İzdiham: Niçin yazıyorsunuz?
Görebilmekle ilgili. Hikâyeyi görebildiğim için yazıyorum.
İzdiham: Yalnız olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Bazen evet. Bazen hayır.
İzdiham: Edebiyat delilik midir?
Bir coşku hali olabilir ama delilik değil. Delilikse de böylesi olsun.
İzdiham: Sizi özetleyen en iyi cümle nedir?
“Gönlüm uçmak isterken semavi ülkelere / Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere”
İzdiham: Sizi yazmak mı daha çok heyecanlandırıyor; yoksa eserlerinizin okunması mı?
İkisi birbirinden farklı heyecanlar.
Hikâyeyi görmek bile bir heyecan. Yazmaya başlamak, onu tamam etmek, sonra birilerinin okuması. Ayrı ayrı heyecanlar.
İzdiham: Yeni bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz?
Şu an hikâyelerimi bir kitapta toplama aşamasındayım.
İzdiham: Derin sularda yüzmek mi; yoksa beş yıldızlı bir otelin havuzu mu?
Yüzemiyorum. Yüzebilseydim derin sular isterdim.
İzdiham: Yürümek mi makam aracı mı?
Metrobüs. Yürümek.
İzdiham: Boş zamanınız var mı?
Elbette var. Bence herkesin boş zamanı var. Aksini iddia eden elindeki akıllı telefonu bıraksın.
İzdiham: Size sorulduğunda en nefret ettiğiniz soru hangisidir?
Bilemedim. Değişir sanırım bu soru.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.