• İstanbul 13 °C
  • Ankara 13 °C

Mustafa Uçurum: Temmuz 2023 Dergilerine Genel Bir Bakış-3

Mustafa Uçurum: Temmuz 2023 Dergilerine Genel Bir Bakış-3
Edebiyat Ortamı: 93

Edebiyat Ortamı dergisi 93. sayısında okurlarına tam anlamıyla bir söyleşi şöleni yaşatıyor desek yeridir. Dergide şairler ve yazarların eserleriyle, çalışmalarıyla ilgili sorulara verdikleri cevaplar var. Söyleşiler bir nevi yazı atölyesidir benim nazarımda. Yazma hikâyeleri, yazarın,-şairin mücadelesi, kullanılan üslup, özellikle gençlere rehberlik edecek ayrıntıları içinde barındırır. Dergiden yapacağım ilk paylaşım Tarık Tufan ile son romanı “Aşıklara Yer Yok” ile ilgili yapılan söyleşiden olacak. Benim de okuyup çok beğendiğim ve tavsiye ettiğim bir roman Aşıklara Yer Yok. Sorular; Oğuzhan Öztürk’ten.

“Romancı hikâyesini anlattığı süre içinde koyu bir yalnızlığın içine mahkûmdur. Karakterleriyle baş başa uzun, zorlu bir yolculuğun içindedir. Romanını tamamladığı anda uzun süren yalnızlığına eşlik eden okurlar yolculuğa dahil olur. Okur romancının omzundaki ağır yükü paylaşmaya başlar, kendi ruhunu romana katarak, hikâyeye yeni bir soluk verir. Bazen romancıyı da şaşırtan bir soluktur bu. Romancı başkalarının gözüyle kendi yarattığı dünyaya bakar; bazen aynada kendi yüzünde daha evvel fark etmediği küçük bir ayrıntıyı görmek kadar şaşırtıcı bir tecrübedir bu.”

“Hatıraları tehlike değil de acı verici olarak tarif etmek daha doğru bana kalırsa. Bütün hatıralar acı verir. Bazıları yaşanıp bittiği için bazıları da bir daha asla yaşanamayacağı için.”

“Bir yere gitmenin insana huzur vermeyeceğini öğrendiğim günden bu yana roman yazıyorum. Hayalimde kurduğum şehirlerde, kasabalarda dolanıyorum. Benim Saklıkuyu’m romanlarım.”

Emin Gürdamur ile Önce Biraz Ağladılar Üzerine Söyleşi

Cahid Efgan Akgül, Emin Gürdamur ile son kitabı Önce Biraz Ağladılar üzerine bir söyleşi gerçekleştirmiş. Gürdamur, öykülerden çizdiği yolu 4. kitabı ile pekiştirmeye devam ediyor. Onun öykülerini okumak hem iyi bir öykü okumanın mutluluğunu verirken diğer yandan da günümüz öyküsü adına heyecan duyacağımız bir yetkinliğe sahip.

“Ben kelimelerle yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalışıyorum sadece. Bir ses sahibi kılınıp kılınmadığımı fark edecek, ayırt edecek konumda değilim. Buna zaman karar verecek. Muhtemelen o karar anında ben burada olmayacağım. Nihat Değirmen’e gelecek olursam o, kızının ölümüyle sınanmış, insicamını kaybetmiş, hayata karşı hesap defterini yırtıp atmış biri. Bir deliliğin içinden konuşuyor. Akıllı birinin asla söylemeyeceği, aklından bile geçirmeyeceği şeyler söylüyor. Sanırım Nihat Değirmen, başına gelenlerden önce de böyle şeyler söylemezdi. Onun hâli, Rabbi karşısında naz makamına erişen meczupları hatırlatıyor bana. Bu makama, yaşadığı imtihan sonrası aklını kurban ederek erişti. Ben fazladan bir şey yapmadım. Onunla Tanrı’sının arasından çekildim ve ortaya bu öykü çıktı.”

“Edebiyat betimlemedir. Elbette aşırıya kaçmamak gerekir. Edebiyat tasarruftur aynı zamanda. Söz tasarrufundan doğar. Şipşak okunacak ürünler meselesiyle güzel bir noktaya değindiniz. Dijital Çağ’ın edebiyata gölgesi bu. Öykülerimizi acelecilikten ve hızdan korumamız gerekiyor.”

“Şiire çok şey borçluyum. Yaşarken de yazarken de şiirden güç alıyorum. Şairler bizim uzun uzun anlatmak istediğimiz şeyleri tek bir mısrayla anlatabilen büyücüler. Onlar daima saygıyı ve takdiri hak ediyor. Şairler, dilin sınırlarını genişletirken bizim de duygu dünyamızı genişletiyor; dilin imkân ufuklarını genişletirken bizim de düşünce ufkumuzu genişletiyorlar. Öykü yazarken yorulduğum, tıkandığım, mecalsiz kaldığım zamanlarda şiire sığınıyorum. Üzerimize abanan hayatla ancak şiirle başa çıkabiliriz.”

Kadir Tepe ile Ayıp El İşaretleriyle Gösterilen Uzaklıklar’a Dair

Kadir Tepe de Edebiyat Ortamı’na konuk olan isimlerden. Ona da Ayıp El İşaretleriyle Gösterilen Uzaklıklar kitabı üzerine Süleyman Emre Bayrak sorular yöneltmiş. Şiirini takip ettiğim isimlerdendir Tepe. Mekânsal farklılıklar barındıran ve değişen bir sesi var Tepe’nin. O da bunun farkında. Dünyanın çarpık düzenine karşı şiirin savrulan yüzünü gösteriyor bizlere. Çokça karmaşık ve çıplak.

“Ayıp El İşaretleriyle Gösterilen Uzaklıklar, zannımca “Her şakanın altında bir gerçeklik, her şapkanın altında da bir kellik yatar.” ifadesinin bir tezahürüdür. Kitap bütünlüğünün belli bir karakter algısı var ve bu kıyafet ölçüsüİblis ve Peri’nin “derin” tutkusuyla birlikte peydahlanmaktadır. On bir şiir İblis’in hovardalık serüvenini, üç şiir ise Peri’nin tinsel (kalp, göz, kulak) sesini yansıtmaktadır.”

“Evet, mizanpajı/dizgiyi alışılmışın dışında diye nitelendirebilir, yineleyebiliriz. Sebebi ise: Şiirlerin laçkalığına, bıçkınlığına göre dosyayı düzenlemem gerekiyordu. Bu şekilde, “tamam”dı çünkü. Ayrıcalıklı bir hâlde, biçimin şiire bir parça kattığını düşünüyorum. Dizgi ve şiir ayrı karakter değiller, ilişkileri mutlak surette vardır. Biçim de (mizanpaj) bir sanat unsuru çünkü. Tabii, “eski bir ressam” özelliğiyle birlikte bu lafzı dile getiriyorum: Şiirlerim ayyaştı, şair olarak da biçimi, büyük resmi flu görmem şarttı.”

“Şiir zannımca stres, sıkıntı, huzursuzluk, korku, hastalık gibi etkenlerden peydahlanır. Refah seviyesi yüksek insanın şair olabileceğini, olsa bile bir şey vadedebileceğini, duvara yaslanacağını, dişe dokunacağını hiç düşünmüyorum. Sıkıntının daima peşinden sürüklediği bir şey’dir şiir. İlla ki günlük koşuşturmayı konu edinir, edinmelidir de. Şair de yaşadığını, gördüğünü, kokladığını, duyduğunu, hissettiğini imgeleştirir. Yani her sıkıntı bir şekilde “imge” olarak şiire yansır: Kredi kartı ekstresi, pisuara yapışmış dışkı, banka yapışmış sümük vs. de bu yansımalar arasındandır.”

Bu haber toplam 196 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim