• İstanbul 13 °C
  • Ankara 18 °C

Medya Pazarında Defolu Türkçe - 31

C.Yakup ŞİMŞEK

(Yiğit BULUT - Can DÜNDAR - Nazan BEKİROĞLU)


Yiğit BULUT (HABERTÜRK -
17 Nisan 2011)


“Arık, neden düştüğü ‘asla bilinemeyen’ bir uçak kazası yüzünden aramızdan ayrıldı ve Türkiye’nin ‘konu hakkındaki birikimi’ olan en önemli uzmanı yoluna devam edemedi...”

BULUT’
un ne demek istediği anlaşılıyor ama cümlesi acemi işi...
İfadeye göre düşen “uçak” değil “uçak kazası” oluyor.
Düzgün ibare için şu iki şekilden biri tercih edilebilirdi:
1. “Arık, neden düştüğü ‘asla bilinemeyen’ bir uçakla aramızdan ayrıldı...”
2. “Arık, nasıl meydana geldiği ‘asla bilinemeyen’ bir uçak kazası yüzünden aramızdan ayrıldı...”

***

Yiğit BULUT (HABERTÜRK - 17 Nisan 2011)


“Geride bıraktırılan her kurum, “mayın temizleme” iddiasıyla başka ülkelere terk edilmeye zorlanan Güneydoğu’daki kritik topraklar, yabancılara bırakılan petrol sahaları, TBMM’den akla zarar bir şekilde geçen Sezer’in vetosu ile son anda engellenen petrol kanunumuz ve daha birçok detay var... “


Yiğit BULUT
’un aynı yazısından aldığım bu cümleye göre “TBMM’den akla zarar bir şekilde geçen” aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sezer
B) Sezer’in vetosu
C) petrol kanunumuz
Eğer doğru cevap C ise “TBMM’den akla zarar bir şekilde geçen” sıfatından sonra ya bir virgül (,) konmalı yahut “ve” kelimesi olmalıydı.

***

Can DÜNDAR (Milliyet - 17 Nisan 2011)


“Latin ülkelerine bakıyorum. Demokratlar, 90 yaşında darbecileri yargılıyor.”


Can DÜNDAR
’ın cümlesine göre “90 yaşında” olanlar kimlermiş?
A) Latin ülkelerindeki bazı demokratlar
B)
Latin ülkelerindeki bazı darbeciler
DÜNDAR’ın kastettiği, muhtemelen B şıkkı... Fakat ikinci cümle iyi kurulmadığı için tereddüde yol açabilir.
Böyle bir yanlış anlama ihtimaline yer bırakmamak için cümleye minicik bir ilave yeterdi:
“Demokratlar, 90 yaşındaki darbecileri yargılıyor.”
***

Nazan BEKİROĞLU (ZAMAN - 17 Nisan 2011)


“Lâkin sözü gündelik dolayımının dışına zorlamak şair yalnızlığının da başlıca nedenidir.”


BEKİROĞLU
’nun cümlesinde yer alan “dolayım” kelimesi Türkçede mevcut mu? TDK’nin yeni kelimelerine benziyor ama hiçbir lügatinde geçmiyor.
Peki, BEKİROĞLU “sözü gündelik dolayımının dışına zorlamak” ifadesiyle ne demek istiyor?
Bilhassa şu “gündelik dolayım” ne oluyor? “Gündelik kullanım” mı? Belki...
Bu nadide kelimeyi daha önce Dücane CÜNDİOĞLU’nun şu cümlesinde görmüştüm:
“Sanatın özü dolayımdır.”
Elbette, orada da “dolayım” ın ne olduğu anlaşılmıyordu ama bir sonraki cümleyle beraber okununca tahmin ediliyordu:
Sanatın özü dolayımdır. Göstermek, teşhir etmek değil, aksine îma ve işaret etmektir.”
CÜNDİOĞLU’nun “dolayım” ı bir sonraki cümlenin yardımıyla şöyle böyle de olsa anlaşılıyordu. (Zaten günümüz Türkçesinde anlatma ve anlama seviyesi “şöyle böyle” basamağına düştü. İlerde ne olur, meçhul...)
Gelgelelim BEKİROĞLU’nun “dolayım” ı ondan da mahrum görünüyor.
Bendeniz de şunu tam olarak anlamaktan hep mahrum mu kalacağım acaba: Ülkemdeki muharrir ve muharrireler böyle kelimeleri niçin tercih ederler? Fikirlerini daha iyi anlatmak için gün yüzü görmemiş sözleri kullanmaları şart mı? Türkçede mesela bu “dolayım” kelimesi yerine geçebilecek hiçbir kelime yok mu?..

19.04.2011

Bu yazı toplam 1482 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim