• İstanbul 18 °C
  • Ankara 23 °C

D. Mehmet Doğan'dan: Siyaset ve Türkçe

D. Mehmet Doğan'dan: Siyaset ve Türkçe
Par­ti­le­rin se­çim be­yan­na­me­le­ri­ni/bil­dir­ge­le­ri­ni, ya­ni bu pek de okun­ma­yan me­tin­le­ri oku­ma­yı ve el­bet­te an­la­ma­yı de­ni­yo­ruz. Emin olun zor bir işe ta­lib ol­mu­şuz!

“Be­yan­na­me­”nin türk­çe kar­şı­lı­ğı­nı fi­lan ara­ma­ya­ca­ğız, bu ke­li­me türk­çe; yüz­yıl­lar­dır kul­la­nıp du­ru­yo­ruz. Hat­ta onun ye­ri­ne kul­la­nı­lan “bil­dir­ge­”nin doğ­ru türk­çe ol­ma­dı­ğı­nı mer­hum dil­ci­miz Fa­ruk Kad­ri Ti­mur­taş be­yan et­miş­tir. Esa­sen, 1935 ta­rih­li, ya­ni 80 se­ne ön­ce­ki Türk­çe­den Os­man­lı­ca­ya Cep Kı­la­vu­zu­’n­da “bil­dir­ge­”, “ih­bar­na­me­” ve “tak­ri­r” kar­şı­lı­ğı ola­rak yer alı­yor. Be­yan­na­me­’nin kar­şı­lı­ğı ise “bil­di­riğ!”

(Ger­çek Ata­türk­çü par­ti Ata­tür­k’­ün ke­li­me­le­ri­ni kul­la­nır! Ha­di ba­ka­lım CHP ve­ya Va­nat Par­ti­si “bil­di­ri­ğ” de­yin de gö­re­lim!)

Bir de “bil­di­ri­” var...Ya o ne de­mek? 1945’ler­de teb­liğ, teb­li­gat kar­şı­lı­ğı uy­du­rul­muş. Son­ra­la­rı, an­lam­la­rı ara­sı­na “be­yan­na­me­” de ek­len­miş! Doğ­ru­su ka­fa ka­rış­tı­ran du­rum­lar. 

Bir sö­zün “türk­çe­si­” de­mek, “en açık söy­le­ni­şi­”, “en doğ­ru ifa­de­si­” de­mek. Üs­tad Ne­cip Fa­zı­l’­ı ana­lım: 

Rab­bim, Rab­bim, bu işin, bil­dim ney­miş Türk­çe­si

Se­nin aş­kın ateş­tir, ate­şin gül bah­çe­si.

AK Par­ti­’nin se­çim be­yan­na­me­si, Türk­çe­’nin için­de bu­lun­du­ğu du­ru­mun gös­ter­ge­si ola­rak oku­na­bi­lir. Tür­ki­ye­’yi 13 yıl­dır yö­ne­ten par­ti­nin türk­çe has­sa­si­ye­ti­ni bu me­tin­de gör­mek is­ter­dik. Türk­çe sa­de­ce bu ül­ke­de ken­di­ni “Tür­k” ola­rak ta­nım­la­yan­lar için değ­li, bü­tün va­tan­daş­lar için önem ta­şı­mak­ta­dır. Yüz­ler­ce yıl­dır bu ül­ke­nin or­tak an­laş­ma di­li, ilim ve ede­bi­yat di­li, yö­ne­tim di­li türk­çe ol­muş­tur. 1930’lar­da­ki dil dev­ri­mi uy­gu­la­ma­la­rı ve eği­tim sis­te­mi­nin doğ­ru dü­rüst türk­çe öğ­ret­me­den test çöz­me­ye yö­ne­lik bir ya­pı­da otur­tul­ma­sı bu so­nu­cu do­ğur­muş­tur: Ma­ale­sef AK Par­ti­’nin se­çim be­yan­na­me­si gü­zel bir Türk­çe ör­ne­ği de­ğil­dir. 

Bu­ra­da ha­ta­lar­dan bah­set­mek ye­ri­ne, ik­ti­dar par­ti­si­nin bir dil si­ya­se­ti­nin olup ol­ma­dı­ğı­na bak­ma­nın da­ha doğ­ru ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum. Be­yan­na­me­’de türk­çe bir­kaç yer­de ge­çi­yor. Me­se­la baş­ka dil­ler­de pro­pa­gan­da­ya izin ve­ren dü­zen­le­me do­la­yı­sıy­la türk­çe­den söz edi­li­yor. İki ay­rı pa­rag­raf­ta, türk­çe­nin Bir­leş­miş Mil­let­le­r’in res­mi dil­le­ri ara­sı­na gir­me­si ve Av­ru­pa Kon­se­yi­’nin ça­lış­ma dil­le­ri ara­sı­na alın­ma­sı ile il­gi­li te­şeb­büs­ler­den söz edi­li­yor. 

İn­ter­net­te Türk­çe sa­yı­sal içe­ri­ğin ge­li­şi­mi­nin des­tek­le­ne­ce­ği be­lir­ti­li­yor. 2009 yı­lın­da ku­ru­lan Yu­nus Em­re Ens­ti­tü­sü­’nün 30’un üze­rin­de­ki ül­ke­de kül­tür mer­kez­le­rin­de Türk­çe öğ­re­tir ha­le gel­di­ği ifa­de edi­li­yor. 

“Tür­ki­ye­’nin yurt dı­şın­da Türk­çe dil ve kül­tü­rü­nün ge­liş­ti­ril­me­si bağ­la­mın­da su­nu­lan eği­tim­le­re be­lir­li stan­dart­lar ge­ti­ril­me­si adı­na ‘Yurt Dı­şı Eği­tim Ku­rum­la­rı Mer­ke­zi­’ ku­rul­ma­sı­nı ve bu ku­rum ta­ra­fın­dan ‘Yurt Dı­şı Eği­tim Ku­rum­la­rı Ka­li­te De­ne­tim Stan­dar­dı­’ ge­liş­ti­ril­me­si­ni he­def­le­mek­te­yi­z” de­ni­li­yor. (Bu­ra­da “Türk­çe di­li­” de­ğil, “Türk di­li­” de­nil­me­si ge­rek­ti­ği­ne işa­ret ede­lim.)

El­bet­te bu­ra­ya ka­dar ak­tar­dı­ğı­mız hu­sus­lar da bir an­lam­da dil si­ya­se­ti­ne işa­ret edi­yor. Fa­kat doğ­ru­dan dil si­ya­se­ti di­ye­bi­le­ce­ği­miz iki kı­sa cüm­le var:

“Bil­has­sa ye­ni ne­sil­le­rin Türk­çe ve kül­tü­rü­mü­zü ko­ru­ma­la­rı nok­ta­sın­da mev­cut hiz­met­le­ri­mi­zi ge­liş­ti­re­cek ye­ni adım­lar ata­ca­ğı­z” ve “Di­li­mi­zin me­de­ni­ye­ti­miz­le uyum­lu bir şe­kil­de ge­liş­ti­ril­me­si­ni sağ­la­ya­ca­ğız.”

Türk­çe ve kül­tü­rü­mü­zü ko­ru­ma ko­nu­sun­da mev­cut hiz­met­le­rin ne ol­du­ğu­nu bil­mi­yo­ruz. Keş­ke ta­dat edil­se idi. “Di­li­mi­zin me­de­ni­ye­ti­miz­le uyum­lu şe­kil­de ge­liş­ti­ril­me­si­” de da­ha an­la­şı­lır bir cüm­le de­ğil. 

Dev­let ve dil ko­nu­su 20. yüz­yıl­da önem ka­zan­dı. Çün­kü dev­let hem harf dev­ri­mi yap­tı hem de 1930’lar­da dil dev­ri­mi­… Dil dev­ri­mi zih­ni­mi­zi al­lak bul­lak et­ti. Ha­fı­za kay­bı­na uğ­ra­dık: Ke­li­me­le­ri­mi­zi kay­bet­tik. 1930’lar­da baş­la­tı­lan, 1940’lar­da şid­det­len­di­ri­len di­le mü­da­ha­le, çok par­ti­li dö­nem­de cid­di bir ay­dın ka­mu­oyu bas­kı­sı ola­rak ik­ti­dar­la­rı ta­ciz et­ti. Bu­na rağ­men, dil dev­rim­ci­le­ri­nin ke­li­me­le­ri hiç­bir dö­nem­de AK Par­ti ik­ti­da­rı dö­ne­min­de ol­du­ğu ka­dar re­vaç bul­ma­dı. Bir ta­raf­tan uy­dur­ma ke­li­me­ler, di­ğer ta­raf­tan İn­gi­liz­ce üze­rin­den ge­len ke­li­me­ler türk­çe has­sa­si­ye­ti­ni ha­lel­dar et­ti. 

“Di­lin me­de­ni­yet­le uyum­lu ge­liş­ti­ril­me­si­” bu iki ta­raf­lı yoz­laş­ma­ya kar­şı çık­mak ol­ma­lı­dır di­ye dü­şü­nü­yo­rum. 

Dev­le­tin eli­nin al­tın­da Türk Dil Ku­ru­mu va­r…­ Za­ma­nın­da çok fa­al olan ku­rum, şim­di bir dur­gun­luk dö­ne­min­de. Ku­ru­mun dev­le­tin dil si­ya­se­ti­ni oluş­tu­ra­cak ve yü­rü­te­cek bir ko­num­da de­ğer­len­di­ril­me­si­ne bir tür­lü sı­ra gel­mi­yor. Bu be­yan­na­me­den çı­kar­dı­ğım esas so­nuç bu. 

Vahdet

Bu haber toplam 553 defa okunmuştur
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Diğer Haberler
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim