• İstanbul 16 °C
  • Ankara 21 °C

Muhammed Enes Kala: Salgını Tazelenmeye Vesile Kılmak: Bir Veda Yazısı

Muhammed Enes Kala: Salgını Tazelenmeye Vesile Kılmak: Bir Veda Yazısı
Dergiler için vedalar geçici, sunuşlarsa aslî ve daimîdir. Bu yazı, hem bir sunuş hem de bir vedadır.

  Sunuşlarında işlediği meseleler, verdiği bilgiler ve dikkat çektiği hususlarla okuyucusunun idrak ve vicdanını ziyadesiyle tatmin eden değerli büyümüz D. Mehmet Doğan’ın tensip ve takdirleri doğrultusunda 30. sayımızın sunuşu bizlere kaldı. Genel Yayın Yönetmenliği vazifesini üstlendiğim ilk andan itibaren samimi destek ve yardımlarını sağ olsunlar üzerimizden hiç eksik etmedi ve bizleri hiç yalnız bırakmadılar. Kendisine tüm bunlardan ötürü, dahası akademik dergicilikte açtığı değerli yol ve dergiciliğe kazandırdıkları için çok teşekkür ederim. Büyüğümüzün kıymetli katkılarıyla Türkiye birikiminden mahrum kalmadan ve süreci entelektüel kofluğa mahkûm etmeden çıkarılan akademik bir dergi olan TYB Akademi, on birinci yılına adım atıyor. On yıllık süreci ele aldığı değerli konular ve temalarla geride bırakıyor. TYB Akademi, ilim, kültür ve sanat dünyamızın zenginleşmesine vesile olacak sayılarla yoluna devam ederek, entelektüel birikimimize katkıda bulunmayı sürdürecektir.

Nasıl ki bedeni ruh terk edince geriye ceset kalırsa, edebiyattan edep ve âdap çıkarılınca da geriye “yazın” kalır. Edep, iyi ve güzele, âdap ise doğruya işaret eder. İyinin, güzelin ve doğrunun olmadığı yerdense edebiyat göç eder. “Yazın”laşan dünyamızda edebiyatın yeri her zaman bizim için önemli ve belirleyici oldu. Edebiyat kelimesinin kapsamını geniş tutarak ifade etmek gerekirse, amacımız edebiyattan mahrum kalmadan, toplum olarak bizleri etkileyen ve tesiri altına alan meseleleri belirleyip, elimizden geldiğince teferruatlı, derinlikli ve gerektiğinde alışılmışın dışına çıkıp farklı bir açılımla işlemek oldu. Bu amacımızda başarılı olduğumuza inanıyoruz.

TYB Akademi, öncelikle insan yetiştirmeye niyet eden bir mekteptir. Yayın hayatına devam ettiği sürece bu mektebin talebesi olmaktan mutluluk duyacağım. Hızla geçen zaman, bazı şeyleri kanıksatmaya vesile olabilir, bu kanıksama ile cevvaliyet duraksayabilir ve yapılması lazım gelenler yapılamayabilir. Bunun panzehiri zamanında olan değişimdir. Şimdi TYB Akademi’nin çıtasının daha da yükseklere çıkarılması için TYB Akademi için değişim, benim içinse veda zamanı olduğuna inanıyorum. 2016 yılının “Türkiye’de Yükseköğretim ve Akademi” başlıklı ilk sayısıyla başlayan vazifemizi tazelenmek ve daha da güçlenmek temennisiyle 2020 yılının “Salgın, Tecrit ve Edebiyat” başlıklı son sayısıyla Dr. Mehmet Tuğrul’a devrediyorum. Bu süreçte sırasıyla “Türk-Rus İlişkileri”, “İran ve Türkiye”,  “Amerika”, “Çin”, “İsrail”, “Prof. Dr. Orhan Okay”, “Estetik”, “Mizah/İroni”, “Yerlilik/Yerellik”, “Yaşayan Edebiyat”, “Milli Mücadele”, “Sinema ve Edebiyat”, “21. Yüzyılda Türkçe” sayılarını birbirinden değerli sayı editörlerinin titiz çalışmalarıyla çıkardık. Sayılarımız çıktıktan sonra çok güzel dönüşler aldık, dergimize akademik çalışmalarda atıflar yapıldı. Tüm bunlar bizleri ziyadesiyle memnun etti. TYB Akademi’nin Türkiye’nin ilmî mirasına katacak daha çok sayısı ve seslendirilmeyi bekleyen çok teklifi olacaktır. Yüce Mevla’dan bu çabayı ve yolculuğu daim kılmasını niyaz ederim.

Vedaların ardında tazelenişle beraber bir sunuş da saklanır. 2020 yılının son sayısını tüm dünyayı tesiri altına alan Kovid 19 salgınına ayırdık ve konumuzu “Salgın, Tecrit ve Edebiyat” olarak belirledik.  Çin'in Vuhan kentinde Aralık 2019 tarihide ortaya çıkan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından Kovid 19 adı verilen hastalığa yol açan bir tür koronavirüs, tüm dünyayı etkisi altına aldı. 11 Mart 2020’de Türkiye’de ilk vakanın açıklanmasının ardından devlet, Kovid 19 tedbirlerini artırarak salgının tesirini kırma yoluna gitti. Hala da bu süreç devam etmektedir. Dünya kuşkusuz büyük salgınlar yaşadı, ancak bu salgın küreselleşme denen hadisenin avantajları kadar dezavantajları da olduğunu bizlere çok net gösterdi. İletişim ve ulaşım imkanlarının artmasıyla hastalığın yayılması çok daha hızlı cereyan etti ve neredeyse tüm küreye hastalık yayılmış oldu. Bu bakımdan Kovid 19 salgını, dünyanın tamamını aynı anda tesiri altına alan bir salgın olarak özel bir yere sahip olacaktır. Salgına ilişkin ilmî veriler, çalışmalar ve değerlendirmeler, salgının etkisini anlamlandırmaya sunduğu katkılar kadar, salgın günlerinde yaşadığımız tecrübeleri yorumlamaya ve gelecek yıllar için veri kaynaklığı olmak bakımından da büyük önem arz edecektir.

“Salgın, Tecrit ve Edebiyat” başlıklı sayımızda, salgın sürecini ekonomik, sosyolojik, psikolojik, hukukî ve edebî veçhelerden değerlendiren ve inceleyen akademik yazılar yer alıyor.  Salgın sürecine ilişkin yönetişimin Türkiye’de diğer devletlerle mukayese edildiğinde iyi olduğunu ifade edebiliriz. Sürecin yönetimine Sağlık Bakanlığı himayesinde katkıda bulunan Sağlık Bilimleri Kurulunun da bu noktada göstermiş olduğu kıymetli emekler izahtan varestedir. Ancak salgınla baş edebilme noktasında,  sağlık mücadelesi gerekli olsa da yeterli değildir. Zira bedenlerin sağlığı kadar sosyal bünyesinin direnci ve insanların ruh sağlığı da önemlidir. Bu eksikliğin hissedilmesinden olsa gerek, sürecin yönetiminde Sağlık Bilimleri Kurulunun yanında Toplum Bilimleri Kurulunun da teşekkül ettirilmesinin oldukça yerinde olduğu ifade edilebilir. Her iki kurulun birbirinin rakibi değil, refiki olduğunu ve birbirinin yerine ikame edilemeyeceğini vurgulamamız gerekir. Zira salgın ilk elden beden sağlığını tehdit etse de etkisini sadece beden sağlığına indirgemek oldukça eksik olacaktır. Toplumu tüm boyutlarıyla ele almayan ve ıskalayan mücadele ise başarısız olmaya mahkûm görünür.  

Küresel çapta yaşadığımız salgının, ekonomik, sosyolojik, psikolojik, siyasî ve hukukî etkilerini tahlil etmek, toplumun beden sağlığı kadar sosyal bünyenin direncini ve insanların ruh sağlığını da düşünmek, yaşanan bu süreçleri tarih, edebiyat ve felsefe alanlarının mühim sorunları haline getirmek de oldukça önemli gözükmektedir. Zira ifade ettiğimiz gibi salgınla mücadelede beden sağlığı kadar sosyal bünyemizin ve zihnimizin sağlığını da ihmal etmemek zorundayız. Salgın sürecine ilişkin, salgını sosyal bilimlerin noktainazarından değerlendirecek yazıların yer aldığı sayımız bu itibarla içinde endişe ve telaşın barındığı nazik günlere düştüğümüz bir şerh olarak değerlendirilebilir.

Dergimizin bu sayısında Öğr. Gör. Dr. İlkay Güler ile Öğr. Gör. Yunus Emre Aydınbaş’ın ortak çalışması olan, “Koronavirüs Sürecinin Türkiye Ekonomisine Etkisi: Koronavirüs Vaka Sayısı Ve Elektrik Tüketimi İlişkisi” başlıklı yazıda, koronavirüs sürecinin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri elektrik tüketimi üzerinden anlaşılmaya ve bu doğrultuda gelecek beklentilerine yardımcı veriler sunmaya çalışılmaktadır. “Covid-19 Şokunu Derinleştirmek veya Salgın Günlerinde Günah Keçisi Olarak Öteki” başlıklı Prof. Dr. Cevat Özyurt, Bahattin Cizreli ve Alkan Üstün’ün ortak çalışmasında Kovid-19 ekseninde bireylerin ve kitlelerin salgın hastalıklara verdiği tepkiler ile salgınlar sürecinde yaşanan uygarlık kayıplarının değerlendirilmesine girişilmektedir. Bu yazıda ayrıca,  toplumun ötekine karşı olan duygu ve tutumlarının negatif yönde değişip değişmediği, toplumsal kurumların soruna çözme becerilerinin zayıflayıp zayıflamadığı ve soruna yaklaşımlarında belirgin bir ayrımcılığın görülüp görülemeyeceği de sorgulanmaktadır. Dr. Öğr. Üyesi Enes Battal Keskin, “Koronavirüsle Mücadelede Sosyal Medyanın Dayanışma Amaçlı Kullanılması: Molla Gürâni Mahallesi Whatsapp Grubu Örneği” başlıklı yazısında, koronavirüsle mücadelede sosyal medyanın dayanışma amaçlı kullanılmasının mahalle ölçeğindeki etkilerini Bursa’nın Osmangazi ilçesi Molla Gürâni Mahallesi sosyal medya hesabı üzerinden yorumlamaktadır.  “Reşat Nuri Güntekin'in Salgın Hikâyesinde Anadolu Tasviri” başlıklı yazının müellifi Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Ulutürk Sakarya, Anadolu köylerinden birinde ortaya çıkan salgın hastalığın teşhis ve tedavisi için mücadele eden bir köy öğretmenini ve dönemin bürokratlarının hem salgına hem de öğretmene göstermiş oldukları tepkileri ele alan Reşat Nuri Güntekin’in Salgın adlı eseri üzerinden bir Anadolu tasviri ortaya koymaya çalışmaktadır. Dr. Öğr. Üyesi Şemsettin Tabur’un “But We’re Not Dead Yet!”: Literature In Times Of Crisis And Uncertainty” başlıklı yazısında Carolyn See’nin There Will Never Be Another You adlı romanı tahlil edilerek, eserde değinilen ve içinde bulunduğumuz salgın sürecini etraflı bir şekilde yorumlanmasında katkıda bulunacak hususlar tespit edilmekte ve tartışılmaktadır. Dr. Öğr. Üyesi Esra Alıcı’ya ait “Salgının Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri” başlıklı yazıda, literatür ışığında, salgın sürecinin ruh sağlığı üzerindeki etkileri, salgının psikolojik etkileri açısından riskli gruplar, salgın sürecinde ruh sağlığını koruma yolları ve salgın sürecinden psikolojik olarak olumsuz etkilenen bireylere yönelik müdahale stratejileri anlatılmaktadır. Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Yolcu ve Doç. Dr. Ayşe Aslı Sezgin’in ortak çalışması olan “Salgında Sosyal Sermayenin Üretilmesinde Kamu Ve Sivil Toplum: Vefa Sosyal Destek Grubu ve Ahbap” başlıklı yazıda sosyal sermayenin kamu ve sivil toplum tarafından değerlendirilme sürecine yönelik bir sorgulama yapılmaya çalışılmakta bu doğrultuda, Vefa Sosyal Destek Grubu ve AHBAP örnekleri bağlamında iki farklı yaklaşım tarzı, sosyal medya ağları ve internet haber içerikleri vasıtasıyla analiz edilmektedir. Sayımızın son yazısı olan “Koronavirüs”ün Uluslararası Hukuk Gündemine Gelmesi Hakkında Bir Değerlendirme” başlıklı yazıda Cüneyd Altıparmak, salgın sürecinde uluslararası hukukta gündeme gelecek davalara işaret etmekte, hukuk çerçevesinde olası durumları mevcut uluslararası hukuk düzeni üzerinden değerlendirmeye çalışmaktadır.

İşlenen meselenin önemine binaen sayımızda iki kıymetli ismin mülâkatına yer verilmektedir. Bu isimlerden birisi toplumun beden, diğeri ise toplumun gönül sağlığıyla ilgilenmektedir. Sağlık Bakanımızın yaşadığımız ve hala devam etmekte olan salgın sürecinde samimi ve liyakat üzerine inşa ettiği süreç yönetimi herkesin büyük takdirini kazanmıştır. Büyük sağlık ordusuyla Türkiye büyük bir sağlık mücadelesini başarıyla yürütmektedir. Bu nokta öncelikle süreçte kaybettiğimiz sağlık personelimize rahmet diliyoruz. Sağlık Bakanlığı nezdinde tüm sağlık çalışanlarımıza canugönülden şükranlarımızı arz ediyoruz. Değerli Bakanımız Dr. Fahrettin Koca’ya yoğun mesaisi arasında bize zaman ayırıp, mülâkat teklifimizi kabul ettiği için teşekkür ederim. Mülâkat süreciyle yakından ilgilenen, bu noktada büyük emek sarf eden, Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Dr. Mehmet Altuğ’a şükranlarımı sunarım.

Türk Edebiyatından Mustafa Kutlu ismini çıkarsak, büyük bir eksiklik meydana gelir. Kalbin ve toprağın sesini kendisiyle yeniden işitmeye başladığımız zamanlara denk düştü Kovid 19 salgını. Büyük bir edebiyatçı olan kıymetli büyüğümüz Mustafa Kutlu ile sürece dair mülâkat yapmasaydık, bir şeyler eksik kalırdı. Tecrit sürecinde Kutlu kitaplarının okunma oranının arttığına inandığımız ve bu doğrultuda biraz da olsa teselli bulduğumuzu ifade etmeliyiz. Mülâkat teklifimizi kabul edip, sorularımıza çok içten –hatta yer yer oldukça tahrik edici- cevaplar veren değerli büyüğümüz Mustafa Kutlu’ya da çok teşekkür eder, Mevla’dan kendisine sağlıklı ömürler nasip etmesini niyaz ederim.

Son olarak kıymetli yazılarıyla sayımızda yer alan yazarlarımıza ve bizleri yalnız bırakmayan okuyucularımıza çok teşekkür ederiz. Bu arada unutmadan söylemeliyim, TYB Akademi Ocak 2021 sayısının konusu “Tüm Yönleriyle Doğu Akdeniz” olacak. Son sözüm Aşık Veysel’in sözü olsun, “Selam olsun kucak kucak, Dostlar beni hatırlasın…”

TYB Akademi 30. Sayı

Bu haber toplam 519 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim