• İstanbul 17 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 22 °C
  • Konya 21 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 26 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 19 °C

Medya Pazarında Defolu Türkçe - 24

C.Yakup ŞİMŞEK


(Not:
Ben hepsini işaretliyorum. Niye mi? Bakın, anlatayım:
Bana göre ATAKLI aslında “hüküm” diyecekken son anda aklına gelen parlak bir fikirle işin içine biraz “hikmet” katmak istedi. Üstüne de bir tutam “hâkimiyet” sepeleyip bir dirhem “hamiyet” ve bir zerre de “hüviyet” ekleyerek “hükm” üne çeşni tutmak diledi.)


***

Can ATAKLI (VATAN - 30 Mart 2011)

“Barajı geçemiyorsanız yoksunuz demektir anlamına da geliyor.”

Aynı manaya gelen (müteradif / sinonim) kelimelerle cümle şişirilmiş. Nitekim “…demektir” dedikten sonra anlamına da geliyor.” demenin ne manası var?


***

Mithat SANCAR
(Taraf - 30 Mart 2011)

“Ergenekon operasyonları başladığından beri, iki boyutu bir arada ele almanın önemine vurgu yapmaya: Teşkilat ve zihniyet!”

ATAKLI’nın yaptığının tam tersini SANCAR yapmış: ATAKLI, cümleyi bitirmek için sözü nafile yere uzatmıştı; SANCAR ise farz olanı bile söylememiş. Belki işinin çokluğundan, cümlesini bitirmeye vakit bulamamış, eksik kalan yeri okuyucuların hayallerine havale etmiş…
Biz de onun yarım bıraktığı cümlesini hayalimizden tamamlayalım:
A) iki boyutu bir arada ele almanın önemine (sakın kimse) vurgu yapmaya (yapmasın)
B)
iki boyutu bir arada ele almanın önemine vurgu yapmaya (çalışıyorlar / çalıştılar)
C)
iki boyutu bir arada ele almanın önemine vurgu yapmaya (çalışıyorum / çalıştım)

Doğru şıkkın C olduğunu, yukarıdaki cümleden sonraki iki paragrafı okuyunca anlıyoruz.

***

Abdullah AYMAZ
(ZAMAN - 13 Mart 2011)

“Din ve kabile gerginliği hiç kalmamış. İşte Libya'dan gelen Müslüman öğrenciler için Hıristiyan olan Dışişleri Bakanı gözyaşı döküyor. Bu durum her şeyi gösteriyor.”

Ortadaki cümleye dikkat… (Ruanda hariciye vekili) “Libya'dan gelen Müslüman öğrenciler için” mi Hristiyan olmuş?.. Eğer öyleyse cümlede bir hata yok demektir. Fakat bu kişinin Hristiyanlığına dikkat çekilmek istendiyse cümlenin kuruluşu yanlıştır ve doğrusu şudur:

“İşte Hristiyan olan Dışişleri Bakanı, Libya'dan gelen Müslüman öğrenciler için gözyaşı döküyor.”


***

Abdullah AYMAZ
(ZAMAN - 07 Mart 2011)

“Aysal Aytaç Bey, Hacı Kemal Ağabey hakkında, hatıralarını anlatırken diyor ki: Eski Kırgızistan Milli Eğitim Bakanı Çınara Hanımefendi'yi, bakanlıktan ayrıldıktan sonraki ziyaretlerimin birisinde bana Hacı Kemal Erimez'i anlattı.”

Yazının başında böyle bir paragraf okuyoruz ama net bir şey anlamıyoruz:

Bu cümleye göre kim, kimi anlatmış?

A)
Aysal Aytaç Bey, Hacı Kemal Erimez'i anlatmış.
B) Eski Kırgızistan Millî Eğitim Bakanı Çınara Hanımefendi, Hacı Kemal Erimez'i anlatmış.
C) Aysal Aytaç Bey, Eski Kırgızistan Millî Eğitim Bakanı Çınara Hanımefendi'yi anlatmış


Doğru cevabın B olduğunu, ikinci paragrafı sonuna kadar okuyunca ancak anlıyoruz.
Buradaki ifade kusuru AYMAZ’dan değil, Aysal Aytaç Bey’den kaynaklanmış olabilir. Çünkü AYMAZ, bu paragrafı ondan iktibas etmiş.
Ama en azından küçük bir müdahaleyle - mesela Çınara Hanımefendi’nin ismine getirilmiş olan “-yi” ekini atmak suretiyle - tashih edebilirdi.
O paragrafı aşağıdaki gibi kursaydı muğlak ifadeden yine kurtulurdu:
Eski Kırgızistan Millî Eğitim Bakanı Çınara Hanımefendi, bakanlıktan ayrıldıktan sonra ziyaretine gelen Aysal Aytaç Bey’e, Hacı Kemal Erimez hakkındaki bir hatırasını şöyle nakleder:”

Bu yazı toplam 1341 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim