. Öznenin değişmesi söz konusudur:
äşitip ukar biz (TTTIII64) (dinleriz ve sonra anlarız)
yarlıgıŋıznı äşitip, ögüzüg akıtıp, uluşınta tugtılar (TTI 163) (emrinizi işitip… nehri akıtıp… memleketinde yeniden doğdular (emrinizi işittiler, nehri akıttılar ve memleketinde yeniden doğdular.) krmaputug sıp, tsuy kıltımız ärsär (TTIV A67) (Karmapatha’yı kırdık ve (böylece) günah işledik ise)” (Gabain, 2007: 84).
Gencan (2007) -Ip ekiyle ilgili şu bilgileri vermiştir:
- -Ip yapısı kullanıldığında fiil kendisinden sonra gelen fiille fail ve zaman bakımından bir olmalıdır.
- Kimi kullanışlarda -ArAk zarflı anlama kaydığı olur:
“Tövbe Yâ Rabbi hata rahına gittiklerime
Bilip ettiklerime bilmeyip ettiklerime” (Abdurrahim-i Rûmî) (Bilerek – bilmeyerek ettiklerime)
- Azerî sahasında ve kimi doğu illerimizde -Ip yapılı zarfların, -mIş’lı geçmiş zaman yerinde çekimlenerek kullanıldığı örnekler vardır:
“Ren-i izarı gitti yatur kendi huşk-leb
Şol gül gibi ki ayrı düşüptür gül-âbdan”
(=düşmüştür)
- -üben yapılı kelimelerin -ArAk’lı zarf anlamına kaydığını ileri sürenler vardır (Gencan, 2007: 444-446).
Gencan -Ip ekinin -ArAk yerine kullanımı hakkında şu bilgiyi vermektedir: “-ArAk bugünkü -ArAk yapılı zarflar yerine kullanıldığı gibi, -Ip, -mAğA, -mAk üzere anlamlarına da kayar görünmektedir:
Kaza görünü gelmez, karı bükülüp ölmez.” (Gencan, 2007: 447). 1979
Bu bilgilerden hareketle -Ip zarf fiilinin art arda gerçekleşen fiilleri bağlamada kullanıldığı ve kimi kullanışlarda -ArAk anlamında da kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Banguoğlu’na göre -Ip iki fiilin birbiri ardınca veya aynı zamanda yapıldığını gösterir. Banguoğlu, -Ip ekini bir ulama zarf fiili olarak değerlendirir: Bırakıp gitti = Bıraktı ve gitti. Kaçıp gitti = Kaçtı da kurtuldu. -Ip zarf fiili bir ulama görevinde olmasına karşın hâl zarf fiili olarak da kullanılır: Papaza kızıp oruç bozma. Buna karşılık bir hâl zarf fiili olan -ArAk, daha geniş bir ölçüde ulama için kullanılır: Birçok da borç bırakarak ayrılmış (Banguoğlu, 1974: 429).
-Ip ekiyle ilgili Tiken (2003) şu tanımı yapmıştır: -Ip eki “-mAk suretiyle” anlamında tarz ifadesiyle zarf olarak fiile bağlanmaktadır (Tiken, 2003:292)
-ArAk Eki
Fiilin nasıl gerçekleştiğini tarif etmek için olumluda -ArAk ve olumsuzda -mAdAn ekleri kullanılmaktadır. -ArAk ekinin DLT’de yer almamasının sebebi ekin o dönemde henüz teşekkül etmemesidir. “-Arak eki Batı Türkçesinde sonradan, Eski Anadolu Türkçesinden sonra, Osmanlıcada ortaya çıkmış yeni bir ektir. -A gerundium eki ile +rAQ, karşılaştırma ve büyütme ekinin birleşmesinden doğmuş olduğu düşünülebilir.” (Ergin, 2020: 463).
-ArAk’lı zarf fiiller kendilerinden sonra gelen fiillerin ne durumda, ne zamanda yapıldıklarını gösterir. Bağlama zarfı olarak kullanıldığı da olur. Böyle kullanışlarda zarftaki işte bir öncüllük anlamı belirir. Eski metinlerde -i yapılı zarflar bugünkü -ArAk yapılı zarflar yerine kullanıldığı gibi -Ip, -mAğA, -mAk üzere anlamlarına da kayar görünmektedir (Gencan, 2007: 447).
Bu açıklamalardan hareketler -ArAk ekinin sonradan oluşan bir ek olduğu ve fiilin nasıl yapıldığını tarif ettiği görülmektedir.
-IncA
-IncA eki kendisinden sonra gelen fiilin hemen, kendisinin ardı sıra yapıldığını, yapılacağını gösterir; yani kurduğu önerme ile birlikte zaman belirteci olur (Gencan, 2007: 447). Bir hareket hâli ifadesinden başka o hareket hâlinin ortaya çıktığı anı göstermek gibi bir zaman ifadesi de vardır. Eski Türkçede bu ek -ġInçA şeklinde idi. Bu bünyesi ile ekin -ġIn yapım eki ile -çA eşitlik ekinin birleşmesinden doğduğu anlaşılmaktadır. Batı Türkçesine ek -InCA şeklinde geçmiş, Eski Anadolu Türkçesinde uzun zaman bu şekilde kullanılmıştır: ol-ınça, di-y-inçe, qıl-ınça, gör-inçe misallerinde olduğu gibi. Sonradan Osmanlıcada ek c’li şekle sokularak ve vokal uyumuna bağlanarak bugünkü şekiller ortaya çıkmıştır: al-ınca, görme-yince, uyu-y-unca, gözük-ünce misallerinde olduğu gibi (Ergin, 2020: 463).
Gramerlerde yer alan bilgilere göre, -Ip, -Inca ve -ArAk zarf fiillerinin kullanım olarak birbirlerine yaklaştığı görülmekte; -ArAk eki fiilin yapılış şekline, -IncA ekinin ise yapıldığı zamana odaklanmaktadır. -ArAk ve -IncA’nın ise eski dönem metinlerinde yer almadığı, Eski Anadolu Türkçesi döneminden önce görülmediği anlaşılmaktadır. Bu hâlde -Ip ekinin önceki dönemlerde bu ekler yerine de kullanıldığı anlaşılmaktadır. Zamanla diğer eklerin teşekkül etmesiyle -Ip ekinin yerine bu ekler de kullanılmaya başlanmıştır. Bu sebeple eski metinlerden yapılan dil içi çevirilerde ekin farklı şekillerde tercüme edilmesine dikkat edilmelidir.
DLT’de -Ip Ekinin Tasnifi
DLT’de yer alan şiirler incelendiğinde -Ip ekinin farklı işlevlerde kullanıldığı görülmektedir. Bütün kullanışlarda art arda gerçekleşen filleri bağlama görevi görülmektedir. Fakat kendi içinde şu konularda farklılıklar ortaya çıkmaktadır:
- İki fiilin arasında geçen sürenin uzun veya kısa olması
- Birinci fiilin ikinci fiilin nasıl yapıldığını tarif etmesi
- İkinci fiilin sebebinin birinci fiil olması
Tercümelerde -Ip eki, -Ip, -Inca, -Arak, zaman eki olarak ve “Süngüyü çekti ve vurdu.” Cümlesindeki gibi iki ayrı cümle şeklinde tercüme edilmiştir. Bu çalışmada tercümeler ekin fonksiyonu dikkate alınarak cümle çevirisi üzerinden incelenmiştir. Buna göre bu çalışmada, DLT’de yer alan şiirlerde geçen -Ip eki şu şekilde sınıflandırılmıştır:
1. -ArAk ve -mAdAn anlamında kullanıldığı yerler
2. -IncA, -DIğIndA, -DIğI zaman anlamlarında kullanıldığı yerler
3. Gibi olmak, vaziyetinde olmak, o hâlde olmak anlamında kullanıldığı yerler
4. Ardı sıra olma, sıralılık gösterme anlamında kullanıldığı yerler
5. Sebep sonuç bildirenler
6. -mış (bilinmeyen geçmiş zaman), -DI (geçmiş zaman) ve -Ar (geniş zamanı) ifade etmek için kullanılanlar
7. Bir fiilin nasıl yapıldığını anlatırken kullanıldığı yerler
8. Sınıflandırmaya dâhil olmayan farklı kullanımlar
1. -ArAk ve -Madan Anlamında Kullanıldığı Yerler
-Ip eki fiilin tarzını da göstermektedir. DLT’de geçmeyen -ArAk eki yerine sıklıkla -Ip kullanılmıştır.
oynap mini argurur (120, 60b) “Oynayarak beni yoruyor.”, yıglap udu irtädim “Ağlayarak arkasından gittim” örneklerinde olduğu gibi.
Günümüzde bu iki zarf-fiil de kullanılmaktadır fakat artık aralarında ince bir anlam ayrıntısı vardır.
2. Inca, -Dığında, -Dığı Zaman Anlamlarında Kullanıldığı Yerler
-Ip zarf fiili fiilin hangi olay olduğu zaman gerçekleştiğini göstermek için de kullanılmıştır. Bu şekliyle aslında -IncA yerine kullanıldığı yerler, içinde bir sebep-sonuç anlamı da içermektedir. Fakat ayrı bir sebep-sonuç bildirme başlığı da açılmıştır. Çünkü -IncA ekinin kullanıldığı bazı cümlelerde olduğundan farklı bir sebep-sonuç anlamı görülmektedir. Günümüzde -mAkDAn, -dIğI için eklerini alan örnekler gibi anlamlar farklı bir başlıkta incelenmişir. Günümüz Türçesinden verilen şu örnekle bu fark daha iyi anlaşılmaktadır:
(I) Benim de içeride olduğumu görünce, içeri girmedi, gitti.
(II) Sabaha kadar çalışmaktan gözleri yoruldu.
(I)’de beni gördüğü için içeri girmedi. (II)’de sabaha kadar çalıştığı için gözleri yoruldu. İki cümle de sebep-sonuç içermekle birlikte günümüzde farklı eklerle ifade edilmektedir.
ärän körüp başı tıgdı (310 155b 311 156a) “Askerimi görünce boynunu eğdi.”cümlesi -Ip ekinin -InCA yerine kullanılışına bir örnektir.
3. Gibi olmak, vaziyetinde olmak, o hâlde olmak anlamında kullanıldığı yerler
Bu başlıkta diğer başlıklara göre daha az rastlanan bir kullanım şekli görülmektedir:
kayguk bolup ügrişür (102 51b) “Kayık olup sallanıyor.”’dan “Kayık gibi sallanıyor.”
telwä bolup kal (513 257a) “Deli ol otur, deli gibi kal, delice yaşa.”
Yukarıdaki örneklerde “isim + ol- +Ip” şeklinde bir yapıyla bir nesnenin, sıfatın özelliklerine sahip olma durumu ifade edilmektedir.
4. Ardı Sıra Olma, Sıralılık Gösterme Anlamında Kullanıldığı Yerler
-Ip ekinin temel işlevi olan bağlama işlevi tabii olarak en çok rastlanan kullanım şeklidir. Bu sebeple ardı sıra olma, sıralılık gösterme anlamında kullanıldığı yerler başlığı esasen bütün başlıklardaki örnekleri içermektedir. -Ip kullanılan bütün cümleler birbirinin ardı sıra gerçekleşmektedir. Fakat bu başlık altında herhangi bir sebep-sonuç ilişkisi kurulmayan, fiilin yapılış tarzına ve zamanına odaklanmayan örnekler incelenmiştir. Çünkü örneğin;
(I) Ev alıp yerleşti.
(II) Adamın omzunu tutup yere serdi.
Bu iki cümlede de ardı sıra olma söz konusu olmakla birlikte ikinci cümlede bir tarz gösterilmektedir.
Ardı sıra olan fiillerden bazıları yakın zaman aralığında, bazıları uzun zaman aralığında olmaktadır. Ekin bu işlevi günümüzde kullanılan -Ip ekinde yaşamaktadır. Günümüzde “Çalışıp kazandı.”, “Bakıp çıktı.”, “Üniversiteden mezun olup işe girdi.” Şeklindeki cümlelerin hepsi bu sınıflandırmaya girer.
5. Sebep Sonuç Bildirenler
-Ip eki bağladığı fiiller arasında sebep-sonuç ilişkisi de kurmaktadır:
Örneğin, DLT’de geçen şu cümleler sebep-sonuç anlamı içerir:
Yılkı yazın etlänür, otlap anın ätlänür (145 73a) “Yılkı yazın etlenir; otladığı için etlenir.” Otlar ve bu yüzden etlenir, semirir.
korkup başı täzginür. “Korkudan başı döner.”
Közüm yaşı sawrukup kodı akar, bilnip ajun ämgäkin tükäl ukar. (380, 190b). “Gözümün yaşı dünyanın derdini, sıkıntılarını bildiği için, aşağı damla damla akar.”
6. -mIş (Bilinmeyen geçmiş zaman), -DI (Geçmiş Zaman) ve -Ar (Geniş Zamanı) İfade Etmek İçin Kullanılanlar
DLT’de yer alan şiirlerde, mısra sonlarında geçen -Ip ekinin cümle sonundaki zaman eki işlevinde de kullanıldığı görülmektedir. Gencan (2007: 446)’ın Azeri sahasında ve doğu dillerinde -Ip yapılı zarfların, -mIş’lı geçmiş zaman yerinde çekimlenerek kullanıldığını ifade etmesine uygun bir şekilde ek geçmiş zaman yerine de kullanılmıştır. Bu örneklerde bağlanan iki ifadeden ilki yarım kalmış bir öbek değil bitmiş bir cümle görünümünde olmaktadır.
bäglär atın argurup beyler atlarını yordular
kadgu anı torgurup kaygı onu zayıflattı
mäñzi yüzi sargarıp benzi yüzü sarardı
kürküm añar türtülür (244 122b) safran ona sürülür (yüzü safran sürülmüş gibidir).
Yukarıdaki şiirde mısralar ayrı ifadeler bildiren cümleler şeklindedir.
Bununla birlikte geçmiş zaman eki için -dI kullanıldığı da görülmektedir:
kanı akıp yoşuldı
kapı kamug täşildi
ölüg bilä koşuldı
tugmış küni oş batar (332 166b)
7. Bir Fiilin Nasıl Yapıldığını Anlatırken Kullanıldığı Yerler
“Bir fiilin nasıl yapıldığını anlatan -Ip eki, -ArAk kullanımı ile oldukça benzeşmektedir. Çünkü -ArAk da tanım olarak fiilin nasıl gerçekleştiğini anlatmaktadır. Fakat bazı şiirlerde -Ip eki fiilin nasıl yapıldığını anlatmakla birlikte -ArAk ile tercümesi yapılamamaktadır. Bu kullanımlar günümüzde de -Ip eki ile tercüme edilmektedir. Örneğin:
ıtım tutup kodı çaldı
anıñ tüsin kıra yuldı
başın alıp kodı saldı
boguz ılıp tükäl bogdı (276 138b)
Yukarıdaki dörtlükte;
ıtım tutup kodı çaldı ifadesi “İtim tutarak aşağı çaldı” yerine “İtim tutup aşağı çaldı”,
başın alıp kodı saldı ifadesi “Başını alarak aşağı çekti.” yerine “Başını alıp aşağı çekti” şeklinde tercüme edildiğinde daha doğru olmaktadır. Bu başlık altına giren örnekler -Ip ekinin günümüz Türkçesinde kullanılan -Ip gibidir ve ek fiilin tarzını gösterme işlevinde kullanılmıştır.
8. Sınıflandırmaya Dâhil Olmayan Farklı Kullanımlar
Bu başlıkta yukarıdaki sınıflandırmalardan farklı ve nadir kullanılan, süreklilik gösterme gibi farklı kullanım şekilleri incelenmiştir.
Bulgular
-Ip ekinin geçtiği şiirlerin yukarıdaki sınıflandırmaya göre yapılan tasnifi şöyedir:
1. -ArAk ve -mAdAn Anlamında Kullanıldığı Yerler
alplar arıg alkışur küç bir kılıp arkaşur bir bir üzä alkaşur ädgärmädip ok atar (125, 63a) | Güçlerini birleştirerek birbirlerine destek oluyor, arka çıkıyorlar. |
köñlüm añar kaynayu içtin añar oynayu käldi maña boynayu oynap mini argurur (120, 60b) |
Oynayarak beni yoruyor. |
anıñ ışın käçürdüm eşin yemä kaçurdum ölüm otın içürdüm içti bolup yüzi turı (35, 18a) |
Ona ölüm ilacını içirdim, yüzünü buruşturarak içti. |
alplar arıg alkışur küç bir kılıp arkaşur bir bir üzä alkaşur ädgärmädip ok atar (125 63a) |
Umursamadan, aldırış etmeden, ok atar. (Burada kişinin ölüme aldırış etmeden ok atmaya devam ettiği anlatılmaktadır.) |
yıglap udu irtädim bagrım başın kartadım kaçmış kutug istädim yagmur kepi kan saçar (139 70a) | Ağlayarak arkasından gittim, peşinden koştum. |
ämgäksizin turgu yok munda tamu ädgülüküg körmädip ajun çıkar (211 106a) | “İnsan burada (dünyada), emek harcamadan duracağını düşünmesin! İnsan, iyilik görmeden vakti geçer, ölür (dünya biter).” (Kaçalin, 2016: 330) |
satulayu sayraşıp tatlıg ünin kuş ötär (530 265b) | Gevezelik edip söyleşerek tatlı sesiyle kuş öter. |
közüm yaşı sawrukup kodı akar bilnip ajun ämgäkin tükäl ukar (380, 190b) | Gözümün yaşı savrularak aşağı akar. |
2. – IncA, -DIğIndA, -DIğI Zaman Anlamlarında Kullanıldığı Yerler
körüp näçük kaçmadıñ yamar suwın käçmädiñ tawarıñnı saçmadıñ yesü säni ar böri (52, 26b) | Beni görünce neden kaçmadın? |
aga böktir üzä yordım yırak bakıp kara kördim anı bilip takı turdım tükäl yagı tozı togdı (229, 115a) |
Uzağa bakınca/baktığımda karaltı gördüm. Onu tanıyınca olduğum yerde kalakaldım. |
ärän kamug artadı näñ-lär udu tawar körüp üsläyü äskä çokar (272, 136b) | “İnsanlar mala düşünce ahlak bozuldu; bir mal gördüklerinde leşe konan akbaba gibi üzerine kondular.” (Kaçalin, 2016: 156) |
koşnı konum ogışka kılgıl añar agırlık artut alıp anungıl ädgü tawar ugurluk (272 136b) | “Yakınlarına iyi davran ve onları ağırla; bir hediye aldığında güzel bir karşılık hazırla” (Kaçalin, 2016: 164) |
udu barıp üküş ewdim tälim yorıp küçi käwdim atım birlä tägü awdım mäni körüp tüsi agdı (93 47a) |
Beni görünce rengi bembeyaz oldu.
|
kodı kıkrıp oguş terdim yagı karu kiriş kurdum tokış içrä uruş berdim ärän körüp başı tıgdı (310 155b-311 156a) | “Askerimi görünce boynunu eğdi, kaçtı.” (Kaçalin, 2016: 259) |
yagı bägdin udıkladı körüp süni adukladı ölüm anı konukladı agız içrä agu sagdı (592 296b–593 297a) |
“Orduyu görünce donup kaldı.” (Kaçalin, 2016: 277) |
bardı ärän konuk bulup kutka sakar kaldı alıg oyuk körüp äwni yıkar sakar (193 97a) | Konuk bulduğu (konuk geldiği) zaman uğurlu sayan adamlar gitti. Karşıdan bir karaltı gördüğünde -konuk geliyor diye- çadırını yıkan kötüler kaldı (geriye) |
bardı ärän konuk körüp kutka sakar kaldı yawuz oyuk körüp äwni yıkar (55 28a) | Konuk gördüğü zaman uğurlu sayan adamlar gitti. Karşıdan bir karaltı gördüğünde -konuk geliyor diye- çadırını yıkan kötüler kaldı (geriye). |
karga kalı bilsä muñın ol buz sukar awçı yaşıp tuzak tapa mäñkä yakar (214 107b) | Karga sıkıntıyı (aç kalacağını) bilse o buzu deler. Avcı kendini gizlediği zaman o tuzaktaki yeme gider. |
eştip ata anañnıñ sawlarını kadırma näñ kut bulup küwäzlik kılnıp yana kuturma (253, 127a) | Ana babanın söylediklerini duyunca/duyduğunda bükme, geri çevirme. |
3. Gibi Olmak, O Hâlde Olmak Anlamında Kullanıldığı Yerler
kar buz kamug ärüşdi taglar suwı akışdı kökşin bulıt örüşdi kayguk bolup ügrişür (102 51b) |
“Kar, buz eridi; dağların suyu aktı; mavi bulut yükseldi, kayık gibi sallanıyor.” (Kaçalin, 2016: 65) |
bardı saña yäk utru tutup bal barçın kädibän telwä bolup kal (513 257a) | Şeytan karşına çıkıp sana bal sundu. İpek elbiseyi giyerek deli olup kal.” (Burada deli olmak, deli gibi olmak anlamında kullanılmış olmalıdır.) “Şeytan seni karşılayıp sana bul sundu; yani dünyanın haz ve eğlencesini sundu. Sen de şeytana aldanarak ipek elbise giyindin. Onun hilesini bilemedin ya artık delice yaşa.” (Kaçalin, 2016: 94) |
4. Ardı Sıra Olma, Sıralılık Gösterme Anlamında Kullanıldığı Yerler
bäçkäm urup atlaka uygurdakı tatlaka ogrı yawuz ıtlaka kuşlar kepi uçtımız (243 122a) | Atlarımıza nişan vurup (vurduk ve) Uygur halkının üstüne yürüdük. |
tägmä çeçäk ügüldi bokuklanıp bögüldi tügsin tügün tügüldi yazlıp yana yörgäşür (408 204b) | 1. Çeşit çeşit çiçekler yığıldı, tomurcuklanıp düğümlendi. Tomurcuklandıktan sonra düğümlendiler. 2. Önce yayılıp, saçılıp sonra tekrar birbirlerine dolandılar. |
apañ kolsa udu barıp tutar ärdim süsin tarıp bulun kılıp başı yarıp yulug barça maña yıgdı (201 101a) | “İstesem onun ardına düşüp yakalar, ordusunu dağıtır, kendisini esir alarak kafasını yarardım; ama bana fidye topladı. Ben de onu salıvererek iyilik ettim.” (Kaçalin, 2016: 128).
|
karvı çuvaç kuruldı tugum tikip uruldı süsi otun oruldı kanç-ok kaçar ol tutar (106 53b) | Hanın yuvarlak ipek şemsiyesi kuruldu; tuğ dikilip nöbet davulu vuruldu; düşman askeri ot gibi biçildi; nereye kaçarsa o tutar. (Burada -Ip ekinin tikip (dikip) şeklinde yazıldğı hâlde dikilip şeklinde edilgen anlamda kullanıldığı görülmektedir.) |
tägrä awıp ägrälim attın tüşüp yügrälim arslanlayu kökrälim küçi anın käwilsün (336 168b) | (Düşmanın) etrafını sarıp kuşatalım , attan inip düşmana doğru yürüyelim (ilerleyelim)
|
başı anıñ alıktı kanı üzüp turuktı balıg bolup tagıktı amdı anı kim yetär | Yarası azdı, olgunlaştı, patladı yara kanı pıhtılaştı ve kabuk bağladı. Bu hâlde yaralı yaralı gideceği yere gitti, şimdi ona kim yetişir.
|
basmıl süsin komıttı barça kälip yomıttı arslan tapa ämitti korkup başı täzginür (421 211a) | Basmıl askerini (bizimle savaşmak için) coşturdu; hepsi toplandılar, arslana doğru yöneldiler; başları döndü) (Kaçalin, 2016: 275) 1. Hepsi geldi, toplandı. 2. Korktular ve başları döndü. |
utru turıp yagdım añar keş okı çıgılwar aydım asıg kılgu ämäs sän takı yalwar (247 124b) | “Karşısına çıktım ve ona çıgılvar oku yağdırdım.” |
koygaşıp yatsa anıñ yüziñä alsıkar ögin anıñ söziñä miñ kişi yulgı bolup öziñä bergälär özin anıñ köziñä (128 64b) | “…. Bin kişi ona kendilerini feda eder ve onun gözleri için canlarını verir.” (Kaçalin, 2016: 69) |
udu barıp üküş ewdim tälim yorıp küçi käwdim atım birlä tägü awdım mini körüp tüsi agdı (93 47a) | Ardınca gittim, çok acele ettim. |
ıkılaçım erig boldı erik bolgu yeri kördi 1bulıt örüp kök örtüldi 2tuman turup tolı yagdı (82 41b) | 1. Bulut bastırdı göğü kapattı. 2. Sis çöktü ve dolu yağdı. |
bardıñ nälök aymadıñ kerü körüp kaymadıñ köñül bärü yaymadıñ bolduñ ärinç bolmagu (553 277a) | Gittin, neden söylemedin? Neden (acıyıp) geri dönüp bakmadın? (Geri dönmek+geri bakmak. Yakın zaman içerisinde olan fiillerin art arda sıralaması.) |
oglum saña kodur-män ärdäm ögüt humaru bilgä ärig bulup-sän yakkıl anıñ taparu (634 317b) | Oğlum sana erdemli bir ögüt miras bırakıyorum. Bilge bir kişi bul ve ona yakın ol (ondan faydalan) (Burada emir kipinde kullanılmıştır. İki emiri sıralamaktadır.) |
korkma añar utru turup tägrä yörä kapsa anıñ alpagutın andan tür-ä (627 314a) | Korkma onun yanında yöresinde karşısına çık ve onun bahadır savaşçılarını yakalarsan onları (kâğıt gibi) dür. |
käçe turup yorır ärdim kara kızıl böri kördüm katıg yanı kura kördüm kaya körüp baku agdı (541 271a) |
Kaya gördü ve tepeye tırmandı. |
kıkrıp atıg kämşälim kalkan süñün çomşalım kaynap yana yumşalım katgı yagı yawalsun (221 111a) |
Kaynayalım ve sonra yine yumuşayalım. |
yay kış bilä karıştı ärdäm yasın kuruştı çärig tutup küräşti oktagalı urtuşur (317 159a) |
Ordu topladı, sıralandı (veya yakaladı) ve güreşti. |
nälük añar biliştim kuçşup takı kawuştum tüzünlükin kayıştım alktı mäniñ yayımı (527 264a) | Neden onu tanıdım, Kucaklaşıp da yaklaştım. (Kucaklaştım ve yaklaştım)
|
eştip ata anañnıñ sawlarını kadırma näñ kut bulup küwäzlik kılnıp yana kuturma (253 127a) |
Küwäzlik kılnıp=Kibir kılınıp = kibir gösterip Kibir gösterme ve yine kudurma.” |
anı yetip süñülädi başın yandru yañıladı ärän bayup mäñilädi anıñ alpın kıra bogdı (620 310 b) | “Ona yetişip mızrakladı (yetişti ve mızrakladı) ve eski yarasını yeniledi. Adamlar yağmaladıkları mallarla nimet buldular ve düşmanın cengâverlerini boğdular.” (Kaçalin, 2016: 328). |
awlap mäni koymañız ayık ayıp kıymañız akar közüm oş täñiz tägrä yörä kuş uçar | Beni avlayıp bırakma (avlamak ve daha sonra bırakmak). Söz verip sözünden dönme (söz verme ve daha sonra sözünden dönmek) |
yaşın atıp yaşnadı tuman turup tüşnädi adgır kısır kişnädi ögür alıp okraşur (124 62b) | Şimşek çaktı ve ışıldadı Duman yükseldi, çöktü Aygır kısrak kişnedi Sürü aldılar ve kişnediler. |
ottuz içip kıkralım yokar kopup säkrilim arslanlayu kükrälim kaçtı sakınç säwnälim (83 42a) | Üçer kez içelim ve haykıralım, (sonra) kalkıp haykıralım (İçelim ve haykıralım, kalkalım ve haykıralım yakın zamanlı art ardalıktır.) |
algıl ögüt mändin ogul ärdäm tilä boyda ulug bilgä bolup bilgiñ ülä (37 19a) | Benden ögüt al, erdem öğren. Halk içinde ulu bilge ol ve bilgini paylaş. |
äwin barkın satıgsadı yulug berip barıgsadı (590 295b)
| Evini barkını satmak istedi. Feda etmek ve gitmek istedi.
|
yaruk yulduz tugarda odnu kälip bakar-män (530 265b) | Parlak yıldız doğarken uyanıgelir bakarım.” Uyanırım ve bakarım. Yakın zamanlı art ardalık. |
köñli küyüp kanı kurıp agzı açıp katgurar (360 180b) |
Ağzını açar, kahkahalar atar. |
udu barıp soñdadı tägrä turup añdıdı saçın kıra mäñdädi arjulayu är awar (618, 309b) |
Peşinden gitti, kovaladı. Etrafında dolaştı, tuzak kurdu. |
köñli küyüp kanı kurıp agzı açıp katgurar (360 180b) | Âşığın gönlü yanar, kanı kurur. O ağzını açıp güler. |
ärän ıdıp sökä turdı başı boynın sökä turdı (542 274a) | “Adamlar gönderdi (ve onlar) Yanımda diz üstü oturdular.” (Kaçalin: 2016: 618). |
yagmur yagıp saçıldı türlüg çeçäk suçuldı (330 165b) | Yağmur yağdı ve (taneleri etrafa) saçıldı. |
yagıñ tapa tetrü bakıp bögdäñ bilä ugrap kalı kälsä saña karşu sülä (564 282b) | Düşmanına dik gözle bak ve hançerini bile. Eğer senin karşısına çıkar gelirse onunla savaş. |
kanı akıp yoşuldı kapı kamug täşildi (332 166b) | Kanı akıp fışkırdı, bütün tulumu deşildi. |
yetşü kälip ograk (525 263a) | Ograk atlıları bize arkadan gelip yetişti (Kaçalin, 2016: 478). |
5 Sebep-Sonuç Bildirenler
korday kugu anda uçup yomgın ötär kuzgun tañan sayrap anın üni bütär (551 276a) | Kuzgunun, sabaha kadar ötmekten sesi kesildi, sabaha kadar öttüğü için sesi kısıldı. |
öpkäm kälip ugradım arslanlayu kökrädim alplar başın togradım amdı mäni kim tutar (63 32a) | Öfkelenip düşmanın üzerine yürüdüm. (Öfkelenmesi ile düşmanın üstüne yürümesi arasında sebep-sonuç ilişkisi vardır.) |
yılkı yazın etlänür otlap anın ätlänür bäglär sämüz atlanur säwnüp ögür ısrışur (145 73a) | Otladığı için etlenir. (Otlar ve bu yüzden etlenir, semirir.) |
basmıl süsin komıttı barça kälip yomıttı arslan tapa ämitti korkup başı täzginür | “Basmıl, ordusunu bizimle savaşmak için çoşturdu, hepsi toplandılar ve Arslan’a doğru yöneldiler, bizi gördüklerinde korkudan başları döndü.” (Kaçalin, 2016: 275) Korktukları için başları döndü. |
tañda bilä körsä mini ördäk atar kalwa körüp kaşgalakı suwka batar (263 132a) | Tan vakti bile ördek beni görse geçer gider. Su kuşu (ördekten küçük) ise temrensiz oku görünce (bile) suya dalar. |
közüm yaşı sawrukup kodı akar bilnip ajun ämgäkin tükäl ukar (380, 190b) | Gözümün yaşı “dünyanın derdini, sıkıntılarını bildiği için aşağı damla damla akar. |
uwut bolup bükä turdı udu kama tebän yıgdı (542 274a) | Utancından eğildi, büküldü. |
sü käldi yer yapa kazar karlıg tag tapa kaçtı añar alp apa uwut bolup ol yaşar (536 268b) | “Ordu geldi ve atların tuynaklarıyla karlı dağın ufkunu kapattı ve Alp Apa kaçtı. Yenildiği için sıkıldı. Utancından gizleniyor.” (Kaçalin, 2016: 426) |
yetşü kälip ograk tokşıp anın keçtimiz (525 263a) | “Ograk atlıları bize arkadan gelip yetişti. Savaş yapıp onun için geciktik.” (Kaçalin, 2016: 478)
|
üdig otı tutunup öpkä yüräk kagrulur (608 304b)
| Aşk ateşinin tutuşmasıyla ciğer yürek kavrulur. Kaçalin (2016)’da “Aşk ateşi tutuştuğu zaman ciğer yürek kavrulur.” Şeklinde tercüme edilmiştir. Bu sebeple bu 2. Maddeye de alınabilir fakat zaman değil sebep-sonuç anlamı daha güçlü olduğu için bu başlığa alınmıştır. |
6. mIş (Bilinmeyen geçmiş zaman), -DI (Geçmiş Zaman) ve -Ar (Geniş Zamanı) İfade Etmek İçin Kullanılanlar
kim ayıp eştür kulak ay äwi artuç butak (189 95a) | Kim söylemiş ve işitmiştir; kulak, ardıç dalına yuva yapar. |
käçe turup yorır ärdim kara kızıl böri kördüm katıg yanı kura kördüm kaya körüp baku agdı (541 271a) | Geceleyin kalkmış yürüyordum. |
kemi içrä oldurup ıla suwın käçtimiz uygur tapa başlanıp mıñlak elin açtımız (549 275b) | “Gemiye bindik ve Ila suyunu geçtik. Uygurlar tarafında yöneldik ve Mınglak şehrini fethettik.” (Kaçalin, 2016: 254). |
kızıl sarıg arkaşıp yepgin yaşıl tergäşip (?) bir bir kerü yörgäşip yalñuk anı tañlaşur (199 100a) | Kırmızı ve sarı art arda çıkar, kırmızı ve yeşil birbirine karışır, bir bir geri dolaştı, halk buna şaşırır. |
bäglär atın argurup kadgu anı torgurup mäñzi yüzi sargarıp kürküm añar türtülür (244 122b) | Beyler atlarını yordular, kaygı onu zayıflattı, benzi yüzü sarardı, safran ona sürülür (yüzü safran sürülmüş gibidir). |
köñli küyüp kanı kurıp agzı açıp katgurar (360 180b) | Âşığın gönlü yanar, kanı kurur. O ağzını açıp güler. |
ışı anıñ artaşıp ograk bilä örtäşip boynın alıp kadrışıp tutgun alıp kul satar (376 188b) | “İşi bozuldu her bir öbek karşı tarafın boylarını ürküttü birbirinin boynunu büktükten sonra esir edildi ve satılık bir köle gibi fidyesi alındı.” (Kaçalin, 2016: 211) (Geçmiş zaman yerine kullanılmıştır.) |
6. Bir Fiilin Nasıl Yapıldığını Anlatırken Kullanılanlar
1ıtım tutup kodı çaldı anıñ tüsin kıra yuldı 2başın alıp kodı saldı boguz ılıp tükäl bogdı (276 138b) | 1. Köpeğim tutup aşağı çaldı. 2. Başını alıp aşağı çekti. Fiilin nasıl yapıldığını anlatmaktadır. |
ıdu bärip boşuttum tawar yulug taşuttum ärän ässin äşüttüm yükin barça özi çogdı (113 57a) | Gönderiverip serbet bıraktım. |
ärdi aşın taturgan yawlak yagıg kaçurgan boynun tutup kadırgan bastı ölüm ahtaru (306 153b) | Boynunu tutup büktü. |
kudruk katıg tügdümiz täñrig üküş ögdümiz kämşip atıg tägdimiz aldap yana kaçtımız (231, 119a) | (Düşmanı) aldatıp yine kaçtık. |
ärtiş suwı yemäki[i] sıtgap tutar biläki kürmät anıñ yüräki kälgälimät irkişür (163, 82a) |
Sıvayıp tutar bileği.= Kollarını sıvar. |
kudruk tügüp yügrüşür (605, 303a) | Kuyruğunu dikip üstüne yürür. |
çagrı berip kuşlatu taygan ıdıp tışlatu tilkü toñuz taşlatu ärdäm bilä öglälim (435, 218a) | Çakır kuşu verip avlatacağız. Av köpeği gönderip dişleteceğiz.
|
yarag bulup yaguşdı ardı sıra ortuklukın söküşdi kulun kapup ketişdi ardı sıra sürdi mäniñ koyumı (314, 157b) | Fırsatını bulup ardından yaklaştı . |
tıgraglanıp säkirtti ärin atın yügürtti (403, 202a – 404, 202b s. 468) | Dayanıklılık gösterip sıçradı. Adamlarını atlarını üzerimize yürüttü. |
8. Farklı Kullanım Örnekleri
üdig mäni küçäyür tün kün turup yıglayu kördi közüm tawrakın yurtı kalıp aglayu (558 279b) | “Gece gündüz durup ağlayarak” (Fiil ile -Ip birlikte süreklilik ifade etmektedir.) |
| Doğdu da kalmadı hiçbir insan, (ama) Dünya’nın Güneş’i ve Yıldız’ı hep doğdu. Fiil+zaman eki dA Fiil+olumsuzluk eki+zaman eki yapısı. “Kim zengin oldu da bozulmadı.” cümlesinde olduğu gibi. . |
ögräyüki mundag ok munda adın tıldag ok atsa ajun ugrap ok taglar başı kärtilür (90 45b) | Felek, uğrayan, hedefleyen ok atsa, dağların başı kertilir. (Burada -Ip partisip gibi kullanılmıştır. Ögelerin yeri “felek uğrap ok atsa” veya “felek ok atsa uğrap” şeklinde değiştirilse de tercüme “uğrayan, hedefleyen ok” şeklinde olmaktadır.) |
SONUÇ
DLT’de toplam 6695 madde başı vardır. Toplam 233 tane şiir geçmektedir. Bu şiirlerde sıklıkla geçen -Ip ekinin farklı işlevleri vardır. -Ip eki gramer kitaplarına göre bir ulama zarf fiili görevinde olup art arda gerçekleşen iki fiili bağlamaktadır ve -ArAk zarf fiili gibi fiilin tarzını, nasıl yapıldığını anlatma işlevinde de kullanılmaktadır. DLT’de ise günümüz Türkçesinde artık -ArAk, -mAdAn, -IncA eklerinin kullanıldığı yerlerde de bütün bu ekler için -Ip zarf fiilinin kullanıldığı görülmektedir. Bunun dışında -Ip eki cümlelerin sonuna gelen zaman eki yerine de kullanılmıştır. Sonu -Ip ile biten her mısranın zaman ekiyle biten ve yargı bildiren birer cümle niteliğinde olduğu örnekler görülmüştür. -Ip eki ayrıca yanına gelen kelime ve parçacıklara göre farklı anlamlar da kazanmıştır: -Ip tur, yapısıyla süreklilik, -Ip + (takı) yapısıyla günümüzde kullanılan -Ip da (Dünyaya gelip de ölmeyen var mı, cümlesinde olduğu gibi) vb. Bütün bu kullanım çeşitliliğine göre ekin çok işlek kullanıldığı ve birçok anlamı verdiği görülmektedir. Günümüz Türkçesinde ise art arda gerçekleşen fiilleri bağlama ve fiilin yapılış tarzını anlatmada kullanılmakla birlikte zaman eki olarak kullanımı kalkmıştır. Sebep-sonuç bildirmek için ise -dIğI için, -dIğIndan gibi ekler kullanılmış, bu ekler -Ip ekinin işlevini üstlenmiştir. Art arda sılanan fiilleri bağlama işlevinde şöyle bir farklılık vardır; günümüzde geçmiş zaman ekiyle art arda sıralanan cümlelerin o dönemde -Ip eki ile birleştirilerek sıralandığı görülmektedir.
DLT’de -U (bilmeyü) gibi -ArAk işlevini taşıyan farklı ekler de görülmekle birlikte nadirdir. İlerleyen çalışmalarda -Üben, -U ekleri de çalışılabilir, örneğin Evliya Çelebi’de -mIş anlamında geçen -UbAn eki incelenerek bu araştırmada incelenen -Ip ekiyle karşılaştıralabilir.
KAYNAKLAR
al-Kaşgarı, Mahmud: Compendium of The Turkic Dialects (Dıwan Lugat at-Turk) Edited and Translated with Introduction and Indices by Robert Dankoff in collaboration with James [M.] Kelly / Türk Şiveleri Lügati (Divanü Lugat-it-Türk) • Dizinler: Harvard Üniversitesi, Part I / I. Kısım, 1982, [2]+xi+416+1 harita s.; Part II / II. Kısım, 1984, [3]+iii+381 s.; Part III / III. Kısım, 1985, [4]+337 s. Sources of Oriental Languages and Literatures 7, Turkish Sources VII. Edited by Şinasi TEKİN • Gönül Alpay Tekin / Doğu Dilleri ve Edebiyatlarının Kaynakları 7, Türkçe Kaynakları VII. Yayınlayan: Şinasi Tekin, Gönül Alpay TEKİN.
el-Kâşgarî Mahmûd [1008-1105]: Divanu lugati’t-turk Türk Çeviren: Mustafa S. Kaçalin İsanbul 2016, 618 s. Kabalcı Yayıncılık
el-Kâşgarî Mahmûd [1008-1105]: Divanu lugati’t-turk Türk Dilleri Derlemesi: Çeviren: Mustafa S. Kaçalin İstanbul 2019 (Eylül), 618 s. Kabalcı Yayıncılık.
Ercilasun, A. B & Akkoyunlu, Z. (2014). Kâşgarlı Mahmud, Dîvânu Lugâti’t-Türk Giriş- Metin- Çeviri- Notlar- Dizin. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Gencan, T. N.,(2007) “Dilbilgisi” Türk Dillleri Araştırmaları 1, Tek Ağaç Yayıncılık, Ankara.
Gabain, A. Von (2007) Eski Türkçenin Grameri. Çeviren: Mehmet Akalın. 5. Baskı. Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara
Ergin, M. (2020) Türk Dil Bilgisi, 2. b. İstanbul: Boğaziçi Yayınları.
Kâşgarlı Mahmud [1008-1105]: Divanü Lûgat-it-Türk Tercemesi: Çeviren: Besim ATALAY, Ankara 1939, I, XXXVI+530 s.; 1940, II, 366 s.; 1941, III, 452 s. T. D. K. [Yayın sayısı 43, 46, 60]
Kâşgarlı Mahmud: Dîvânu Lugâti't-Türk Giriş - metin - çeviri - notlar - dizin: Hazırlayanlar: Ahmet B. Ercilasun - Ziyat Akkoyunlu, Ankara 2014, cxix+[1]+995 s. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 1120.
Kaşgarlı Mahmud: Dîvânu Lugâti’t-Türk Türk Dilinin İlk Sözlüğü: Türkçesi: Mustafa S. Kaçalin, Dizini hazırlayan: Mehmet Ölmez, İstanbul 2023 (Haziran), 970 s. VakıfBank Kültür Yayınları: 0200. Klasik: 014.
Tiken, K. (2003). Türkiye Türkçesinde Basit ve Birleşik Zarf-Fiillerin İfade ve İşlevleri. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten, 47(1999), 279-364.
TYB Akademi 42 / Eylül 2024
[1] Dr. Öğretim Üyesi, Marmara Üniversitesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, kubra.ozcetin@marmara.edu.tr, ORCID: 0000-0002-5485-1586































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.