• İstanbul 12 °C
  • Ankara 12 °C

"TAP" Fiili ve Türevleri

Önder SAATÇİ

"TAP" Fiili ve Türevlerinin Türkiye Türkçesi, Irak Türkmen Ağızları ve Azerbaycan Sahasındaki anlamlarının karşılaştırılması

Türk dili çok uzun bir tarihe sahiptir. Bu zaman diliminde farklı coğrafyalarda farklı lehçeler hâlinde 
kullanılmıştır. Lehçeleşmenin mahiyetinin daha iyi anlaşılması için lehçeler arasındaki kelime hazinesinin 
anlam yönünden de incelenmesi gereklidir. Çünkü Türk lehçeleri arasındaki en önemli farklılıklar kelime 
hazinesinde ve belli kelimelere verilen farklı anlamlarda gözlenir. Türk dilindeki lehçeleşme bir taraftan 
dilin tabii gelişme sürecinin bir sonucu, diğer taraftan onun zenginleşmesini sağlayan etkendir. Dildeki 
zenginleşme yalnızca kelime hazinesinin niceliğiyle değil, aynı zamanda anlam çeşitliliği ile de ortaya 
çıkar. Bu makalede “tap-” fiil kökü ve onun bazı türevleri ele alınarak Azerbaycan, Irak Türkmenleri ve 
Türkiye sahalarında hangi anlam ayrıntılarıyla kullanıldığı araştırılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada 
kelimelerin farklı lehçelerde farklı anlam gelişmeleri gösterdiği, bunun, lehçeleşmenin tabii bir sonucu 
olduğu örneklerle gösterilmiş; bir kelimenin farklı lehçelerde farklı anlamlarla kullanılmasının, dilin 
canlılığının ve zenginliğinin göstergesi olduğu ortaya konmaya çalışılmıştır. 

 

Anahtar Kelimeler: lehçe, Irak, Türkmen, Azerbaycan, Türkçe, anlam 

Abstract 

Turkish language has a lohg history. In this period of time Turkish has been used in different dialects in 
different geographies. Vocabularies amongst the dialects need to be evaluated in terms of meaning to 
understand better the complexion of dialectization. Because the most important differences amongst the 
Turkish dialects are observed in vocabulary and in different meanings given to certain words. Dialectization 
in Turkish language is a result both natural developing period of the language and a factor supplying its 
enrichment. Enrichment in language comes up not only quantity of vocabulary , but also meaning variety. 
In this article verb root of 'tap' and some of ıts derivations were examimed and in which meaning details 
they are used in the territory of Azerbaycan, Iraq (by Turkmens) and Turkey were tried to be researched. In 
this study, it is shown with the exemples that words show different meaning development in different 
dialects and it is the naturel result of dialectization. It was tried to exhibit that the usage of a word in 
different meaning in different dialects is the indicator of vigor and enrichment of language. 

 

Key Words: Dialect, Iraq, Turkman, Azerbaijan, Turkish, meaning 

 

 

 


GiriG: 

Bilinen yazılı geçmişi 1200 yılı aşan Türk dili dünya üzerinde geniş bir coğrafyaya 
yayılmıştır. Bu süreçte Türk milleti farklı medeniyet sahalarına girmiş, farklı devlet 
çatıları altında yaşamış ve pek çok sosyal, kültürel değişikliği hayatına geçirmiştir. Bu 
uzun tarih şeridinde Türk dili de gerek ses gerek şekil gerek anlam bakımlarından bir 
hayli değişikliğe uğramıştır. Bu değişimin en fazla gözlendiği alan ise şüphesiz anlamdır. 
Çünkü bir kelimeye verilen anlam veya anlamlar, kişilerin zihninde oluşup toplum 
tarafından da kabul gördüğünde hemen devreye girer; böylece kelimelerin anlam yükü 
kolaylıkla değişebilir.1 Bu tür değişmelerin, Türk dilinin yayılmış olduğu alanlarda farklı 
seviyelerde olduğu dikkate alındığında ise bir dilin kelimelerinin farklı sahalarda farklı 
anlamlarla kullanılabileceği gerçeği ortaya çıkar. 

1 Kerim Demirci, Türkoloji İçin Dilbilim (genişletilmiş 2. baskı), Anı yayınları, Ankara 2014, s. 198. 

2 Gürer Gülsevin, “Oğuzca Olmayan Türk Lehçelerindeki Oğuzca Unsurlar ve Bunlara Teorik Bir Yaklaşım”, Turkish 
Studies, Cilt: 5, Sayı: 1, Kış 2010, s. 57-68. 

3 H. Kemal Bayatlı, Irak Türkmen Türkçesi, TDK yayınları, Ankara 1996, s. 293. (Tap- fiilinin Irak Türkmenleri 
arasındaki anlamları, H. Kemal Bayatlı.nın Irak Türkmen Türkçesi çalışmasının dizin bölümünden yararlanılarak 
ortaya çıkarılmıştır.). 

Tap- fiilini bu makaleye konu etmemizin sebebi bu fiilin “bul-” fiiliyle birlikte, 
Çağatay ve Kıpçak Türk lehçeleri ile Oğuz grubu Türk lehçeleri arasında bir ölçüt kabul 
edilmesindendir. Gürer Gülsevin, Oğuz grubu dışında kalan Türk lehçelerindeki Oğuzca 
kelimeleri incelerken tap- fiiline de yer verir ve bu fiilin Oğuz grubu dışında kalan Türk 
lehçeleri için karakteristik olduğunu, Oğuz grubunda ise “bul-” fiilinin kullanıldığını 
söyler. Bununla birlikte Gülsevin, tap- fiilinin “bul-” anlamıyla Doğu Oğuz grubu da 
diyebileceğimiz Azerbaycan ve Türkmenistan Türkçelerinde de kullanıldığını bildirir.2 
Biz de buradan hareketle, bu yazıda tap- fiilinin ve türevlerinin birbirine yakın 
sayılabilecek Türkiye, Irak ve Azerbaycan coğrafyalarındaki anlam çeşitliliğini, 
ilişkilerini ve anlam değişmelerini incelemeye çalışacağız. 

Tap-: 

Irak Türkmenleri, Azerbaycan ve Güney Azerbaycan sahalarında sıklıkla kullanılan bu 
fiilin, “bul-” ekseninde pek çok anlamla kullanıldığını gözlemekteyiz. Tap- fiili Irak, 
Azerbaycan ve Güney Azerbaycan sahalarında tespit edebildiğimiz şu anlamlarla 
kullanılmaktadır: 

Irak Türkmenleri:3 

1. Aradığına erişmek: A.tarı, bizi tapmaz. 

2. Elde etmek: Bı qerri ekmek yapar / Sag soldan rız.ın tapar. 

3. İhtiyacı olanı temin etmek: .atta bir çoban tapar/ Canınnan olı bezar. 

4. Eline geçirmek: Tülki bir .urtı taptı / Eyyi bir .ille yaptı. 

5. Bilmecenin cevabını bilmek: Bırda bir tapmaca var / Tapanın babası imam. 


6. Tedarik etmek: Ekmegim tapmışıydım / Onda bı hegbem doldı. 

7. Aklına gelmek: Herif bir .ille tapar. 

8. Rast gelmek: Bir gün bir .ozag taptım. 

Azerbaycan: 

1. Axtarış, aramaq n.tic.sind. meydana çıxarmaq; itirdiyi v. ya bir yerd. unutduğu 
şeyi t.z.d.n .ld. etm.k, özün. qaytarmaq; .ld. etm.k, .l. keçirmek; Xüsusi t.dqiqat, 
araşdırma, axtarış n.tic.sind. aşkara çıxarmaq, açmaq, keşf etm.k; hesablayarak, 
fikirl.ş.r.k bir şeyin n.tic.sini cavabını mü.yy.n etm.k. 

2. Çox axtararaq axırda .ld. etm.k, tapıb almaq. 

3. mec. Görm.k, hiss etm.k; mec. Birini h.r hansı bir v.ziyy.td., halda görm.k; mec. 
.ld. etm.k, nail olmaq. 

4. Danışılan bir söz. ve s.- ye istehzalı münasib.t bildirir.4 

4 Nesimi Adına Dilcilik İnstitutu, Az.rbaycan Dilinin İzahlı Lüg.ti, 4. Cilt, Bakü 2006, s. 266-267. 

5 Yaşar K. Vahidoğlu, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, 5-6. Ciltler, TC Kültür Bakanlığı yayınları, 
Ankara 1997, s. 371-385. (Tap- fiilinin Güney Azerbaycan Türkleri arasındaki anlamları bu eserde yer alan metinlerden 
yararlanılarak ortaya çıkarılmıştır.). 

6 D. Mehmet Doğan, Doğan Büyük Türkçe Sözlük(Genişletilmiş 23. basım), Yazar yayınları, Ankara 2011, s. 1636. 

7 Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2007, s. 4600. 

Güney Azerbaycan:5 

1. Aradığına erişmek: Senin qelemrövi hüsnünde 
bir dili-azad/ İnanmıram tapıla 
böyle 
dilpesend 
olalı. 

2. Elde etmek, sahip olmak: „Edl 
sizinle tapacaq can bu gün. 

3. Hedefine kavuşmak: Abad olub viranımız, Nurla dolub Iranımiz, Xoşbextliyin tapıb 
cemin, Oyan, körpe qızım, oyan! 

4. Kazanmak: Sefa tapıb haçan sözden? 

5. Ortaya koymak, icat etmek: Qoy menşurî 
Atlantik kimi milletler azadlığı esasını 
te'qib eden senedlerde bu cinayetleri teberre etmek 
üçün maddeler ve deliller tapıb 
göstersinler. 

6. Öğrenmek: Ne zaman ki, o işin müxbirini tapdım men Bir beş-on şahı verib onu 
men tez tapdadaram. 

 Türkiye Türkçesi sözlüklerinde ise kelimenin bu anlamına rastlanmamaktadır. Yalnız, 
Doğan Büyük Türkçe Sözlük.te iki tap- maddesinden birinin anlamının “bul-” olduğu 
gösterilmiş; fakat maddeye verilen tanık Ahmet Yesevi.den seçilmiştir.6 Ötüken Türkçe 
Sözlük.te de fiilin bu anlamının ağızlara mahsus olduğu belirtilmiştir.7 Derleme 
Sözlüğü.nde ise tap- fiilinin karşılıklarından birinin “bul-” olduğu kaydedilmiştir ve bu 
kelimenin Merzifon(Amasya), Kerkük göçmenleri(Trabzon), Çıldır, Iğdır(Kars), 
Kazan(Ağrı), Niğde, Çumra, Karaçay aşireti(Kadınhanı-Konya), Kerkük yörelerinde 


kullanıldığı belirtilmiştir.8 A. Bican Ercilasun da Kars İli Ağızları çalışmasında, “bul-” 
anlamına gelen tap- fiilinin ve ondan türeyen tapbaca (bilmece) kelimesinin yöredeki 
Azeri ve Terekeme ağızlarına mahsus kelimeler olduğu bilgisini vermektedir.9 Tuncer 
Gülensoy ise hazırlamış olduğu etimoloji sözlüğünde tapmaca10/ tammaca kelimesinin 
halk ağızlarına mahsus olduğunu, kelimenin Kerkük, Tellafer gibi yörelerde 
kullanıldığını belirtir.11 Bütün bu sözlük verileri, fiilin bu anlamının (bul-) bugünkü 
Türkiye Türkçesi yazı dilinde bulunmadığını, arkaik bir özellik olduğunu göstermektedir. 
Diğer taraftan, Türkiye Türkçesinde bu anlam “bul-” fiiliyle karşılanmaktadır. Zaten, 
“bul-” Orhun Abideleri.nde dahi yer almış çok eski bir Oğuz Türkçesi unsurudur ve 
bugün Batı Oğuzca diye de tabir edilen Türkiye Türkçesi ile Gagavuz Türkçesinde 
yaşamaktadır. Doğu Oğuzcasında (Azerbaycan Türkçesi ve Türkmen Türkçesi) ise Oğuz 
grubu dışında kalan Türk lehçelerindeki gibi tap- fiili kullanılmaktadır.12 Öte taraftan, 
Azerbaycan yazı dilinin sözlüğünde “bul” bir madde hâlinde yer almakla birlikte kelime 
eskimiş (köhne) kaydıyla verilmiştir.13 

8 TDK, Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü, TDK yayınları, Ankara 1978, s. 3828. 

9 A. Bican Ercilasun, Kars İli Ağızları(Ses Bilgisi), Gazi Üniversitesi yayınları, Ankara 1983, s. 383. 

10 Türkiye.de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü.nde tapmaca kelimesinin kullanıldığı belirtilen yöreler şunlardır: 
Göçmenler, Zellice(Sarıkamış), Kars, Van, Ahırlı(Ankara), Kerkük( Türkiye.de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü, 10. 
Cilt, TDK yayınları, Ankara 1978, s. 3827). 

11 Tuncer Gülensoy, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, 1. Cilt, TDK yayınları, Ankara 
2007, s. 859. 

12 Gürer Gülsevin, a.g.m, s. 67-68. 

13 Nesimi Adına Dilçilik İnstitutu, a.g.e., 1. Cilt, s. 358. 

14 Habib Hürmüzlü, Irak Türkmen Türkçesi Sözlüğü(2. baskı), Kerkük 2013, s. 292. 

15 Hussin Sahbaz Hassan, “Kerkük Ağzı”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, 
yayımlanmamış doktora tezi, İstanbul, 1979, s. 75, 378. 

Tapıl- : 

Fiilin bu türevinin, incelediğimiz sahaya ait sözlüklerdeki ve metinlerdeki karşılıkları 
şöyledir: 

Irak Türkmenleri: 

Tapılmag: 

Bulunmak, peyda olmak: Ekmek yapıldı, .eyder tapıldı.14 

Bulunmak, hazır bulunmak: Men ne .alda yıgmışam. Sen de bes dögi tapıldıy 
menimçi.15 

Azerbaycan: 

Tapılmaq(tapılmag): “Tapmaq”dan meçhul(edilgen): 

İten şey tapıldı. 

Axtardığım adam tapıldı. 

Meş.d. azmış uşaqlar tapıldı. 


Xesteliye qarşı yeni d.rmanlar tapılmışdır. 

Zengin neft yataqları tapılmıştır. 

M.nim ayağıma ayaqqabı çetin tapılır.16 

16 Nesimi Adına Dilçilik İnstitutu, a.g.e., 4. Cilt, s. 266. 

17 Ali Hüseyinzade (Daşkın), Ferheng-i Lugât-ı Türkî (Sözlük), İntişarat-ı Yaran, Tebriz 1371H. 

18 A. Bican Ercilasun vd., Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ yayınları Ankara 2012, s. 192. 

19 Mahmut Sarıkaya, “Güney Azerbaycan Türkçesi(Fonetik-Morfoloji-Sentaks)”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler 
Enstitüsü, yayınlanmamış Doktora tezi, Kayseri, 1998, s. 204-205. 

20 H. Kemal Bayatlı, a.g.e., s. 384. 

21 Ata Terzibaşı, Kerkük Eskiler Sözü, Türkmen Kardaşlık Ocağı yayınları, Bağdat 1962, s. 125. 

22 Nesimi Adına Dilçilik İnstitutu, a.g.e., 4. Cilt, s. 266. 

23 Mahmut Sarıkaya, a.g.e., s. 205. 

24 Mahmut Sarıkaya, a.g.e., s. 205; A. Bican Ercilasun(vd), a.g.e., s. 192. 

25 Nesimi Adına Dilçilik İnstitutu, a.g.e., 4. Cilt, s. 266. 

26 Şakir Sabir Zabit, Irak Türkmenleri Ağzında Atalarsözü, Daru.l-Basri Matbaası, Bağdat 1961 , s. 89. 

27 Şakir Sabir Zabit, a.g.e., s. 13; Ata Terzibaşı, a.g.e., s. 21; İhsan S. Vasfî, Irak Türklerinde Deyimler ve Atasözleri 
(Genişletilmiş 2. baskı), Kerkük Vakfı yayınları, İstanbul 2001, s. 87. 

28 H. Kemal Bayatlı, a.g.e., s. 104. 

Güney Azerbaycan: 

Tapılma: Yo.dan ele düşme, görünme, üze çı.ma, ele gelme, tapıntı. 

Tapılmak: Göze görünmek, üze çıkmak, elde edilmek, ele gelmek, gelip çı.mak.17 

Tap- fiilinin edilgen şekli olan ve “bulun-” anlamıyla kullanılan tapıl- da en fazla 
Azerbaycan, Güney Azerbaycan ve Irak Türkmen sahalarında yaşayan bir fiildir. Bu fiilin 
üzerine getirilen -l- eki hem Azerbaycan18 ve Güney Azerbaycan19 sahalarında hem de 
Irak Türkmenleri20 arasında fiile edilgenlik anlamı katar: 

Yemiyençin(yemeyen için) bir yen(yiyen) tapılı(bulunur)(atasözü)(Kerkük)21. 

A.tardığım(aradığım) adam tapıldı(Azerbaycan).22 

Tapulmuri(bulunmuyor)23 

Ancak, her ne kadar Azerbaycan Türkçesinde edilgenlik için, -l- dışındaki ünsüzlerle 
biten ve son sesinde ünlü bulunan köklerden veya gövdelerden sonra -l- eki kullanılsa 
da24 bu lehçede “arkeolojik buluntu” anlamına gelen tapıntı kelimesinde fiilden fiil 
yapma (edilgenlik) işlevine sahip olan -n- ekinin kullanıldığı görülmektedir.25 

 Irak Türkmenlerinde ise bazı fiiller hem -l- hem de -n- ile edilgen yapılabilmektedir. 
Araştırmamızda tap- fiilinin de bu özelliği gösterdiğini gözledik: 

Tapmaca tap-ı-n-ınca.(atasözü)26 

Ekmek yap-ı-l-dı, Heyder tap-ı-ldı.27/ Ekmek yapı-n-dı, .eyder tap-ı-n-dı.(deyim)28 
(Bir iş veya yemek hazırlandı mı, birinin ansızın ortaya çıkması). 

Yukarıdaki deyimlerden ikincisinde yer alan tapıl-, alay yollu kullanılır. İstenmeyen 
bir kişinin, uygun olmayan zamanda ortaya çıkarak başkalarını, varlığıyla rahatsız etmesi 


anlamına gelir. Bu durumda, Irak Türkmenlerinde söz konusu fiilin “peyda ol-” ve “hazır 
bulun-” anlamı kazanarak anlam genişlemesine uğradığını söyleyebiliriz. Tapıl- Irak 
Türkmen ağızlarında, bu anlamlarıyla olumsuz bir duygu değeri de kazanmış olmaktadır. 

Irak Türkmenlerinden alınan yukarıdaki deyimlerden ikincisinde, her iki kanatta -l- 
ekinin kullanıldığı varyantta, deyimin ikinci kanadındaki “tapıldı” şeklinin anlamca 
dönüşlü olduğu bilinmelidir. Bu varyanttaki tapıl- fiili, analoji yoluyla birinci kanattaki 
“yapıldı”ya benzetilerek -n- ile değil, -l- ile dönüşlü kılınmıştır; her iki kanatta da -n- 
ekinin kullanıldığı varyantta ise birinci kanattaki “yapındı” fiili, analoji yoluyla ikinci 
kanattaki “tapındı”ya benzetilerek, -l- eki yerine -n- ekiyle edilgen kılınmıştır, denebilir. 
Bununla birlikte, bu örnekte (yapındı) -n- ekinin tercih edilmesinde fiil gövdesiyle ek 
arasına giren bağlayıcı -ı- ünlüsünün de rolü olabilir. Zira, birçok Türk lehçesinde ünlüyle 
biten köklerden veya gövdelerden sonra edilgenlik anlamı -n- ile sağlanır. 

Irak Türkmenlerinden derlenmiş şu atasözlerinde kullanılan edilgen fiillerde de -l- eki 
yerine -n- eki kullanılmıştır: 

Deve de düşse dişi .ır-ı-n-ı. (atasözü)29(Deve bile düşse dişi kırılır.). 

29 Şakir Sabir Zabit, a.g.e., s. 49. 

30 Şakir Sabir Zabit, a.g.e., s. 79. 

31 Ali Hüseyinzade (Daşkın), a.g.e., s. 199. 

32 D. Mehmet Doğan, a.g.e., s.1635. 

Ne şaş.ın ol bas-ı-n, ne taşkın ol as-ı-n. (atasözü)30(Mahcup olacağın işler yapma, 
Aşırıya kaçıp başkalarının ihmaline uğrama.). 

Yukarıdaki atasözlerinden ilkinde dişin, bir dış etkenle kırılması gerçeği göz ardı 
edilerek fiilin kendiliğinden meydana geldiği algısı oluşmuş ve Türkiye Türkçesi ile 
Azerbaycan Türkçesinin aksine, bu atasözündeki “kır-” fiili -n- ekiyle edilgen kılınmış 
olabilir. İkincisindeyse “şaşkın” ve “taşkın” kelimelerinin sonundaki “n” seslerinin 
aliterasyonu ile edilgenliğin, -l- yerine -n- ile sağlanmış olduğu söylenebilir: bas-ı-n, as-ı-
n. Bu örneklerde de yukarıdaki gibi, bağlayıcı -ı- ünlüsünün rolünden söz etmek 
mümkündür. 

Fiilin (tapıl-) her üç sahadaki (Azerbaycan, Güney Azerbaycan ve Irak) anlamlarına 
bakıldığında ise Irak Türkmenlerinde kelimeye verilen “peyda ol-” yan anlamının 
Azerbaycan sahasında bulunmadığı görülmektedir. Yalnız, Güney Azerbaycan.da tapıntı 
kelimesinin anlamlarından birinin “birden ele gelen”31 olduğu ve bu anlamın Irak 
Türkmenleri arasında tapıl- fiiline verilen “peyda ol-” yan anlamına oldukça yakın 
olduğu gözlenir. 

Bugünkü Türkiye Türkçesi yazı dilindeyse fiilin bu anlamına (bulun-) 
rastlanmamaktadır. Bununla birlikte, Doğan Büyük Türkçe Sözlük.te de tapıl- fiiline 
“bulun-” anlamı verilmiş; fakat maddenin tanığı Fuzuli.den seçilmiştir.32 Ötüken Türkçe 
Sözlük.teyse tapıl- fiili “bulun-” ve “ol-” anlamlarıyla kaydedilmiş; kelimenin, bu 
anlamlarıyla Orta Türkçe, eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlı Türkçesinde kullanıldığı 


belirtilmiştir.33 Görüldüğü üzere, fiilin bu anlamı (bulun-) Azerbaycan sahasında ve Irak 
Türkmenleri arasında daha yaygındır. Türkiye Türkçesi yazı dilindeyse gerek fiilin kökü 
gerek bu türevi (tapıl-) artık arkaik birer unsur durumundadır. 

33 Yaşar Çağbayır, a.g.e., s. 4589. 

34 İ. Zeki Eyüboğlu, Türkçe Kökler Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul 1989, s. 139; Tuncer Gülensoy, a.g.e., s. 858. 

35. TDK, Türkçe Sözlük, TDK yayınları, Ankara 2011, s. 2266. 

36 Yaşar Çağbayır, a.g.e., s. 4590. 

37 Nesimi Adına Dilçilik Enstitüsü, a.g.e., 4. Cilt, s. 266. 

38 Ali Hüseyinzade (Daşkın), a.g.e., s. 199-200. 

Tapın- : 

Bilindiği gibi, tap- fiilinin bir de “ibadet etme” ekseninde anlamları vardır.34 Söz 
konusu fiilin dönüşlü şekli de tapın- biçiminde olup Türkiye Türkçesi ve Azerbaycan 
Türkçesinde yaşamaktadır. “İbadet et-” anlamına gelen tap- ve tapın- fiillerine, sahaya 
ait çeşitli sözlüklerde aşağıdaki anlamların verildiği gözlenmektedir: 

Türkiye Türkçesi: 

Tap-: 

1. İlah olarak tanınan varlığa karşı inancını ve bağlılığını belirli kurallar 
çerçevesinde göstermek. 

2. Tutku ile sevmek, bağlanmak. 

3. Birine çok değer vermek.35 

Tapın-: 

1. Hizmet etmek. 

2. Tapmak eylemini gerçekleştirmek; şükretmek; hürmet etmek; perestiş etmek. 

3. Allah.a ibadet etmek; kulluğun gereğini yerine getirmek; inanç ve bağlılığını 
göstermek için ibadet sayılan belli davranışlarda bulunmak. 

4. Tanrılara saygısını sergilemek. 

5. Bir kimseye karşı aşırı bağlılık göstermek; onu çılgınca sevmek. 36 

Azerbaycan: 

Tapın-: 

1. S.cd. etmek, sitayiş etmek, ibadet etmek, perestiş etmek. 

2. P.r.stiş d.r.cesinde sevmek, m.ftun olmaq.37 

Güney Azerbaycan: 

Tapın-: 

Baş eğmek, özini borçlı sanıp ayağına düşmek.38 


Bu sözlük verilerine göre, Türkiye Türkçesinde “ibadet etmek” anlamı fiilin hem kökü 
hem de türevinde yaşatılırken, Azerbaycan.da bu anlam yalnızca tapın- türevinde 
gözlenmektedir. Buna göre, tap- fiili Azerbaycan.da “ibadet etmek” anlamını yitirerek 
anlam daralmasına uğramıştır. Güney Azerbaycan.da ise tapın- fiili temel anlamından 
uzaklaşarak yalnızca mecaz anlamıyla yaşamaktadır ki bu da bir anlam daralması 
örneğidir. Irak Türkmenlerinde ise tap-, Azerbaycan.da olduğu gibi, ibadetle ilgili 
anlamını yitirerek bir anlam daralmasına uğramış, tapın- ise bu ağızlardan tamamen 
düşmüştür. Türkiye Türkçesine gelince, anlam ekseni epeyce zengin olmasına rağmen, 
tapın- fiilinin kullanım alanı bugünkü Türkiye Türkçesinde epeyce daralmış; hatta, tapın- 
nerdeyse ölü bir kelime hâline gelmeye başlamıştır. Bunun ardında İslam dininin 
Arapçadan kaynaklanan terminolojisinin günlük dile etkisinin rolü olduğu söylenebilir. 
En başta, “ibadet, namaz, eda, kaza, vb.” aynı kavram alanına giren pek çok kelime 
günlük dilde sıklıkla kullanılarak tapın- fiilinin dilden düşme noktasına gelmesine sebep 
olmuştur, denebilir. 

Tapınak: 

Yalnızca Türkiye Türkçesinde gözlediğimiz tapınak kelimesi bugünkü 
sözlüklerimizden bazılarında aşağıdaki gibi karşılanmıştır: 

TDK Türkçe Sözlük: İçinde ibadet edilen, tapınılan yapı, mabet, ibadethane, 
ibadetgâh.39 

39 TDK, a.g.e., s. 2266. 

40 Yaşar Çağbayır, a.g.e., s. 4589. 

41 D. Mehmet Doğan, a.g.e., s. 1635. 

42 Dil Derneği, Türkçe Sözlük, Dil Derneği yayınları, Ankara 2005, s. 1833. 

Ötüken Türkçe Sözlük: Tapınmak için yapılmış yapı, mabet, ibadethane.40 

Doğan Büyük Türkçe Sözlük: Çok tanrılı dinlerde ibadet yeri, mabet.41 

Dil Derneği Türkçe Sözlük: İçinde Tanrıya kulluk edilen, tapınılan yapı, mabet, 
ibadethane.42 

Yukarıdaki sözlük verilerine bakıldığında, bunların içinde en ilgi çekici olanı Doğan 
Büyük Türkçe Sözlük.tekidir. Bu sözlüğe göre, tapınak çok tanrılı dinlerle ilgili mabetler 
için kullanılmaktadır. Bu anlamlandırmanın ardında kültürün etkisinin bulunduğu 
söylenebilir. Çünkü, Türkiye Türkçesinin yayıldığı alanlarda eski çağlardan beri 
Müslüman, Hristiyan ve Yahudiler bir arada yaşayagelmişlerdir. Türkler için Yahudiliğin 
ve Hristiyanlığın mabetlerinin adları yabancı kavramlar değildir. “Kilise”, “havra”, 
“sinagog” Türkçeye çok eskiden girmiş terimlerdir. Oysa, semavi dinler dışında kalan 
dinlerin mabet adları Türkiye Türkçesi konuşurları için yabancı kavramlardır. Bu yüzden, 
çok tanrılı dinlerin ibadethanelerinin Türkçede toplu hâlde kavramlaştırılması tabiidir. 
Yalnız, TDK Türkçe Sözlük.te tapınak maddesinin altında “Yahudi tapınağı” tamlaması 


verilmiş tir.43 Bu tamlama kalıcı bir isim olmayıp diğer sözlüklerde de gösterilmemiştir. 
Bu yüzden, söz konusu tamlamayı bir leksik birim olarak kabul edemeyiz. 

43 TDK, a.g.e., s. 2266. 

44 Sevan Nişanyan, Sözlerin Soyağacı, Everest yayınları, İstanbul 2012, s. 604. 

Kelimenin “mabet” anlamı dışında, Doğan Büyük Türkçe Sözlük.ün verdiği “çok 
tanrılı dinlerin mabedi” anlamını da kazanması bir anlam genişlemesidir. Burada üzerinde 
durulması gereken bir husus da tapınak kelimesinin dil devrimi çalışmaları sırasında 
neolojizm (yenicilik) yoluyla dile ithal edildiğidir. Nitekim, bu kelimeye ilk kez 1935 
tarihli Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu.nda rastlanmaktadır.44 Karşılaştırdığımız 
diğer lehçelerde ise bu kelime bulunmamaktadır. Ancak bu kelimenin Doğan Büyük 
Türkçe Sözlük.teki anlamıyla kullanılması dile yerleştiğinin bir göstergesidir, denebilir. 

SONUÇ: 

1. Görüldüğü üzere, tap- fiil kökünün başlıca iki anlam ekseninden biri olan “ibadet 
et-” ile ilgili anlamlar Türkiye Türkçesinde yaşatılırken, “bul-” eksenindeki anlamlar 
Azerbaycan ve Irak Türkmen sahasında kullanılmaktadır. 

2. Türkiye.de tap- fiilinin “bul-” anlamıyla kullanıldığı alanlar daha çok Doğu 
Anadolu veya Kerkük göçmenlerinin bulunduğu Anadolu yöreleridir. Bu durum, 
Azerbaycan lehçe sahasının Doğu Anadolu.ya da uzandığının leksik bir göstergesidir. 

3. Azerbaycan, Güney Azerbaycan ve Irak Türkmen sahasında tap- fiilinin “bul-” 
anlam ekseninde pek çok yan anlamla kullanıldığı görülmektedir. 

4. Türkiye Türkçesinde “ibadet et-” anlamı hem tap- hem tapın- fiilleriyle 
karşılanmaktadır. 

 5. Güney Azerbaycan sahasında tapın- fiilinin, mecazlaşarak “Baş eğmek, özini borçlı 
sanıp ayağına düşmek” anlamı kazanması diğer sahalarda görülmeyen bir anlam 
gelişmesi arz etmektedir. 

 6. Türkiye Türkçesi, Azerbaycan ve Güney Azerbaycan sahalarında edilgenlik anlamı 
her zaman -l- ekiyle sağlanırken, Irak Türkmen ağızlarında edilgenlik için bazı fiillerin 
köklerine hem -l- hem de -n- ekleri getirilebilmektedir. 

7. Irak Türkmenlerinde tapıl- yan anlam kazanarak “hazır bulun-” ve “peyda ol-” 
anlamlarıyla diğer sahalarda görülmeyen bir anlam gelişmesi arz etmektedir. 

8. Tapınak yalnızca Türkiye Türkçesinde kullanılmaktadır. Neolojizm (yenicilik) 
akımıyla dile ithal edilmiş, daha ziyade çok tanrılı dinlerin mabetleri için kullanılan bir 
terim niteliği kazanarak zamanla dilde tutunmuştur. 

9. Birbirine yakın sahalarda belli bir kelimenin bu ölçüde farklı anlamlarla kullanılıyor 
olması dilin hem canlılığının hem de zenginliğinin bir göstergesidir. 

 

 


 

GGaretler: 

A-a : uzun a 

e : uzun e 

e : kapalı e (e-i arası ses) 

g : art damak g.si . 

.- . : ha . 

. : hırıltılı h . 

. : art damak k.si . 

 

Hatırlatma: 

Makalede, transkripsiyon işaretleri yalnızca Irak Türkmenlerinden alınan metinlerde 
kullanılmış; Azerbaycan ve Güney Azerbaycan.dan alınan metinler ilgili kaynaklardaki 
alfabe ve işaretlerle iktibas edilmiştir. 

 

Kaynaklar: 

Bayatlı, H. Kemal; Irak Türkmen Türkçesi, TDK yayınları, Ankara 1996. 

Çağbayır,Yaşar; Ötüken Türkçe Sözlük, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2007. 

(Daşkın), Ali Hüseyinzade; Ferheng-i Lugât-ı Türkî (Sözlük), İntişarat-ı Yaran, Tebriz 
1371H. 

Demirci, Kerim; Türkoloji İçin Dilbilim(genişletilmiş 2. baskı), Anı yayınları, Ankara 2014. 

Doğan, D. Mehmet; Doğan Büyük Türkçe Sözlük(Genişletilmiş 23. basım), Yazar 
yayınları, Ankara 2011. 

Dil Derneği, Türkçe Sözlük; Dil Derneği yayınları, Ankara 2005. 

Ercilasun, A. Bican; Kars İli Ağızları (Ses Bilgisi), Gazi Üniversitesi yayınları, Ankara 
1983. 

Ercilasun, A. Bican (vd); Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ yayınları Ankara 2012. 

Eyüboğlu, İ. Zeki; Türkçe Kökler Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul 1989. 

Gülensoy, Tuncer; Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, (2 
Cilt), TDK yayınları, Ankara 2007. 

Gülsevin, Gürer; “Oğuzca Olmayan Türk Lehçelerindeki Oğuzca Unsurlar ve Bunlara Teorik Bir 
Yaklaşım”, Turkish Studies, C: 5, S: 1, Kış 2010, s. 57-76.. 


Hassan,Hussin Sahbaz; “Kerkük Ağzı”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk 
Dili ve Edebiyatı Bölümü, yayımlanmamış doktora tezi, İstanbul, 1979. 

Hürmüzlü, Habib; Irak Türkmen Türkçesi Sözlüğü (2. baskı), Kerkük 2013. 

K. Vahidoğlu, Yaşar, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, 5-6. Ciltler, T.C. 
Kültür Bakanlığı yayınları, Ankara 1997. 

Nesimi Adına Dilçilik İnstitutu; Az.rbaycan Dilinin İzahlı Lüg.ti, (4 Cilt), Bakü 2006. 

Nişanyan, Sevan; Sözlerin Soyağacı, Everest yayınları, İstanbul 2012. 

Sarıkaya, Mahmut; “Güney Azerbaycan Türkçesi(Fonetik-Morfoloji-Sentaks)”, Erciyes 
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayınlanmamış Doktora tezi, Kayseri, 1998. 

TDK; Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü,(12 Cilt), TDK yayınları, Ankara 
1978. 

TDK; Türkçe Sözlük, TDK yayınları, Ankara 2011. 

Terzibaşı; Ata, Kerkük Eskiler Sözü, Türkmen Kardaşlık Ocağı yayınları, Bağdat 1962. 

Vasfî; İhsan S., Irak Türklerinde Deyimler ve Atasözleri (Genişletilmiş 2. baskı), Kerkük Vakfı 
yayınları, İstanbul 2001. 

Zabit; Şakir Sabir, Irak Türkmenleri Ağzında Atalarsözü, Daru.l-Basri Matbaası, Bağdat 1961. 

Bu yazı toplam 1609 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 1
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim