• İstanbul 17 °C
  • Ankara 16 °C

Ezanın yeniden Arapça okunmasının 63. yılı münasebetiyle: CHP’nin Ezan yasağı nasıl sona erdi?

Ezanın yeniden Arapça okunmasının 63. yılı münasebetiyle: CHP’nin Ezan yasağı nasıl sona erdi?
Kaynaklarda yer alan bilgilere göre Türkler, Miladi 840 yılından itibaren Karahanlılar döneminde toplu olarak Müslüman oldular.

 Müslümanlıkla birlikte İslam dinine ait adet ve gelenekler Türklerin günlük hayatında yerlerini almaya başladı. Şehirlere inşa edilen camilerde namaz vaktinin geldiğini duyurmak için ezan okunması da işte bu uygulamalardan biriydi.

840 yılından sonra yaklaşık bin yıl Müslüman Türk şehirlerinde okunan ezanlar Anadolu coğrafyasında 1932 yılında alınan bir kararla kesintiye uğradı. İslam diyarlarında Arapça aslına uygun olarak okunan ezanlar, Türkçe olarak okutulmaya başladı.

Devrimlerle başlayan dini adetleri günlük hayattan tasfiye politikası, bir süre sonra ‘dinde reform’ sürecine dönüşmüştü. 1930’lardan sonra İslâm’da reform yapmak niyetleri çoğalmıştı. Ziya Gökalp’ın, “Bir ülke ki camiinde Türkçe ezan okunur /Köylü anlar manasını namazdaki duanın/Bir ülke ki mektebinde Türkçe Kur’an okunur”  şeklinde ifade ettiği  dinde reform süreci başlatılmıştı.

Dini dönüştürme kapsamında Kemalistler 30 Ocak 1932’de Fatih Camii’nden ilk Türkçe ezanı okutmuşlardı. Aynı yıl Kur’an’ın devlet eliyle Türkçeye çevrilme çalışmaları da başlatılmıştı. Müteakiben Kur’an ve ezana ilk müdahaleler başlamıştı. Bir ses sanatkârı Dolmabahçe’de saz takımı eşliğinde ilk Türkçe Kur’an’ı ahenkle nasıl okuduklarını ve M. Kemal’in de buna nasıl katıldığını anlatıyordu (Kabaklı,1989:226). Nitekim 1932 yılından itibaren Arapça ezan okuma yasağı getirilmiş, 1939 yılından itibaren de bu kanuna uymayanlara para ve hapis cezası getirilmişti (Özdemir,1995:127).

Diyanet İşleri eski başkanlarından Prof. Dr. Tayyar Altıkulaç ezan konusunda yaşananları şöyle anlatır: O tarihlerde hafızlık belgesi veya diploması diye bir şey olmadığı gibi Kur’an kursları da kapalı idi (Altıkulaç,2011:44).

Altıkulaç şöyle devam ediyor: “İlçede adım ‘küçük hâfız’ idi. Kimse adımı söylemez, bu unvanla anılırdım. Çarşı Camii’nde vakit ezanlarını da zaman zaman Türkçe olarak ben okurdum.

‘Tanrı uludur (dört defa),

Şüphesiz bilirim bildiririm tanrıdan başka yoktur tapacak (iki defa), Şüphesiz bilirim bildiririm tanrının elçisidir Muhammed (iki defa), Haydin namaza (iki defa),

Haydin felâha (iki defa),

Namaz uykudan hayırlıdır (sabah ezanlarında iki defa),

Tanrı uludur (iki defa),

 

Tanrıdan başka yoktur tapacak.’

Ben çocukluk yıllarımda bu ezanı yüzlerce defa okumuşumdur (Altıkulaç,2011:47)”.

Reformistlerin ezanın her kelimesini Arapçadan çevirdikleri halde ‘Haydi kurtuluşa’ anlamına gelen ‘Hayyael felâh’ bölümünü çevirmemeleri manidar olup Kemalistlerin ‘dinin anlaşılması’ iddia ve söylemlerinde samimi olmadıklarını göstermektedir.

Bu haber toplam 514 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim