Medya Pazarında Defolu Türkçe - 82

C.Yakup ŞİMŞEK

A. Ali URAL'IN TERS CÜMLELERİ

(Tedavülden kalkmak – 19 Şubat 2012 – ZAMAN)

“Meydanlara çıksa dalgalanacaktır kalabalıklar.”

Meydanlara çıkmasından bahsedilen kimdir, nedir?

A) Bu cümleye göre söylersek “kalabalıklar”dır.
B) Bir önceki cümleye bakarsak “ay” veya “akçe” olur.
C) Daha da önceki cümlede ararsak akçe sahibidir.
D) Belki hiçbiri değildir.

Nasıl bulacağız?

Tam bir "karışık ism-i fail" meselesi...

***
“Kanat sesleridir güvercinlerin alkış sayabilir lider.”

Muhtemelen “Söze takla attırayım, şiir tadı tutturayım...” hevesiyle kurulmuş bir cümle...
Hakikaten şiiri andırmış fakat manayı bulandırmış.
Çünkü tersinden kurulmuş (Böylelerine Azeri ve Gagauz Türkçesinde “ters cümle” deniyormuş).
Hem de iki kere ters:
Birinci terslik “Güvercinlerin kanat sesleridir...” demek yerine “Kanat sesleridir güvercinlerin...” denmesi; ikincisi  “lider alkış sayabilir...”yerine “alkış sayabilir lider...” şeklinin tercih edilmesi.

Bu tercihler meramın doğru anlaşılmasını zorlaştırmış.

Hâlbuki cümle şöyle kurulsaydı manaya intikal kolaylaşırdı:

“Liderler güvercinlerin kanat seslerini bile alkış sayabilir.”

(Doğru anlayabildiysem...)

***
“Boksör elini havaya kaldırmasını beklerken hakemin, yaşlanır.”

“Söze takla attırayım, şiir tadı tutturayım...” diyerek çatılmış, manası ikinci plana atılmış olan bir başka cümle...

(Ali Bey'in hakkını yemeyelim. Çünkü “Yaşlanır boksör elini havaya kaldırmasını beklerken hakemin...” demek de vardı ama dememiş.)

Bu cümleye göre, hakemin havaya kaldırması beklenen el kimin elidir?

A) Hakemin kendi eli
B) Boksörün eli

Doğru cevabı Ali Bey’in ifadesinden çıkaramıyoruz.

“İfadeyi boş ver, sen hiç boks maçı görmedin mi?” diyen olursa ben de derim ki: “Çok gördüm... Ama hakemler kendi ellerini de kaldırıyor, boksörlerin ellerini de...”

Yani boks maçıyla da o mesele hallolmuyor.

***  
“Fakat ben ilan etmiştim der, akçeyi basan, yeni bir mühür kazınacak gümüşe.”

Burada da düz cümle hor görülmüş, söz yokuşa sürülmüş.

Ayrıca, burada şüphelendiğim ve merak ettiğim bir husus var:

“Akçe basmak” ameliyesinde “bir gümüşe mühür kazımak” safhası da yer alıyor mu acaba?..

***
“Leyleklerin yuvalarına dönüşünde ne var, topraktan buhar yükselmekte. Tavşanın madalyasını kaplumbağanın boynuna takmasında ne var, yeni bir yarış başladı. Tavus kuşunun Hüthüt'ü izlemesinde ne var, gerçek güzel göründü.”

Bu cümlelerde ikişer adet ortak zaaf bulunuyor:

1. Hepsinde birer sual ifadesi (ne var) bulunmasına rağmen hiçbirinde bir şey sorulmayışı.

2. Cümlelerin “ne var”lardan önceki ve sonraki kısımları arasında varlığı sezilen sebep-netice bağının sağlam kurulmayışı.

Ayrıca, “tavşan” ile “kaplumbağa” bulunan cümlede “tavşanın madalyasını kaplumbağanın boynuna” kimin taktığı (tavşan mı, kaplumbağa mı) belli değil...

***

“Üç yüz dokuz sene önce şehri yönetenlerin yerinde rüzgârlar esiyordu.”

Demek, “yerinde yeller esiyordu” değil yerinde rüzgârlar esiyordu...”

Bu da mı söze takla attırmak için?

Ali Bey, yukarıda kullandığınız “sırra kadem basmak” tabirini de isterseniz “sırra ayak basmak” şeklinde değiştirin...

Hakikaten “değişik” olur.

Hem böylece tabirlerin orijinalini “tedavülden kaldırma”nın ne olduğunu da göstermiş olursunuz...

21.02.2012

Bu yazı toplam 1599 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim