• İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C

Muharrem'de İstanbul'a mahsus bir gelenek

Muharrem'de İstanbul'a mahsus bir gelenek
Efendimiz sav’e ve ehl-i beytine en ziyade şiir yazan bir milletiz. Muharremiyye de ehl-i beyt aşkımıza ifade zarfı olmuş bir şiir geleneğimiz... Hasan Burak Özkanlı yazdı..

Muharrem ayı geldi, gönül de bu haram ayda ‘Muhabbet ve Hüzün Haremi’nden ziyade söz saçar oldu. Bu, Muharrem’e yaslanan hissiyatı ve fikriyatı hatırlatalım dedik nacizâne…

İlk mesele şu ki; bu ayın ilk Cuma’sında adet edinilmiş bir ilim ve irfan noksanı olarak Hicret konulu hutbeler veriliyor. Hadi bu kabulümüz ancak hiç olmazsa 1 Muharrem’in hicret başlangıcı da bitişi de olmadığı ve Hz. Ömer radiyallahu anh zamanında Muharrem ayının takvim başı kabul edildiği anlatılsa ya. Hicret, 26 Safer Perşembe akşamı yatsıdan sonra başlayıp 12 Rebîü’l evvel Cuma günü ikindi vakti Medine’de bitmiştir. Hutbelerde Muharrem’de vuku bulan mühim hadiseler ve en önemlisi Kerbelâ Hadisesi -nasılıyla değil de daha çok ibret olması için nedeniyle- işlenmelidir. Bu Ehl-i Beyt sevgisinin gereğidir. Yine bu sevginin en ziyade temsilcisi olduğunu zannedenlere yeri geldiğinde bir cevap, yeri geldiğinde de bir el uzatmadır.

Uzatmadan devam edeyim de muhabbet bu dinin neresindedir, ehl-i beyt muhabbeti nedir ve neden gereklidir, bu muhabbeti toplumumuz nasıl izhar etmiştir, Muharrem gelenekleri gibi hususları arz edeyim.

Ecdadımız Ehl-i Beyt âşığı ve de ehl-i sünnettir

Evvela muhabbet… Muhabbet bu dinin esasıdır. Kâinatın da mayasıdır. Zira Cenâb-ı Allah varlığı bir Sevgili’nin hatırına yaratmıştır. “Levlâke levlâk lemâ halaktül eflâk” hadis-i kudsisini inkâra kalkışan mühürlü kalplere Kur’an-ı Kerim “Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil alemîn” ile cevap verir. Ha, orada âlemlere rahmet olan Kur’an kastedilmektedir diyecek olan çıkarsa da ona, Arapça’da erselnâke’deki ke’nin yalnızca insan için kullanıldığını söyler, geçeriz. Hakiki insan Muhammed Mustafa sav demektir. Muhabbet, varlığın başlangıcından beri Hz. Allah ve Habibi Efendimiz Muhammed as ile bize talim olunur. Bakara Suresi 165. ayette Cenâb-ı Allah “eşeddü hubben lillah” ile inananların Allah’a sevgisinin her şeye olan sevgiden öte olduğunu buyurur.

Talime devam eder de Âl-i İmrân Suresi’nin 31. ayetinde kendisini sevmeyi ihsan ettiklerine, “Kul in küntüm tuhibbûnallahe fettebi’ûnî yûhbibkümüllâh” ile “Eğer beni seviyorsanız Habibim’e uyun ki ben de sizi seveyim” der. Burada uymak sevmekten ayrı değildir, sadece Efendimiz as’ı da değil üstelik ehl-i beytini de sevmemizi buyurur Hz. Allah, Şûra Suresi 23. ayette;:“Kul lâ es’elüküm aleyhi ecren illel meveddete lil kurbâ” Yani Efendimiz sav bizden tebliğine karşı bir ücret istemiyor akrabalık sevgisi (Ehl-i beyt) dışında. Burada akrabalık sevgisi manası veren Hasan-ı Basri Efendimizdir. İki manaya da gelir ki biri de akrabaları olan Kureyş’in hısımlık hatırına tebliğine mani olmamasıdır. Diğeri ve bize gerekeni de yukarıda zikrolunandır. Laf uzar gider, Muhabbet ve Hz. Muhammed sav bahsini bir başka sefer daha derin işlemek ümidiyle Muharrem ayına geleyim.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/mercek-alti/muharrem-de-istanbul-a-mahsus-bir-gelenek-h18401.html

Bu haber toplam 559 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim