Bir dünya klasiği olan Demir Yolu Çocukları’nı okumayan neredeyse yoktur. Edith Nesbit deyince başka bir eser kimin aklına gelir? Kaç eseri olduğunu tam bilmemekle birlikte Demir Yolu Çocukları dışındaki beş kitabını Şule Yayınları’nın Türk okurla buluşturduğunu biliyorum.
Çocukların ilgiyle okuyacağını düşündüğüm Edith Nesbit eserlerinden Büyülü Dünya’dan bahsetmek istiyorum. Bu eser 1910 yılında basılmış ilk kez. Böyle bir eserin o yıllarda basıldığını bilmek Edith Nesbit’in, “dünya edebiyatında ilk modern çocuk kitabı yazarı” unvanını hak ettiğini de gösterir kanaatindeyim.
Büyülü Dünya’da, fantastik türlerden bildiğimiz cadıların, büyücülerin yaptığı büyü, sihir gibi şeyler yok. Okurun hayal dünyasına hitap eden büyüleyici bir dünya var. Büyülü Dünya’nın içindeki hikâyelerde hem fantastik hem de masalsı unsurlar bulunuyor. Hikâyelerden biri tamamen masal. "Prenses ve Kirpi" başlıklı masalda bir prenses babasının kaybettiği krallığı kurtarıyor.
Biz artık arkadaşız
Diğer bir hikâyede rüzgârın her gün kendisine “Uyan, Septimus Septimusson, uyan haydi! Sen yedinci oğlun yedinci oğlusun. Sen perileri görebilir, hayvanların konuşmalarını duyabilirsin... ve talihini aramak için yollara düşmelisin.” diyen bir çocuktan bahsediliyor. Bu cümleler size ne çağrıştırır bilmem ama bana Hz. Süleyman kıssasını, Sezai Karakoç’un "Masal" şiirini, "Yedi Kardeş" masalını hatırlattı. Masalda annesi çocuğa rüzgârı dinlememesini söylüyor ve Sep rüzgârdan korkmaya başlıyor. Sep, midyeleri kurtarmak için rüzgârdan yardım istemek zorunda kalıyor. Midyeler kurtulduğunda Sep’le rüzgâr arasında şöyle bir konuşma geçiyor:
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21381/ruzgr-bir-cocuga-neler-soyler.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.