• İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Osmanlı’dan Günümüze Teşhir Malzemesine Dönüşen Yeni Kadın Kimliği

Osmanlı’dan Günümüze Teşhir Malzemesine Dönüşen Yeni Kadın Kimliği
Türkiye modernleşmesinin en önemli yüzü olan kadını gelenek ve din kıskacından kurtarma gayesi ile çıkılan yolda kontrolün kaybedilmesiyle, özellikle reklam ile metalaşmayı kökleştiren uygulamalara yelken açıldı. Büşra Durmuş yazdı.

Kadının reklamlar aracılığı ile metalaşması problematiği, Türkiye için uzunca bir yolun kat edilmesi sonucunda gelinen ve başlangıcı Osmanlı modernleşmesine dayanan bir hadise. Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte artan hızını anlayabilmek açısından tarihsel arka planı netleştirmekte fayda var. Ancak böylece, Birinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul Merkez Komutanlığının bir ressam tarafından yapılan peçeli fakat yüzü açık kadın portresini yasakladığı bilgisinden yola çıkarak, kadın figürünün matbu bir yayında yer almasının dönem ve öncesi için ne anlam ifade ettiğini anlayabiliriz.

Kadın unsurunun görünürlüğünün artması ve reklamlarda kullanılmaya başlanması meselesinin Osmanlı modernleşmesi ile doğru orantılı olarak gerçekleştiği tespiti kimseyi şaşırtmamalı. Zira miladı Tanzimat olan köklü değişimin elbette tek celsede tamamlanmadığı, gelenek ve din uygulamalarının üzerinde, patriarkal iktidar ilişkileri içinde cereyan etmesi sebebiyle uzunca bir zaman dilimi içinde mümkün olduğu inkâr edilemez. Buradan hareketle Cumhuriyet sonrası gelinen şirazesinden çıkmış noktanın yol haritasını okumak için en çok da II. Meşrutiyet sonrasına bakmak uygun düşer.

Osmanlı’da reklamcılığın gelişmesi

Osmanlı Devleti’nin, 1492’de İspanya’dan kaçarak İstanbul’a sığınan Yahudilerce kurulan matbaalar aracılığıyla oldukça erken dönemde yeni teknolojiyle tanışıklığı gerçekleşti. Buna rağmen, siyasi ve sosyal sebeplerden kendi matbaasını kurmak ihtiyacını ancak 1727 senesinde hissetmesi, tabii olarak basın hareketliliğinin ve yine dolayısıyla reklamcılık olgusunun Batı’ya oranla rötarlı bir biçimde kullanılması anlamına gelir. Zira ilk ticari reklama, ancak 1840’ta yarı resmî gazete olan Ceride-i Havadis’in üçüncü sayısında, Avrupa’dan getirilip İstanbul’da satılan Fransız işi duvar kâğıdı ile alakalı olarak rastlarız.

Devamı: http://www.dunyabizim.com/mercek-alti/28726/osmanlidan-gunumuze-teshir-malzemesine-donusen-yeni-kadin-kimligi

Bu haber toplam 690 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim