• İstanbul 18 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 23 °C
  • Konya 19 °C
  • Sakarya 21 °C
  • Şanlıurfa 27 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 25 °C
  • Bolu 22 °C
  • Bursa 20 °C

Şair kula da sâir kula da düşen hayran olmaktır

Şair kula da sâir kula da düşen hayran olmaktır
Şair ve yazar A. Ali Ural, uzun zamandan sonra beklenen son kitabı 'Gizli Buzlanma'yla şiir yolculuğuna devam ediyor. Fatma Toksoy, şairle, 'Gizli Buzlanma'yı konuştu.

Şair ve yazar A. Ali Ural, uzun zamandan sonra beklenen son kitabı "Gizli Buzlanma"yla şiir yolculuğuna devam ediyor. Yalın ve sezgiye dayalı dili, mısralarında yeni bir sese dönüşerek geleneği ve bugünü birleştiriyor. Gücünü büyük ölçüde çağrışımlardan alan şiirlerini ve şiir anlayışını kendisiyle konuştuk.

Muhterem hocam, “Kuduz Aşısı” kitabınızdan bugüne kadar tam yedi yıl geçti. Suskunluğunuzu “Gizli Buzlanma”yla bozdunuz. Yıllar önce bize ders verirken anlattığınız bilgilerin ışığında dikkat ettim de bazı yazar ve şairlerin kitap çıkarmak, hikâye veya şiirlerini yayınlamak hususunda belli zamanları oluyor ve düzenli olarak o aylarda yayınlamaya gayret ediyorlar eserlerini. Sizde de böyle bir şey var mı? Neden yedi yıl?

Ağaç ne zaman meyve vereceğini bilmez. O sadece kökleriyle toprağı, dallarıyla gökyüzünü çapalar durur. Çiçek açtığı gün dahi meyve vereceğinden emin değildir. Dolayısıyla suskunluğu bozmuyoruz. Susmaya devam edeceğiz. Yalnız ağaçlar değil, meyveler de bağırmaz. Tagore’un bir kitabının adı “Meyve Zamanı”dır. Çok severim bu ismi. Yedi sene şairinin seçtiği bir zaman değil, sözün mutlak sahibinin takdiri. Tevafuk. Yedi sene kıtlık, yedi sene bolluk yılına işaret eder Hz. Yusuf’un tabir ettiği bir rüya. Şiir kitapları da şairlerin rüyası. Onları kim tabir edecek!

Şair, şiir yazmadığı zamanları ne yapar?

Şairler kendileri bunu zaman zaman unutsalar da insandırlar. Şaire insanlıktan başka bir konum aramak ya da onu “Üst İnsan” saymak, seyrine zarar vermekten başka işe yaramaz. Diğer insanların maruz kaldığı bütün manevi tehlikeler şairler için de geçerlidir. Hatta etkiye açık oldukları için tehlikeye de açıktırlar. Belli zamanlarda üretim yapan bir şiir fabrikası olarak göremeyiz onu. Hayat ve ölüm onun işlerinin sınanması için de yaratılmıştır. Dolayısıyla diğer insanlar nasıl yaşıyorlarsa şair de üç aşağı beş yukarı öyle yaşar. Farkı göz ve kulak kesilmektir kâinata yaşarken. Gerçi şair olmayanlardan da beklediği şeydir bu Kur’ân’ın. Bakışın yönlendirilmesi istenmektedir evrene. Orada en küçük bir pürüzün olmadığının görülüp tasdik edilmesi gerekmektedir. Şair kula da sâir kula da düşen hayran olmaktır.

Devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/21310/sair-kula-da-sir-kula-da-dusen-hayran-olmaktir.html

Bu haber toplam 1136 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim